Skip to main content

Dijital devrim, her bir yeni uygulama, platform ve mecra ile de bu pazaryerini yüzbinlerce yeni kaynağa açıyor. Gig Ekonomisi adı verilen bu yeni ekonomik düzende mobil uygulamalar ve internet siteleri üzerinden işveren ve serbest çalışan anında bağlantı kurup taksi hizmetinden proje üretimine kadar geniş çerçevede işler yaptırılabiliyor.

Bu yıl üniversite sınavına giren öğrenciler için bir gazetemiz, önceki ay, tercih rehberi eki yayımladı. Önümüzdeki dönemin işgücünü oluşturacak Z kuşağının nasıl yönlendirildiğine dair ulaşabildiğim tüm kaynakları okumaya gayret eden ben bu eki de inceledim tabii.  Örneğin, programların kontenjan değişimi bu konuda ciddi bir veri. (Bu sene kontenjanları en çok artan programlar arasında “Medya ve İletişim” de var. Sektörün gözü aydın.) Aynı ekte okuduğum başka bir yazı da Gelecek 10 yılın meslekleri ve uzak durulması gereken alanları konu almış. Bu yazıdaki uzak durulacak meslekler başlığı bende konuyu teyit etme ihtiyacı oluşturdu. Yazıya göre; Fotoğrafçılık, Sanat, Radyo ve Televizyon, Antropoloji, Grafik Tasarımı, Sanat Tarihi, Müzik uzak durulması gereken alanlar başlığı altında… Umarım, gençler o yazıyı dikkate alıp bu alanlardan uzak durmaz.

Orijinal yazı, Washington, D.C merkezli bir yayıncı olan Kiplinger tarafından hazırlanmış. ABD İşgücü İstatistikleri Bürosu verilerine göre, üretilen çalışma 785 popüler meslek arasından önümüzdeki 10 yılda büyüme oranı en yüksek, eğitim maliyeti nispeten düşük ve geliri ortalamanın üzerinde olan 10 mesleği ve bunun yanında büyüme oranı en düşük olacak öteki uçta yer alan diğer 10 mesleği  belirlemiş. Çalışmaya göre önümüzdeki 10 yılın en iyi mesleği mobil uygulama geliştirme uzmanlığı (App Developer). Uzak durulması gereken mesleklerse bizim ektekiler değil. Ama benzerleri var. “Photo Processor”, yani fotoğrafçılık değil fotoğraf basımı yapan kişiler, “Radio or  TV Announcer”,  tüm radyo ve televizyon sektörü değil sadece radyo veya TV sunuculuğu, son olarak grafik tasarıma en yakın bulduğum da Floral Designer yani mesleği çiçek aranjmanı olanlar. Kiplinger bu meslekleri belirtirken ayrıca, yazdığı çoğu mesleğin el işçiliğine dayalı olduğunu ve bir süre sonra kaçınılmaz olarak bu mesleklerin otomasyona teslim olacağını belirtmiş ve hali hazırda bu meslek grubunda olan kişilere alternatif meslekler önermiş.  Şimdi önümüzdeki dönemin mesleklerini ve otomasyon sonucu olacak değişimleri bir de dijital medya açısından yorumlayayım.

Geleceğin meslekleri internet ekonomisinden doğacak

Geleceğin mesleklerinin bugünkülere benzemeyeceği konusunda baştan anlaşalım. Klasik 9-5 mesai kavramının, Z kuşağı özelliklerinden kaynaklı çok da sürdürülebilir olmadığını görüyorum. Dolayısıyla insanların kitleler halinde yeni nesil mesleklere dönüşü büyük ihtimalle Z kuşağı bireylerinde ve şu an hayatlarını geçirdikleri internet ekonomisinden doğmuş olacak. Bugünden sinyaller de var. Her yıl daha fazla sayıda işgücü, yeni nesil serbest çalışma alanlarına yöneliyor. Yani, birçok kişi belirli görevler için kalıcılığı olmayan anlaşmalarla çalışmayı kabul etmiş durumda. Burada yeni bir şey yok. Ancak bugün dijitalin geldiği nokta bu şekilde kiralanacak işgücüne, işverenin saniyeler içerisinde erişimine imkân veriyor. Yeni nesil çalışma sistemini bu büyüklüğe getiren dijital devrim, her bir yeni uygulama, platform ve mecra ile de bu pazaryerini yüzbinlerce yeni kaynağa açıyor.  Şu an mobil uygulamalar ve internet siteleri üzerinden işveren ve serbest çalışan anında bağlantı kurup taksi hizmetinden proje üretimine kadar geniş çerçevede işler yaptırılabiliyor.  Hatta, bunun bir adı bile var. Amerikalılar buna “Gig Ekonomisi” demiş. Bu ekonomi kişiye ait oturduğu ev ya da kullandığı araba gibi şahsî varlıkların kısa süreliğine ticarileştirilmesi ile oluşan modeli işaret ediyor. Dairesinin bir odasını Airbnb ile kiralayanlar, araçlarıyla Uber’e kayıt olanlar, blog’larını, sosyal ağlardaki varlıklarını ve Podcast’lerini paraya çevirenler, serbest çalışma ağlarında hizmetlerini sunanlar, hepsi bu yeni nesil ekonominin iç gücünü oluşturuyor. Aynı otomasyon ile yok olan işler gibi bu trendin de geriye dönüşü olacağını düşünmüyorum. JP Morgan Chase’in yaptığı araştırma da bunu teyit eder nitelikte: 2015 yılında banka müşterilerinin yüzde 1’i gelirlerini bu şekilde Gig ekonomisinden kazanmış. Aynı oran 2012’de binde 1’miş. Gig ekonomisinin, Dördüncü Sanayi Devrimi ile gerek otomasyon gerekse lokasyon kaynaklı oluşturacağı meslek kayıplarını kitlelerin yeni nesil mesleklerde istihdamı ile doldurması için bu iki süreç arasında geçişin doğru atlatılması şart. Hükümetler bu yeni döneme hazırlıklı olmalı. Öncelikle ticarileştirilebilen teknolojiye adaptasyonun hızlandırılması için altyapı çalışmalarının yapılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemin mesleklerinin her gün daha büyük bir bölümü devlet kadrolarından bağımsız olacak. Yükümlülükleri azalacak devletlerin de bu yeni iş alanlarını oluşturacak şirketlere ve oluşumlara zorluk çıkartmaması ve yol göstermesi gerekiyor. Bu sürecin doğru yönetildiği ülkelerde Gig Ekonomisi ile şu anda olduğundan çok daha fazla sayıda iş kolu şu an olduğundan çok daha fazla sayıda insanın erişimine açılacak. Dijital girişimcilerin ürettiği tüm projeler de bu sınırları olmayan dünyadan insanları farklı ülkelerde oturma ve çalışma izni zorunluluğuyla kısıtlamayan yeni nesil iş ortamını büyütüyor olacak.

Murat Arslanoğlu, UNC Digital Ajans Başkanı