Dijitalcilerin üretkenlik sırları: Haymi Behar

Dijital araçların hayatımıza yaptığı en önemli katkıların başında zamanı doğru yönetebilmemiz konusunda getirdiği artılar geliyor. Çünkü günümüz iş hayatında zaman, en kıymetli unsur. Dünyanın öteki ucundaki toplantılara online bağlanabilmek ya da belki günler sürecek çok ayaklı bir projeyi yeni nesil iletişim araçlarının sunduğu kolaylıklarla saatler içerisinde bitirebilmek. Bunlar paha biçilemez şeyler. Bununla birlikte gerçek anlamda üretken ve verimli bir çalışma modeli salt dijital değil gelenekselin de entegre olduğu hibrid bir yapıdan geçiyor. Demek istediğimiz, insanlarla dokunmak, bir araya gelmek ve yüz yüze iletişim kurmak da şart. Dijitalcilerin üretkenlik sırları köşemizin bu haftaki konuğu Haymi Behar, bu bağlamda zamanın verimli ve etkili kullanımına örnek olarak öğle yemeklerini yeni insanlarla tanışarak ve iş toplantısı yaparak geçirdiğinden bahsediyor. Behar’a göre, bu sebeple yalnız yenen bir öğle yemeği kaybedilmiş zaman anlamına geliyor. Gelin, Haymi Behar’ın iş ve günlük hayatına dair dijital odaklı verimlilik ve üretkenlik sırlarına göz atalım.

Dijital teknolojilerdeki gelişmelerle birlikte hayatımıza giren yeni nesil araçlar sizin iş yapma şeklinizi nasıl değiştirdi?

Hepimizin kabul ettiği gibi dijital devrimin en çok etkilediği sektörlerin başında medya geliyor. İçerik üreticileri eskiden çok düz bir sistemde içeriği üretip radyo veya televizyonda yayımlayarak kitlelere ulaşırken, artık aynı kitlelere ulaşmak için onlarca farklı ekranda ve bir o kadar da farklı sosyal medya platformunda yayın ihtiyacı doğdu. Dijital devrimle birlikte yayın akışlarından İK politikalarına kadar medya şirketleri toptan bir dijital dönüşüm geçirmeye devam ediyor. Bu dönüşümü doğru yöneten yayıncılar rekabette güçlü bir pozisyon alıyor.

Verimli bir iş günü sizin için ne ifade ediyor? İşinizde verimliliği artırmada kullandığınız teknolojilerin rolü ve etkisi nedir?

Benim için iş hayatında verimli bir gün, ürettiğimiz kaliteli içeriklerin, izleyicilerimiz tarafından beğeniyle izlenmesi ve dijital platformlarda paylaşılması anlamına geliyor. İzleyicilerimizin de beğenisini toplamak ve bu yayınları çevrelerine yaymalarına sağlamanın yolu, onların hayatlarına dokunan kaliteli içerik üretimiyle mümkün oluyor. Tam da bu noktada karşımıza çıkan dijitalleşme, reklamcılık ve yayıncılık arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamamızı gerektirdi. Ürettiğimiz projelerde, markalar ve izleyicileri kaliteli bir içeriğin içinde doğal bir şekilde buluşturarak yayıncı, izleyici ve marka açısından verimli çıktılar almak birinci önceliğimiz haline geldi. Televizyon teknolojileri ve dijital teknolojilerinin buluştuğu noktada, sinyalizasyondan yayın masasına kadar bütün süreç özel ekiplerle birlikte yürütülüyor. Farklı zevklere ve ilgi alanlarına yönelik, birbirinden farklı yayınlar yapabilmemizin önü açıldı. Böylece iş verimliliğimiz de artmış oldu.

“Yalnız yenen bir öğle yemeği benim için kaybedilmiş zaman”

Dijital çağda üretkenlik deyince aklınıza ne geliyor? Bir dijitalci için üretkenliğin genel geçer yolları var mıdır?

Medyayı, sektör itibariyle 7/24 yayıncılık yapılan, üç vardiya halinde çalışan içerik fabrikaları olarak düşünmeliyiz. Dijitalleşmeyle birlikte, her platforma uygun ve birbirinden farklı içeriklerin üretilmesi fikri ön plana çıktı ve izleyiciler tarafından da benimsendi. Benim açımdan, içinde bulunduğumuz dijital devirde üretkenlik için; Evernote içerik geliştirmede, Twitter kaynak ve gündem takibinde, Google Drive ürünleri de her cihazdan depolamada, ortak çalışmaya dayalı proje yürütmede ve bütçesel işlerin yönetiminde oldukça faydalı araçların başında geliyor.

Daha üretken olma adına iş disiplininiz kapsamında geliştirdiğiniz veya vazgeçtiğiniz alışkanlıklarınız neler?

İşimizin doğası gereği 7/24 çevrimiçi olmamız gerekiyor. Dolayısıyla yayıncılığın getirdiği iş temposu ile yaşam kalitesini düşürmemek için kişisel zamanı çok iyi ayırabilmek gerekiyor. Örneğin, benim için bu noktada geliştirdiğim çözüm, o an hangi işle ilgileniyorsam sadece o işe yoğunlaşmak oldu. Zaman, çok kıymetli hale geldiği için anı değerlendirmek oldukça önemli. Öğle yemeklerini, yeni insanlarla tanışarak ve iş toplantısı yaparak geçirmeyi, zamanın verimli kullanımına örnek olarak gösterebilirim. Bu sebeple yalnız yenen bir öğle yemeği benim için kaybedilmiş zaman anlamına gelir. Günün mutlaka belli saatlerinde, örneğin akşam ailece yemek yerken veya spor yaparken işten ve sosyal medya gibi şeylerden kopmak gerekiyor. Her gün biraz kitap okumaya, yürüyüş yapmaya, sevdiklerimle kaliteli vakit geçirmeye ve mutlaka bir sanatsal aktiviteye katılmaya gayret gösteriyorum. Bence bir şeylere kaliteli zaman ayırmak, yaratıcılığı en çok besleyen şeylerin başında geliyor.