Skip to main content

Çatınıza güneş santralı kurmak istiyorsanız harekete geçme zamanı geldi. Bürokratik engeller hafifledi, artan elektrik fiyatları da kendi elektriğini üretmenin cazibesini artırdı.

“Güneş enerjisinin altın yılı hangisi,” diye soranlara, 2017 diyebilirsiniz. Güneş enerjisini elektriğe çeviren fotovoltaik panellerin dünyadaki kurulu gücü bir önceki yıla göre yüzde 30’un üzerinde bir artışla 402 gigavata (402 bin megavat) ulaştı. 2017’de kömürden rüzgâra, elektrik üreten tüm diğer enerji kaynaklarından daha fazla güneş paneli kuruldu. Çok değil, 10 yıl önce güneş fotovoltaik kurulu gücünün sadece 8 gigavat olduğunu düşünürseniz, güneşin tepeye ne kadar hızlı çıktığını daha iyi anlarsınız.

Fotovoltaik panellerin bu kadar hızlı yayılmasının birkaç nedeni var. En önemlisi maliyetlerin çok düşmüş olması. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre, 2010 yılında mono veya polikristal panel fiyatları watt başına yaklaşık 2,8 dolar civarındayken, 2015’te 0,6 dolara kadar düştü. Şimdi bu fiyatın altında panel bulmak bile mümkün. Diğer nedenler arasında iklim değişikliğini durdurmak için güneş enerjisini öne çıkaran politikalar, kömür ve nükleer enerji gibi teknolojilerin artan maliyetleri veya beraberinde getirdikleri sorunlar nedeniyle istenmemesi sayılabilir. Göz ardı edilen bir başka neden ise başta Avrupa olmak üzere elektrik üretiminin yaşadığı kavramsal değişim. Önümüzdeki yıllarda daha net göreceğimiz bu kavramsal değişim, elektriğin tek bir merkezden veya dev santrallardan değil küçük santrallarca, tüketildiği yerde üretilmesini sağlıyor. Şirketler değil bireyler, kooperatifler ve belediyeler elektrik üreten kaynakların sahibi oluyor. Danimarka, Almanya ve ABD gibi ülkelerde yaygınlaşan enerji kooperatifleri, çiftçilerin tarım arazilerine kurdukları rüzgâr türbinleri ve güneş santralları bu değişimin önemli işaretleri. Energytransition.org sitesinde 7 Şubat’ta yayımlanan bir haber, 2012 yılına gelindiğinde Almanya’nın neredeyse bir Türkiye gücündeki yenilenebilir enerji santrallarının yarısının bireyler ve çiftçilerin elinde olduğunu ortaya koyuyor.

Güneş çatıdan yükseliyor2018’de güneş önde gidiyor
Türkiye de bu değişimin geç de olsa etkisi altına girdi. 2018 yılının ilk dokuz ayında, güneş enerjisi kurulu güç artışında diğer tüm enerji kaynaklarını geride bıraktı. 1,3 gigavatlık yeni güneş santralı devreye alındı ve toplamda Türkiye’nin güneş kurulu gücü 4,7 gigavata ulaştı. Türkiye’nin tüm santralları 88 gigavatlık güce sahip. Yeni kurulan santralların hemen hemen hepsi 1 megavatın altındaki lisansız santrallara ait. Önümüzdeki dönemde ise güneş enerjisinin rotası çatılara kayacak. Hükümetin büyük santrallardan çok başta sanayi tesisleri olmak üzere çatı pazarının gelişmesi için piyasayı şekillendireceği görülüyor. Konut çatılarının güneş panelleriyle kaplanması da artık imkânsız değil.

Mahsuplaşmayla ilgili düzenleme şart
Müstakil evlere, sitelere ya da apartman çatılarına 10 kW güce kadar panellerin kurulmasının önünde duran birçok bürokratik engelin son bir yıl içinde kaldırıldığını veya hafifletildiğini söyleyelim. Evine kurduğu panellerden ürettiği elektriğin fazlasını satacak kişinin vergiden muaf tutulması, trafo kapasitelerinde çatı kurulumlarına öncelik verilmesi, bin 500 TL’yi bulan proje onay bedelinin kaldırılması ve başvuru sürelerinin kısaltılması son bir yıl içinde güneşin önünü açan önemli gelişmeler. En kritik konulardan biri olan “mahsuplaşma”yla ilgili düzenlemenin ise yakın zamanda çıkması bekleniyor. Mahsuplaşmanın yıllık olması halinde, yıl boyunca şebekeye verilecek fazla elektriğin bedeli yılsonunda kilovatsaat değeri üzerinden hesaplanarak tedarik şirketi tarafından üreticiye ödenecek. Mevcut durumda mahsuplaşma saatlik yapılıyor, bu da elektrik fiyatlarındaki değişkenlik nedeniyle üreticinin zararına olabiliyor. Aylık ya da yıllık mahsuplaşmanın olmayışı, şu an için çatıları panelle kaplamanın önündeki en önemli engel.

Sihirli kelime: Öztüketim
Elektriğin satın alınacağı fiyat da 10 yıl boyunca tek zamanlı enerji bedeline sabitlendi. Şu anda kilovatsaati 33,75 kuruş. Sistem öztüketimi öne çıkarıyor, ticareti değil. Çatınıza kurduğunuz panellerden ürettiğiniz elektrik sayesinde hem elektrik faturalarına ödediğiniz bedelden kurtuluyorsunuz hem de fazla üretmeniz halinde oradan para kazanıyorsunuz. Evinizin olduğu bölgeye, panellerinizin kurulu gücünün büyüklüğüne, elektrik tüketiminize göre geri dönüş süresi değişiyor. O yüzden de sektördeki oyuncuların size farklı geri dönüş süreleri vermesi kafanızı karıştırmasın. Tükettiğiniz elektrik miktarını faturanızdan görebilirsiniz. Ne kadar üreteceğinizi de doğru hesaplarsanız geri dönüş süresini bulmak zor değil. En az 25 yıl yüksek verimle çalışan paneller, maliyetini 10 yılda bile geri çıkarsa, uzun vadede iyi bir yatırım sizi bekliyor. Elektrik fiyatları arttıkça geri ödeme süresi de kısalacak çünkü hem daha yüksek meblağlara ulaşan fatura yükünden kurtulacaksınız hem de sattığınız elektrikten daha fazla gelir elde edeceksiniz. Elektrik zamları sizi etkilemeyecek belki de sevindirecek. Çevreyi ve iklimi koruma adına verdiğiniz destek de cabası.

Özgür Gürbüz, Gazeteci