Skip to main content

Dünyanın her yerinden milyarlarca kullanıcının iletişimini sağlayan ve zaman-mekan sınırlarını ortadan kaldıran siber dünya, en kişiselinden en küreseline yerkürenin her türlü gündemin izlenebildiği yeni bir medyaya dönüştü. 2014 ise zeminin geleneksel medyadan yeni medyaya doğru hızla kaymaya başladığı yıl oldu

90’lı yıllardan itibaren hayatlarımıza giren internet ve mobil ağlar, yirmi küsur yılda tüm dünyayı adeta bir atmosfer tabakası gibi kuşattı. Böylesi devasa ve metin, resim, ses, video formatlarının hepsini bir arada taşıyabilen, çoklu etkileşimli ve zaman-mekân sınırları olmayan bir iletişim ve paylaşım alanının geniş kitlelerin ilgisini çekmemesi düşünülemezdi. 2015 yılına girerken internet ağları üzerindeki bağlantı sayısı 3 milyarı ve mobil ağlar üzerindeki hat sayısı ise 7 milyarı aştı. Hayatımıza altı, yedi sene önce giren akıllı telefonların sayısı bile 2 milyara dayandı. Bu rakamlar, kaçınılmaz olarak geleneksel gazete, radyo ve TV’lerin ötesinde farklı bir medya anlayışının doğuşunun ve gelişiminin önünü açmakta. Her ay 1 milyarı aşkın kişinin 6 milyar saat uzunluğunda video izlediği YouTube’u herhalde dünyanın en büyük TV kanalı olarak nitelendirmek mümkün. YouTube ve benzeri yeni medya biçimlerinin yayıncılığı radikal biçimde dönüştürdüğü bu dönemde böylesi çılgın rakamlar, marka, kurum ve kuruluşların ürün ve hizmetleri için de cazip bir pazarlama alanı yaratmakta.

Zenith Optomedia’nın Aralık raporuna göre, 2014 yılında 520 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilen dünya reklam pastasında yeni medya gelirleri 124 milyar dolarla TV mecrasının hemen ardından ikinci sıraya yükselmiş durumda. yeni medya yayıncılarının iştahını giderek kabartmaya başlayan bu rakamlar, 2014 yılında sektörün öne çıkan oyuncularının da büyük yatırımlar yapmasının da önünü açtı. Bu konuda en önemli örnek, dünyanın en büyük online film ve dizi yayıncısı Netflix’in 90 milyar dolar harcayarak çektiği Marco Polo adlı 13 bölümlük dizisi. Halihazırda çoğu geleneksel TV kanalının bile bütçelemeye cesaret edemediği bu miktar, aslında yayıncılık zeminindeki gelenekselden yeniye kaymanın ilk ve en anlamlı işaretleri olarak alınabilir. Ayrıca, bu siber topraklarda doğan dijital girişimciler tarafından geliştirilen ve içeriği Yeni Medya’nın ruhuna uygun yayıncılık formatları üzerinden sunan Vice.com ve Buzzfeed.com (ülkemizde de Onedio.com ve Listelist.com) gibi örnekler de 2014 yılının önemli gelişmeleri olarak kaydedildi. Bu yıl veri gazeteciliği ve mobil gazetecilik gibi kavramlar da dağarcığımıza eklendi.

Sosyal medya üzerinden yayınlanan ses kayıtları gündeme damgasını vurdu

Türkiye’de bu alanda yılın en önemli gelişmesi, Radikal gazetesinin kağıt baskısına son vererek tamamen yeni medya ortamına taşınmasıydı. Hürriyet Gazetesi’nin okurlarıyla daha iç içe bir ortamda buluşmasını ve onların sadakatini hedefleyen Sosyal adlı servisi de aldığı olumlu-olumsuz eleştirilerle gündemden inmedi. Ayrıca, ülkemizde 2014 yılında yapılan yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yeni medya yayıncılığı ile siyaset ilişkisi açısından da ilginç gelişmelere sahne oldu. Seçim döneminde özellikle YouTube ve Twitter’a getirilen sansür ile sosyal medya üzerinden yayınlanan ses kayıtları ve algı operasyonları da ülke gündemine damgasını vurdu.

Bu yılın en olumsuz gelişmesi ise, Türkiye’de ve dünyada yeni medya üzerinden yapılan mahremiyet ihlâlleriydi. Sonuçta iyisiyle, kötüsüyle tamamladık 2014 yılını. 2015 yılında özellikle giyilebilir cihazlar ve sürpriz gelişmelerle yeni medyanın yayıncılıkta ağırlığını giderek arttırması kaçınılmaz.

İsmail Hakkı Polat’ın kaleme aldığı “Yeni Medya 2014” yazısına Digital Age Almanak 2014 sayısından ulaşabilirsiniz.