Skip to main content

Eski usul yayıncılık, reklamcılık, habercilik artık ilgi çekmiyor. Değişimle gelen bir dinamizm, sektörel heyecan oldu

Birkaç aydır dikkatimi çekiyordu. Yılların kurumsalları, devleri, sosyal medyada dillerini epey hafifletti, eğlenceli, gülümseten, dikkat çeken paylaşımlar yapmaya başladı. Üstelik bu sadece sosyal paylaşımlarda değil. Kurumsal kimliklerinde, bilinmek istedikleri mecralarda da büyük değişiklikler oldu. Hatta, en büyük değişimlerden birini bana göre CNN International’da gördük.

Geçelim ayrıntılara. Neydi bu değişimin sebebi?

İlk başlarda herkesin bakış açısı şu yöndeydi; Bizim bildiğimiz doğru, gençler bu doğrulara göre bizi takip eder, bizde istediğimiz sonucu alırız. Olmadı! Gençler eski düzeni kabul etmedi. Hatta hiç ilgilenmedi. Umursamadılar bile. Bir süre direnen kurumsal abiler daha fazla dayanamadılar. Bence bütün bu değişimin sebebi gençler. Koskoca şirketleri dize getirdiler diyebiliriz. Eskiler yenileri şekillendirmeyi düşünürken bir baktılar ‘mecburen’ yeni neslin istediği formata kendilerini çektiler.

Bence iyi de yaptılar. Gerçekten eski usul yayıncılık, reklamcılık, habercilik artık ilgi çekmiyor. Değişimle gelen bir dinamizm, sektörel heyecan oldu.

sosyal medya

CNN’de YouTube etkisi

En yakın iki örnek paylaşım bu sürecin son noktası oldu. Norveç Havayolları, “Brad bekâr!” diyerek ABD bilet kampanyası yaptı. Netflix’in ABD Twitter hesabı Türkiye lansmanı öncesi İstanbul’a gelen ekibine, “Vardınız mı,” diyerek büyük sempati kazandı. Bence bunlar çok başarılı strateji ve değişim hareketi. Gelelim CNN’e belki fark etmeyenler vardır ama CNN yayıncılıkta şov yapıyor. Nasıl mı? Yayın kurgusunu birkaç aydır öyle bir dinamik yaptık ki kanalı açtığınızda gözünüzü alamıyorsunuz. Yaptığı kurgusal değişiklik, rejili işlerde hızlı resim değiştirme, müthiş bir tempo var. Bunun sebebi çok belli! YouTube! CNN’i açın, dediğimi daha iyi anlarsınız. Sanki bir YouTube kanalı izliyor gibisiniz. Bu tesadüfen yapılan bir şey değil. Çok ciddi analiz yapılmış. Gençler neyi neden izliyor? Biz ne yaparsak onların ilgisini çekeriz hepsi araştırılmış ve yepyeni bir format oturtulmuş koskoca CNN’e. Sürekli değişen resimler, altyazılar ekranda her şey hararet ediyor. Üstelik bu kanalın bir eğlence kanalı olmadığını düşünecek olursak buradan bizim kanallara nasıl mesajlar çıkıyor görmek gerek. Bizde hâlâ uzun, sündürülmüş anlamsızca temposuz gerçekten çok ilkel bir yayıncılık yapılıyor. Türkiye’de bakalım bu değişimin kim ilk farkına varacak ve yeni nesil yayıncılığa geçecek? Bu arada ben hâlâ sözümün arkasındayım. Eski yazılarımı takip edenler bilir. ABD’de  TV yayıncılığı bildiğimiz formatıyla en geç 2025 yılında hakkın rahmetine kavuşacak. Bizde ise 2030’ları görür diye söylemiştim hatırlarsanız. Mevcut değişimler bu sürecin işlediğini gösteriyor. Dev kanallar o kadar yatırımı çıkartmak için ellerinden geldiğince dinamik değişimlerle ayakta kalmaya bir süre daha devam edecekler. Sonuç net ama. Bu süreç elbet tamamlanacak. Amerika bu işin içinden çıkar zaten orada bir sorun yok. Avrupa zaten dünyanın en yavaş gelişim gösteren bölgesi anlarda bizimle aynı zamanda sonuca gideceklerdir. Atlanmamalı gereken önemli konu ABD değişimi zamanında yaparak büyük batıklar olmadan yeni nesil yayıncılığa geçecek. Peki ya biz? Bizim eski kafalı televizyon yöneticilerinden acilen kurtulmamız lazım. Bunun paralelinde dizi sektörümüz de kendini toparlayacak. Çünkü şimdi al gülüm ver gülüm kafalarına göre takılarak içimizi baya baya yayıncılıklarını sürdürüyorlar. Kafalarını kaldırmaya etrafa bakmaya da hiç niyetleri yok. En basiti, içlerinde en genç diyeceğimiz TV sahibi adam Acun Ilıcalı. Fırtınalar gibi esti, farklı bir ruh getirdi ve ….ve’si artık aynı programlar aynı yüzler, aynı mantık. Tıkandı kaldı. Zaten yurtdışından aldığı formatlarla ilerleyen benimsenmiş işlerle başarıyı yakalamıştı. Asla küçümsemiyorum. Çünkü onun en büyük başarısı mevcut formatları en iyi şekilde yerelleştirmesiydi. Daha önce Türkiye’de denenmiş ama tutmamış işleri aldı ve doğru paketleme yaparak bir numara yaptı. Fakat maalesef artık yayıncılık bu değil. O günler geride kaldı.

youtuber

Konvansiyonel yayıncılığı sonu YouTuber’larla geliyor

Genel olarak durumu toparlayalım. 15-45 yaş arası kitle her şeyi belirleyen kitle diyebiliriz. Üzeri tabii ki önemli ama önümüzdeki 10-15 yıla damgayı 15-45’ler vuracak. Yani ekmek onların elinde! Onların ilgisini çeken, onlara göre üreten kazanacak ve var olmaya devam edecek. Geçmişe göre en büyük fark eskiden süreç çok yavaş gidiyordu. Şimdi durum farklı anormal bir hız var. Belki 10 yıl sonra tekrar daha yavaş günler gelir. Bu bilinmez ama şimdilik durum hızlı.

YouTuber’lar daha çok iş yapacak ve konvansiyonel yayıncılığın sonunu onlar getirecek. Zaten kurumsal olarak her yerde benimsenmiş durumdalar. Onlar yeni TV patronları diyebiliriz. Çünkü kendi kanallarını yönetiyorlar. Kiminle neyi nasıl isterlerse öyle yapıyorlar. En güzeli de tutmayan bir içerik olduğu zaman hemen manevra yaparak durumu toparlamasını biliyorlar. Bence TV’lerin ve onlara iş yapanların örnek alması gereken bir model. Bildiğiniz gibi Netflix artık resmî olarak Türkiye’de. Bunun önemini daha önce yazmıştım. Artık baskıyı daha da yükselterek sektöre hareketlilik getirecekler. 2017 yılında Türkiye’den yerel içerikleri alarak platformlarını daha da güçlendirecekler. Alacakları yapımlar burada çok kritik. Eski usul dizileri almazlar, ben şimdiden söyleyeyim. Bu alana girmek isteyenler düşünce yapılarını acil olarak değiştirmeliler. Bu onlar için sadece Netflix platformunda olmak değil, genel anlamda ayakta kalabilmek için gerekli.

Tekno Safari / Timur Akkurt