Dış sesleri de küçümsemeyelim, çocukluktan (ve özellikle çocuklukta ve girişimlerinizin projelerinizin ilk adımlarında) oldukça yönlendirici ve iç sesiniz olurlar. Genel kabulün dışında bir şeyler düşünmeye, söylemeye ve yapmaya başladığınızda şunları duyduğunuza eminim; “Dünya / işler/ bu ülke / bu departman böyle işliyor. Böyle gelmiş böyle gider. Beladan uzak durmaya bak.” Sizce de hayat bundan daha geniş olmalı, değil mi? Bugün bir şey yapmazsanız işlerin böyle gelip böyle gideceği ise kesin.
Hayatınıza, şirketinize, misyonunuza bakın. Güçlü, zayıf yönlerinizin, doyurucu dediğiniz hedeflerinizin neresinde duruyorsunuz? “Bunun için varım/ varız” diye hissettiğiniz, bazen içinizde bazen medyada anons ettiğiniz “ben”, “işim”, “misyonum” dediğiniz varlığınız ne? Hayatınıza ne anlam katıyor? İşte bu neyse şimdi tüm varlığınızla tekrar ve belki de ilk defa başlayın; farklı fikirler deneyin, yeni yaklaşımlar uygulayın, etkisini ölçün. Ve tekrar başlayın!
Ne kadar gelişme kaydetmiş olursak olalım ( bir ışık yılı veya arpa boyu bile olsa) sürekli anlıyor, öğreniyor, ve denemeye devam ediyoruz. Hedefinizi büyük koyun, standartlarınızın çıtasını yükseltin, yetinmeyin, bunları karşıladıkça yeniden daha büyük hedefler koyun. Değiştiğinizi ve büyüdüğünüzü hissetmediğinizde hayat size yeni bir şey denemeniz için bir mesaj gönderiyordur. Bir iş yılı (bir gün doğumu), bir hedef tutturma (bir nefes) daha…Bir adım daha!
Devamı ileriki sayfada…
Yorumlar