Gerçek ilişkiler kurun
29 Ekim doğum günümdü… Bu defa Facebook’un otomatik doğum günü tebrik mesajlarını almak istemedim. Servislerde her şeyi crowdsource ediyorken neden gelecek sene yaşayacaklarımı da sevdiklerimin fikirlerine ve desteklerine açmayayım diye düşündüm. İnsanlara, “Gelecek doğum günüme kadar hangi kitabı okuyayım, nereye seyahat edeyim, hangi sanatçıyı, şarkıyı, hobiyi keşfedeyim, hangi filmi (büyük ihtimal tekrar) izleyeyim,” diye sordum…
Bu basit soru ile beklenmedik şeyler oldu; 2 bine yakın kontağımdan 400’e yakın tebrik mesajı aldım, bunların yüzde 25’i önerilerini paylaştı. Ve bu önerilerin yarısı henüz denemediğim şeylerdi. Ve denediklerim de keyifle tekrar yapacağım şeyler… Asıl şaşırtıcı şey ise şuydu; gerçek bir merakla destek istediğim zaman, öneride bulunan arkadaşlarımdan en az 10’u, bana öneride bulunurken kendilerine de ilham verecek şeyler keşfettiklerini söylediler. Yüzde 10 karşılıklı ilham için fena bir oran değil, ne dersiniz?
Kendinizi, girişiminizi, şirketinizi, vakfınızı geliştirmek için belki de çocuklukta unuttuğunuz merakınızın tozunu alın ve gerçek bir açıklıkla sorular sormaya ve her soruyu ilk defa duyuyormuşçasına sıfırdan cevaplamaya başlayın. İlişkilerinizin kullanıcılarınız, müşterileriniz, yatırımcılarınız, müşterileriniz ve izleyicilerinizle, en önemlisi de kendinizden başlayarak en yakın çevrenizle gerçek olmasını sağlayın; ilhama ve beklenmedik yaratıcılığa şahit olacaksınız!
Network’ünüzü geliştirmek önemli mi?… Bu değişir…Yeni insanlarla tanışmak, mevcut network’ünüzle saglıklı ilişkiniz yoksa çok da anlamlı olmayacaktır. Aynı şey müşterileriniz ve kullanıcılarınız için de geçerli; markanızı (bireysel veya kurumsal) tanıdıkça ve sizinle ilişkide oldukça değişirler, bu kaçınılmazdır. Örneğin bir girişiminiz var ve yüzbininci müşterinize ulaştınız. Büyük ihtimal 1 milyonuncu kullanıcınız ilk yüzbinden farklı olacaktır ve siz ilk yüzbini algılayıp değişecek beklentilerini ölçümleyip, onlardan önce keşfedemezseniz 1 milyonuncu müşteride başarılı olma şansınız giderek düşecektir. Bunun için alçakgönüllülükle ve gerçek bir merakla içten ilişkiler kurmaya devam etmelisiniz.
Kullanıcı deneyiminin sadece servisiniz veya ürününüzün ekranı veya kullanım alanıyla sınırlı olmadığını hatırlayın. Şu anda şirketiniz veya markanız için farkındalık yaratmak ve servisinizin/ ürününüzün temel kullanıcı deneyimini geliştirmek üzere çalışıyor olabilirsiniz ama en az o kadar önemli olan, müşterilerinizin ön kapınıza kadar gelmeleri ve çıktıktan sonra yaşadıklarıyla da bir o kadar ilgili kalabilmektir. Deneyimime göre bunun herkese uygun tek bir reçetesi yok ama süreç hem kişisel hem de iş hedeflerimiz için benzer; sorun, öğrenin, geliştirin, test edin, kullanıcılarınızın beklentilerini tahmin edin, buna göre inovasyonu hayatınızın parçası hale getirin ve tekrar başlayın…
İnanan bir takımla çalışın
Hem iş hem de bireysel yolculuğunuzda hayallerinizi yaşamak için kaybedenleri çekirdek takımınızdan çıkarın! Bu prensip çalışanlarınızı, müşterilerinizi, yatırımcılarınızı kapsıyor. Kendinizi ortaya koyduğunuzda kendi kendine elenenler de olacaktır, herkes size katılmayacak, herkes vizyonunuza inanmayacaktır. Bırakın elensinler…Kendinizi ve şirketinizi bilinen senaryoların ötesinde bir başarıya taşımak istiyorsanız etrafınızda, yaşamak istediği hayatı kendine hak gören, durdurulamaz bir şekilde yolunda ilerleyen insanlara ihtiyacınız var. Hayatı olduğu gibi yaşamayı reddeden ve daha fazlasını isteyen insanları bulun. Öyle ki bu insanlar bu değişim olacaksa bunun ancak kendi çabalarıyla olacağına inanan insanlar olsun. İşte sizin dönüşüm ortaklarınız! Vizyonunuza inanan doğru takımı bulduğunuzda, işte orada sihir olur; yatırımlar akar, en yetenekli insanlar sizinle çalışmak için sıraya girer.
Takımınızla yakından ilgilenin ve yetenek yönetimi yapın. Gerçek yeteneklerle çalıştığınızda, sadece onları nasıl koruyacağınızı değil aynı zamanda işinizi nasıl geliştireceğiniz ve başarılı olacağınızın da formülünü çözersiniz. Çekirdek takımınıza güvenmek ve ortak vizyon için kendileri adına karar vermelerini sağlamak harika bir takım ve başarılı bir iş kurmanın ve geliştirmenin temelidir. Bu onlara yaratıcı olmak için gerekli kaynakları, ortamı ve kendi şartlarıyla çalışma şansını verdiğiniz anlamına gelir. Bunu yaparken herkesin ortak vizyonuna uygun ve ortak değerlerle çalıştığına emin olmanız gerekir.
Süreçlere odaklanın. Gerek 5 kisilik girişimlerde gerek binlerce çalışanı olan kurumsal yapılarda, herkesin aklındaki dökmesini ve ortak bir vizyonda buluşmasını sağlamak için sıklıkla çalışma atölyelerini kullanırım. Atölyelerin iş stratejisini tasarlamaktan, mevcut bir servisin kullanıcı deneyimini iyileştirmeye kadar farklı hedefleri olabilir. Önemli olan tüm katılımcıların 1-2 saat gibi bir sürede düşüncelerin ve beklentilerini yaratıcı bir sürecin akışında ortak bir vizyona dönüştürmeleridir. Sizin için neyin çalıştığını bulun ve süreçlerinizin de tasarımcısı olun.
Daha büyük bir amaca yükselin
Markanız insanlar sizi düşündüklerinde hatırladıkları hikâyedir. Şirketinizin çıkarları için çalışırken her zaman kendinizi müşterilerinizin yerine koyun. Tüm insan ihtiyaçları, markanızın müşterilerinizle ve hedef kitleleriyle deneyimlerini oluşturmaları için değerli fırsatlardır.
Kullanıcılarınıza kim olduğunuzu, hayatlarını nasıl geliştireceğiniz sorularını cevaplamanız ve sizinle çalışmanın nasıl olduğunu hissettirmeniz gerekir. Fakat markanızı insanların akıllarına yerleştirmeniz için bundan daha fazla adım atmanız gerekir. Bu da bizi marka piramidine getiriyor.
Yorumlar