Türkiye’de kullanımı her geçen gün artan elektrikli scooter ile ilgili hem kullanıcılar, hem de kullanıcı olmayanlar çok karışık duygular içinde.
Bir yandan, sağladığı pratiklik kullanıcıya keyif ve rahatlık verirken, bir yandan da karıştıkları kazalar, yanlış kullanımı, yanlış park edilmesi ile yaya ve araç trafiğini zaman zaman olumsuz etkilemesi sebebiyle kötü veya tatsız tecrübe edinenlerin de sayısı artıyor.
Elektrikli scooterların hem özel kullanımı, hem de kiralama hizmeti sunan girişimler bakımından bir düzenleme gerektiğini önceki yazımda gerekçeleri ile birlikte anlatmıştım.
Özellikle pandemi ile boğuştuğumuz bu dönemde toplu taşımaya alternatif ve araç trafiğini rahatlatmaya çözüm olabilecek elektrikli scooter’ları prensip olarak desteklediğimizi ve bu alternatifin hem bu açıdan hem de çevreye daha az zararlı bir ulaşım yöntemi olmasından ötürü tercih edilebileceğini ifade edelim. Ancak bu alternatifin doğru bir hukuki altyapı ile kullanılmasının da bir zorunluluk olduğunu göz ardı etmeyelim.
Nitekim, kanun koyucu da bunun gerekliliğini 12 Ekim 2020 tarihinde TBMM’ye sunulmuş olan bir torba yasa ile teyit etmiş ve Karayolları Trafik Kanunu’nda bazı değişiklikler yapmak üzere harekete geçmiştir.
Yerindeliğine katıldığımız ve alkışladığımız bu değişikliklerle birlikte, olması gereken fakat düzenlemede eksik gördüğümüz noktalar bulunmaktadır.
- Gerek özel kullanım, gerekse kiralama hizmeti için scooter başına öngörülecek bir asgari hasar ve sağlık sigortası öngörülmelidir. Aksi takdirde oluşacak maddi zararlar ve yaralanmalar bakımından yoğun sorunlar ve hatta bireylerle sigorta şirketleri arasında ihtilaflar çıkabilecektir.
- Sadece elektrikli sk00ter’ların değil segway ve bu araçlardan esinlenerek yapılacak daha farklı dizayn ve kullanım biçiminde tasarlanmış tüm araçları kapsam ve bazı tasarımları kasten trafik dışında bırakmak üzere “Hafif Elektrikli Araç” adı altında “ebat, kilogram, elektrik watt bandı” spesifikasyonları içeren ve “insan hareketi ile dengelenen ve yön verilebilen” gibi daha detaylı bir tanım gerekmektedir.
- Elektrikli scooter ve benzeri hafif elektrikli araçların sahip olması gereken asgari işaret, ışık ve sinyalizasyon sistemlerinin belirlenmesi gerekmektedir.
- Özel kullanıma tabi ve kiralamaya tabi için olanlar bakımından ayrı ayrı bakım, denetleme ve tescil hükümlerinin belirlenmesi gerekmektedir.
- Elektrikli scooter ve benzeri hafif elektrikli araçların trafikte duraklaması ve park etmesine ilişkin hükümler getirilmeli veya bunlar doğrudan genel hükümlere açıkça bağlanmalıdır.
- Bu hükümlere uymayan işletmeciler ve kullanıcılar bakımından caydırıcı para cezaları sevkedilmelidir.
Düzenleme girişimini yerinde görsek ve alkışlasak da yukarıda belirttiğimiz eksikler giderilmezse uygulamada zorluklar çıkacağı muhakkaktır.
Düzenlemede tamamına katıldığımız hükümler ise şöyledir:
Düzenlemede elektrikli scooter, “Hızı en fazla 25 km/s ulaşan, tekerlekli, ayak tahtası ve tutanağı olabilen, dikey bir direksiyon mekanizması içeren ve ayakta kullanılan taşıt” olarak tanımlanmış ve hukuki bir kavram olarak kazanılmıştır.
Elektrikli ulaşım araçlarının toplum içinde yaygınlaşmasını hedefleyen Teklif, elektrikli scooter’ları yasal olarak nispeten bisikletlere yakın bir yerde konumlamakla birlikte, kamu düzenini ve trafik güvenliğini sağlamayı da amaçlayarak çeşitli kanunların bu yönde pek detaylı olmasa da temel birtakım değişikliklere uğramasını öngörmektedir.
Teklif’e göre elektrikli scooterlar;
- Varsa bisiklet yollarında veya bisiklet şeritlerinde,
- En az 15 yaşını doldurmuş kişilerce,
- Tek kişinin bineceği şekilde, ve
- Sırt çantasından başka bir yük taşımamak şartı ile kullanılabilecektir.
Bisiklet yollarının veya bisiklet şeritlerinin olmadığı hallerde ise trafiği tehlikeye düşürmeyecek şekilde, en fazla iki scooter yan yana olacak şekilde kullanılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, elektrikli scooter’ların otoyollarda, şehirlerarası yollarda ve hız sınırı saatte 50 kilometreden fazla olan kara yollarında kullanılması yasaktır.
Teklifte ayrıca “bisikletin standart ulaşım aracı haline getirilmesi” amacıyla bazı mevzuatlarda değişiklik ile bisiklet ve elektrikli scooter’ların kullanımına sunmak üzere yol, şerit, gürültü bariyeri, park alanı ve şarj istasyonu projeleri geliştirmek ve hayata geçirmek konularında belediyelere ve ilgili kamu mercilerine görevler verilmektedir.
Elektrikli scooter’ların ulaşım amacıyla kullanılmasının yanında eğlence amacıyla da tercih edilmektedir. İstanbul ve İzmir gibi illerin sahil şeritlerinde, yokuşsuz düz yapıya sahip merkezi lokasyonlardaki elektrikli scooter sayısı ve kullanım yoğunluğu, diğer lokasyonlara kıyasla daha fazladır.
Buna bağlı olarak da Bebek, Suadiye, Beşiktaş, Levent gibi bölgelerde kimi zaman kaldırımları ve çeşitli kamu alanlarını işgal eder derecede yoğun elektrikli scooter manzaralarıyla karşılaşmak mümkündür.
Tam da bu noktada, paylaşımlı elektrikli scooter kiralama modeliyle faaliyet gösteren girişimlere bir sorumluluk getirilmiştir. Teklif kapsamında, elektrikli scooter’lar için belediyelere işgal harcı ödenmesi öngörülmüştür. İlgili değişiklik, her üç adet elektrikli scooter’ın bir metrekare alan işgal ettiği varsayılarak hesaplanacak bir işgal harcı doğacağını düzenlemektedir. Teklif’te atıf yapılan kanun uyarınca bu bedel, her bir elektrikli scooter için günlük 16,66 TL işgal harcı anlamına gelmektedir.
Burçak Ünsal, NY & İstanbul Baroları Avukatı
Alperen Gezer, Avukat
Yorumlar