Skip to main content

Dijital dünyaya yön veren önemli isimlerin ağırlandığı Digital Age Summit 2018’de; dijitalleşme, teknolojik gelişim ve yeni iş modellerinin etkileri ‘güven’ teması çerçevesinde ele alındı.

‘Güven’ temasıyla, dijital pazarlama dünyasının gündemini belirleyen ve bu yıl onikinci defa katılımcılarını ağırlayan Digital Age Summit 2018 konuşmacıları arasında blockchain’den yapay zekâya, kişisel verilerin kullanımından IoT’ye pek çok konuyu ‘güven’ kavramının penceresinden bakarak yorumlayan; Nassim Nicholas Taleb, Tamara McCleary, Vlad Trifa, Varol Akman, Peter Pomerantsev, Jon von Tetzchner ve Asi Burak gibi önemli isimleri ağırladı. Türkiye İş Bankası’nın ana sponsor, BKM Express ve Aksigorta’nın co-sponsor olduğu günün ilk oturumuna startı Türkiye İş Bankası, Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Burak Sezercan verdi. Sezer açılış konuşmasında, dijitalleşmeyle gelişen teknolojilerin güven kavramını evrimleştirdiğine değindi. Teknoloji ile güvenin soyuttan somuta, müşteri nezdinde izlenebilir hale geldiğini aktardı.

Sezer sunumunda şu detaylara yer verdi, “Teknoloji gelişirken ve değişirken dijital dönüşüm kaçınılmaz. Güven olmadan ilişkiler sürdürülebilir hale gelmiyor. İçinde bulunduğumuz dijital dönüşümde aracılık kavramı, aracızsızlaşmaya doğru ilerliyor. Bir ürünü ve hizmeti üreten insanlar arasında mesafe olarak kurumlar ve kuruluşlar var. Analitik veriler sayesinde günümüzde güven, soyut olmaktan çıkıp somut bir şekilde karşımıza çıkabiliyor. Biz banka olarak müşteri deneyimini odağımıza almamız ve onlara kusursuz müşteri deneyimini yaşatmamız gerekiyor. ”

Video oyunları dünyayı kurtarabilir mi?

Power Play CEO’su Asi Burak, oyunların da tıpkı kitaplar ve filmler gibi dünyayı daha iyi bir yer haline getirme, bir fark yaratma gücü olduğuna inanıyor. Burak sunumunda, oyunların sadece hikâyelerden ibaret olmadığını, eylem etrafına örüldüğünü kabul etmek gerektiğini belirtti. Burak sözlerine şöyle devam etti. “ Oyun, onu hayata geçiren kişinin mesajıyla uyumlu olmalıdır. Bu mesaj, bence yazılı veya zorunlu olamaz. Toplumsal etki açısından başarılı bir oyun; araştırmaya, keşfetmeye izin vermeli ve belirli bir esnekliği mümkün kılmalı. Böylece oyuncu, oyun içinde deneye yanıla mesajı anlayacaktır. Kimilerinin mesajla uyumlu hale getirme ihtiyacı hissettikleri oynanabilirlik (gameplay) tasarımcının aktarmayı amaçladığı şey her ne olursa olsun, onu desteklemelidir. Bu, gerçekten de meselenin kalbidir. Diğer bir gereklilik ise test etmek, test etmek, test etmektir. Belirli bir etki yaratmak amacıyla bir oyun oluştururken doğru yolda olup olmadığınızı anlamanın tek yolu test etmek ve sonuçları ölçmektir.”

Güven ve Düzensizlik

Bölümün son oturumunda BKM CEO’su Dr. Soner Canko ve olasılık, belirsizlik ve rastlantısallık kuramcısı, risk mühendisliği profesörü Siyah Kuğu’nun Yazarı Prof. Dr. Nassim Nicholas Taleb ile ‘Güven ve Düzensizlik’ sunumunda bir araya geldi.

Taleeb, hassaslık ve kırılganlık kavramlarını anlattı.  Bunun ardından düzensizliğin ne olduğuna değinen Taleeb, örneklerle konuya açıklık getirdi. Taleeb ayrıca konuşmasında istikrar konusuna da yer verdi. Taleeb, bir şeyin küçük olmasının onun kırılgan olduğu anlamına gelmediğini ifade ediyor ve ekliyor: Büyük olmak sizi daha kırılgan ve tehlikelere daha açık hale getiriyor. Taleeb bunun için fare-fil metaforunu kullanıyor ve şöyle örnekliyor; Dede ve torunu ele aldığımızda, istatistiki olarak torunun hayatta kalma olasılığı daha yüksektir. Teknolojide ise tam tersi; yeni, eskiye göre daha kırılgandır. Taleeb, sosyal medyaya olan güven ilişkisinden ise şöyle bahsetti. “Eskiden haberleri berberden alırdık, şimdi sosyal medya bize istemediğimiz kadar haberi sağlıyor. Ama sosyal medyanın verdiği bilginin güvenilirliği berbere göre daha tartışılır.”

Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven

Günün ikinci bölümünde Nottingham Trent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Jens Binder, “Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven” sunumuyla akıllı telefonun  bir etkileşim ortağı olarak nasıl değerlendirdiğini ve kişilerarası güven üzerindeki etkilerini araştırmalarla anlattı.

“In Digital We Trust” sloganını doğrudan ele alan Binder, “güven”, sosyal etkileşimlerde risk alma isteğini ifade eder. Dijital alanda ilgili olan farklı güven biçimlerinin – hizmet sağlayıcılara, cihazlara, izleyicilere duyulan güvene – en çok, iki sosyal aktör arasında gelişen güven türünün, kişilerarası güvenin uyarlamaları olarak anlaşıldığını ileri sürdü.

Binder sunumunda şu detaylara yer verdi, “Cihazın boyutu ve bağlanabilirliği, akıllı telefonun her günkü davranışsal modellere entegre edilebileceği anlamına geliyor. Teknolojiyi kullanma ve başka şeyler yapma arasındaki kesintisiz geçiş benzersiz. Seyahat bağlantılarına hazırlanırken seyahat bağlantılarına bakabilir ve rezervasyon yaptırabilirim. Tüm bunlar akıllı telefonların neden bir teknoloji olarak başarılı olduklarını açıklayabilir, ancak psikolojik bir bakış açısıyla bu tam hikâye değil. Akıllı telefon bizimle iletişim kurmak istiyor ve diğer insanlar telefonla bizimle etkileşime giriyor. İnsanlar bu etkileşime cevap verme konusunda güçlü bir eğilime sahip. Son derece sosyal bir tür olarak evrimleştik ve doğal olarak ve dikkatimizi daha çok sosyal ipuçlarına ve dürtülere yönlendiriyoruz. Bu, akıllı telefonların bizim için sadece teknik donanımdan ziyade psikolojik olarak daha fazla olup olmadığını soruyor. Artık, telefonun insan kullanıcısı için uygun bir etkileşim partnerine dönüştüğünü gösteren çalışmalar var.”

Trend Raporlarının Ötesinde Yapay Zeka

Serdar Kuzuloğlu moderatörlüğünde gerçekleşen  “Trend Raporlarının Ötesinde Yapay Zeka” panelinin konukları Softtech CEO’su Melih Murat Ertem, Bilkent Üniversitesi, Bilgisayar Müh. Profesörü ve Yapay Zeka Uzmanı Prof. Dr. Varol Akman, Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen ve Tazi.ai Kurucusu Prof Dr. Zehra Çataltepe’ydi.

Serdar Kuzuloğlu  moderatörlüğünde konuklar  yapay zekanın en çok işe yarayacağı alanları ve Türkiye’nin yapay zeka konusunda nerede olduğu ile ilgili görüşlerini  paylaştı;

Melih Murat Ertem, “İstabul dijital bankacılığın başkenti. Dijitalleşme konusunda çok öndeyiz. Softech olarak dijital girişimleri kullanmaya çalışıyoruz. Yapay zeka konusunda hem üretici hem de tüketici olmak zorundasınız. Bunun için metodojiye ihtiyacınız var. Bu iş mühendisilikten çok matematik istatistik işi ”

Varol Akman, “Zekanın liberal bir tanımını yapmak lazım. Akıl ve zeka dereceleri olan şeyler. Yapay zekanın beyin gibi özel bölümleri var. Yapay zeka mühendislik disiplini. Yapay zekada yapmış olduğunuz iş neyse bunu mutlak suretli mühendislik olarak örnek vermek ve demosunu yapmak sorundasınız. Algoritmalar denetlenebilir ve transparan olmalı. Kullanılan birçok parameteryi kontrol edemiyoruz. Yapay zekanın kritik sektörlerde son derece denetlenebilir olması lazım.“

Uğur Gülen, “ Teknolojinin imkanlarını finans sektörünün hedefleri doğrultusunda kullanıyoruz. Yapay zeka da bunların başında geliyor. Bizim derdimiz aslında değer yaratmak. Gelirimizi nasıl artırabiliriz, giderimizi nasıl azaltabiliriz bunu bunu düşünmemiz ve bunları veriden öğrenmemiz lazım. Önümüzdeki dönem teknolojiyi yakalayabilen şirketler ayakta kalacak. Yapay zeka konusunda sürekli öğrenme, merak, tutku ve insan gerekli. İnsanoğlu hayata tutunacak değerleri odağına almalı.“

Zehra Çataltepe, “ Yapay zeka, bir takım verileri daha hızlı ve daha doğru işleyen algoritmalardır. Ayrıca insan davranışlarını akıllıca taklit eden makinalar da diyebiliriz.En basit haliyle A’dan B’ye gitmeye çalışıyorsanız bunu sizin için daha hızlı şekilde yapan yapay zekadır. Bilgisayar programlarının yapacağı her şeyi yapay zeka yapabiliyor ve yapay zeka robotlarla bütünleştiriliyor. Robotlar yapay zekayı taşıyan yapan bir nesne aslında. Veri ve algoritmalar işleri daha doğru ve daha hızlı yapıyor. “

Fireside Chat: İnternet Tarayıcıları ve Web’in Geleceği

İnternet tarayıcısı Opera’nın kurucusu ve eski CEO’su Jon Stephenson von Tetzchner, “Fireside Chat: İnternet Tarayıcıları ve Web’in Geleceği” sunumunda  ekibiyle birlikte yeni geliştirdikleri web tarayıcısı Vivaldi hakkında bilgiler verdi.

90’larda tüketiciye sunulan belirli tarayıcıların varlığından, Microsoft ve Netscape’in pazardaki hâkimiyetinden bahseden Tetzchner, Vivaldi olarak sürekli inovasyonlarla, kullanıcı talepleri doğrultusunda hizmetlerini geliştirdiklerini belirtti. “Vivaldi olarak felsefemiz, her bireyin kendisine özgü internete erişim şekli olduğu üzerine kurulu” sözleriyle Tetzchner, asla kullanıcı verisi biriktiremediklerinden ötürü bugünlerde tüm dünyada yankılanan kişisel güvenlik problemleriyle karşılaşmalarının mümkün olmadığının da altını çizdi. “Vivaldi’nin amacı tarayıcıyı kullanımı kolay, özellikleri zengin ve çok seçenekli hale getirmek. İhtiyaçlarımıza göre hazırlanmış bir tarayıcıyı hepimiz hak ediyoruz. Vivaldi sizin ihtiyaçlarınızla gelişecek ve gereksinimlerinize uyum sağlayacak. Bu açıdan, Vivaldi eşsiz.”

Siber Güvenlik 2030

Günün üçüncü bölümünde Comodo Group CTO’su Egemen Taş “Siber Güvenlik 2030” sunumuyla sahnedeydi.  Taş, önümüzdeki on yılda yeniden tanımlanacak “trust” kavramından bahsederek Türkiye’de millî ve yerli siber güvenlik teknolojileri geliştirmenin gerekliliğini vurguladı. Taş, sunumunda şu detaylara yer verdi. “Yazılım ürünleri geliştirmek için pahalı altyapı yatırımlarına, hammaddeye ya da fabrikalar kurmaya gerek yok. Google, Apple, Facebook, Amazon (GAFA) evlerin garajlarında kurulup başlamış şirketler. Tek gereksinim insan. Ben tüm dünyada Ar-Ge ofisleri açarak bu işi yapan birisi olarak diyorum ki, “Türkiye’de bu işleri yapmak Hindistan da yapmak kadar kolay ve Hindistan kadar da ucuz. Devletlerarası siber savaş geçen her saniye devam ediyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde gizlilik ve güven kavramları yeniden tanımlanacak. 2030 yılının siyasi partileri kişiye özel propaganda davetlerine girecekler. Çok fazla sızdırılmış data ve bunların tespitinin zorluğu nedeniyle yapay zekadan yararlanmak zorunda kalacaklar.”

Blockchain Devrimi ve Getireceği Fırsatlar

Habertürk Gazetesi Sefer Yüksel moderatörlüğünde gerçekleşen “Blockchain Devrimi ve Getireceği Fırsatlar” oturumunun konukları; Bloomberg HT  Ekonomi Editörü Güzem Yılmaz , Kimlic CEO’su Gökhan Seçkin, IBM Türkiye CTO’su Sevilay Kurt, İş Yatırım, Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan’dı. Panelde blockchain devriminin getireceği fırsatlar değerlendirildi.

IBM Türkiye CTO’su Sevilay Kurt, kendilerinin gündeminde kripto paralar olmadığını söylüyor. Kurt, blockchain’de sektörler arası işbirliğinin önemine dikkat çekti ve birbirine rakip firmaların bu konudaki yürüttükleri çalışmalara değindi.
Kimlic CEO’su Gökhan Seçkin, blockhain’e olan ilginin aslında kripto paralarla arttığına dikkat çekti. Bunun sonucunda da kripto para ve yazılımı bir araya getiren girişimlerin yükseldiğini söyleyen Seçkin, ICO’larla gerekli sermayenin toplanabildiğine değindi.

İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise kripto paraların piyasaya etkisine yer verdi ve finansal sistemi tehdit etmediğini söyledi. Burada türev piyasa olmadığı için bu tehditin gerçekleşmediğini ifade eden Manukyan, bitcoin’in üzerinde türevlerin olması durumda bunun belireceğini aktardı.

Güven 2.0 Blockchain Teknolojisinin Marka Bağlılığına Kazandırdığı Yeni Boyutlar

Web of Things’in kurucusu Vlad Trifa, blockchain teknolojinisinin marka bağlılığına kazandırdığı yeni boyutları gündeme getirdi. Trifa, sunumunda şu detaylara yer verdi;

Blockchain teknolojisinde yaşanan patlamadan anlaşılacağı üzere, nesnelerin internetinin (IoT) internetin kendisi gibi görüneceği ve işleyeceği bir döneme yaklaşmaktayız. Cihazları Web’e bağlayacak açık teknolojiler ve standartlar, çeşitli şirket ve geliştiricilerin bütün sensörleri tek bir ortak ağda – nesnelerin Web’inde birleştirmesine olanak verecek. Hem de bu, kapalı, pahalı, mülkiyet merkezli hizmetleri kullanmak zorunda olmadan mümkün olacak. Bildiğimiz Web’i fiziksel ve gerçek zamanlı dünyaya taşıyacak olan bu merkezden bağımsız uygulamalar gitgide daha hızlı ve daha kolay olacak. Bunların kurumulu ve ölçeklendirilmesi de ucuzlayacak. Aynı zamanda Ambrosus  Üründen Sorumlu Başkan olan Trifa , firmanın, gıda ve ilaç sektörlerindeki imalatçılara ve perakendecilere Blockchain ve IoT teknolojilerini bir araya getirerek müşterilerinin güvenini kazanmalarını sağlayan uçtan uca bir platform sunduğunu paylaştı. Böylelikle, çiftlikten masaya ürünlerin bütün hikâyesi çok hızlı, kolay ve şeffaf bir biçimde bir biçimde kayıt altına alınabiliyor. Söz konusu ister bira, ister ilaç olsun; ürünlerin her bir kutusu blockchain üzerinde evrensel bir kimliğe sahip oluyor ve böylece hem rekabet üstünlüğü kazanılıyor hem de ürünlerle ilgili alışılagelmiş sorunlarda azalma yaşanıyor.

İnsanlar, Makineler ve Güvenin Geleceği

Günün son bölümünde Thulium’un CEO’su Tamara McCleary, “İnsanlar, Makineler ve Güvenin Geleceği” başlıklı sunumunda yenilikçi sosyal medya etkileşimi stratejilerini ve müşterilerle güven ilişkisi kurmanın önemini anlattı. Global firmalara dijital marka konumlandırması ve tanıtımı konularında danışmanlık veren ve 2017 yılında B2B Marketing tarafından ‘Most Influential Woman in Martech’ seçilen McCleary, Digital Age Summit’teki sunumunda, sosyal medyada müşteri sadakati oluşturmak için samimi ve hakiki etkileşimin önemine dikkati çekti.

McCleary, sunumunda şu detaylara yer verdi, “İnovasyon hızının daha önceden deneyimlediğimiz her şeyin üstünde olduğu, yıkıcılığın ve istilanın “norm” sayıldığı bir çağda değişmeyen tek bir kural var; iş alanında başarı güven ilişkileriyle sağlanıyor. Parmaklarımızın ucunda bir süper güç var, bu güçle mesajımızı dünyanın dört bir yanına yayabiliyoruz. Sosyal medyanın bu süper gücünü sonuna kadar kullanmak ise; etkileşim sayesinde markamız hakkında güçlü bir kanaat önderi algısı yaratarak, güven verici ilişkiler inşa etmek demek oluyor. Bir tüketicinin bir markayı terk etmesinin en önemli nedeni, marka tarafından önemsenmediği hissidir. Kötü bir müşteri deneyimi sunan markalar tüketicileri kaçırır. Bugünün markaları işlerini büyütmek ve geliştirmek istiyorlarsa takıntı derecesinde tüketici odaklı olmalılar. Ancak bu şekilde hem yeni müşteri kazanabilirler hem de hâlihazırdaki müşterilerinin mutluluğunu ve marka sadakatini sürekli kılabilirler.”

Digital Age Summit 2018’in bitiminde katılımcılar Happy Hour’da eğlendi.