Bir röportajınızda ‘insan merkezli tasarım’a olan inancınızı dile getirmişsiniz. Bu yaklaşımı kısaca anlatabilir misiniz?
Bir tasarımcı olarak “insan odaklı tasarım” diye adlandırmayı tercih ediyorum. Ürünler, yazılım, insanların kullandığı hizmetler ve neden bunların kullandığı üzerine düşünülen bir tasarım anlayışı… Sadece beğendiğiniz veya ihtiyaç duyduğunuz için satın alıyor ve kullanıyorsunuz bu ürün ve hizmetleri. Onları daha hoşa gidecek ve akıllı hale getirmek içinse, insanların ihtiyaç ve isteklerine, motivasyon kaynaklarına, insan davranışlarına odaklanmak çok önemli. Şahsen ben, oyuncuya, iş hedeflerine ve davranışa odaklanan oyunlaştırmada görüyorum çözümü.
İnsan odaklı tasarım günümüz teknolojileri, ürün ve hizmetleri açısından ne gibi yararlar sağlayacak?
Şirketler sürece eninde sonunda insanın olduğunu anladıklarında, dijital dönüşümün güzel web sayfaları yapmaktan, kağıdı veya işleyişi dijitalleştirmekten daha fazlası olduğunu da görüyorlar. Bilişim teknolojileri (BT) bizim deneyimimiz, davranışlarımız ve duygularımızla ilgili bir şey. Bundan elde edilecek yarar ise, insanların ürününüzü, hizmetinizi ya da sunduğunuz çözümü tercih etmesi oluyor. Eğer yeterince akıllıysak, insanlarla ve insanlar için ‘Yeni BT’ tasarlayacak, kapsamlı ve akıcı bir deneyim yaratacağız.
İş hayatında oyunlaştırmanın yeri nedir?
Bence iş dünyası oyunlaştırmadan büyük fayda sağlayabilir, elbette doğru yapılırsa. Oyunlaştırma; puanlardan, skor tahtalarından ve rozetlerden fazlasıdır. Davranışları değiştirmek, insanları motive etmek ve işbirliğini özendirmekle daha çok ilgisi vardır. İnsan kaynakları, öğrenme ve eğitim alanlarında oyunlaştırma kullanan şirketlerin iyi sonuçlar aldığını görüyoruz. İnsanlar bir topluluk, ekip ya da göreve dahil olduklarında, oyunlaştırma, istenen sonucun elde edilmesinde bir itici güç olabiliyor. Ancak, bunun gizli tuzaklarla dolu bir konu olduğunu söylemekte de yarar var. Bazı durumlarda işe entegre edilmesi anlamsız oluyor. Sonuçta, bütün sorunları çözecek bir sihirli değnekten söz etmiyoruz.
Siz insan ihtiyaçlarını araştırıyorsunuz. “Günümüzde tüketici ne istiyor” diye sorsam, aklınıza gelecek ilk şey ne olurdu?
Zor bir soru. Ama biraz düşününce “güvenlik” yanıtını verebilirim. Uygun kelimelerle izah edecek olursam; her şeyin her an gerçekleşebileceği ve hızla değiştiği bu denli belirsizliklerle dolu bir dünyada, insanların ilk olarak aradığı güvenilir bir ortam, itimat edebilecekleri şeyler, toplumsal onay ve tanınırlık oluyor. Bu güvenlik ihtiyacının dışında, bir şeyleri değiştirebilme arzusu da tüketiciler arasında yükselen bir trend.
Digital Age Summit 2017’deki sunumunuzda bize nelerden söz edeceksiniz?
Sizlere, dijital dünyadaki oyunlaştırma hakkında bir konuşma yapacağım. Oyunlaştırma nedir, neden böyle birden bire ortaya çıktı, bizlerle yani insanoğluyla nasıl bir ilgisi olabilir ve dijital dünyanın onun üzerinde neden bu denli bir etkisi söz konusudur, bu konulara değineceğim. Bildiğiniz üzere oyun aslında oldukça eski bir icat, ancak dijital çağ ve dijital dönüşümle; MMORPG’ler (devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunları) gibi yeni alanlara sahip oldu. Bu durumun nedenlerinden, Jane McGonigal gibi oyun tasarımcılarından söz edeceğim. Aynı zamanda, sizlere teknolojinin insani yönünü de göstermeyi umuyorum.
Yorumlar