Bu dönemde değer yaratmanın yolu teknolojiden geçecek
Burak Aydın, SabancıDx Genel Müdürü
İçinde bulunduğumuz süreçte iş sürekliliğini kaybetmek istemeyen firmaların gösterdiği refleksle birlikte dijital dönüşüm de hız kazandı. Yükselen bu hız Covid-19 sonrası dönemde daha da artacak ve belki de dönüşüm yolculuğundaki 10 senelik yolu bir senede kat etmiş olacağız. Dönüşümün bu baş döndürücü hızı birçok farklı riski beraberinde getirse de, oyunun içinde kalmak isteyen şirketler için tek bir yol var: Bir kültür olarak gördüğüm dijitalleşmenin A’dan Z’ye tüm şirket çalışanları tarafından benimsenmesi, üretilen hızlı çözümlere alışan müşterinin taleplerinin karşılanması, yeni nesil startup’ların iş süreçlerine dahil edilmesi ve en önemlisi geleceğin stratejilerinin bugünden kurgulanması. Tüm bunlar, dijital dönüşüm yolunda tutunacağımız, bizi ayakta tutan doğrular olacak. Ezberlerin bozulduğu, alışkanlıkların değiştiği ve yeni normallerin su yüzeyine çıktığı bu dönemde değer yaratmanın yolu teknolojiden geçecek.
Dünya bizi küçülmeye, sadeleşmeye çağırıyor
Burak Gözalan, InGame Group Kurucu Ortağı ve CEO’su
Covid-19 hayatımızdaki pek çok şeyi radikal şekilde değiştirdi. Hayatımıza sosyal mesafe, maske, sokağa çıkma kısıtlaması gibi yeni kavramlar girerken, işlerin bu zor günlerde de sürdürülebilmesi için dijital dönüşüm can simidi oldu adeta. Ekonominin sürekliliğini sağlamak için her şirket bünyesinde değişimler yaptı ve bana kalırsa iş dünyası bu sürece gayet hızlı adapte oldu. Teknolojiyle iç içe bir şirketler grubu olarak dijital dönüşümde başı çekenlerden biri olduk açıkçası. İlk olarak çalışma arkadaşlarımıza, ikinci olarak oyun severlere yönelik çalışmalar gerçekleştirdik. Espor da zaten dijital bir alan olduğu için sadece birkaç küçük düzenleme yapmamız yetti, final turnuvalarını seyircili yapmak yerine online’a taşıdık. Pandemi nedeniyle hayatımıza yeni normaller giriyor ve dijital dönüşüm artarak da devam edecek gibi görünüyor. Bu süreçte gördük ki, ofislere gitmek yollarda saatler harcamak yerine pek çok iş dijital ortamda da pekala yürüyebiliyormuş. Artık dünya bizi küçülmeye, sadeleşmeye çağırıyor. Bu çağrıya kulak verelim.
Salgın sonrası işlem hacmi yüksek pazar yeri iş modellerinde büyüme devam edecek
Burhan Eliaçık, Wirecard Türkiye Genel Müdürü
E-ticaretin perakende sektöründe önem kazanmasıyla birlikte dijital dönüşüm kavramı da sektör temsilcilerinin üzerinde durduğu bir konu olmuştu. Gerekli alt yapıların hazırlanması, ulusal politikaların belirlenmesi gibi noktalara dikkat çekiliyor ve dünyanın bu yöne gideceğine dair pek çok öngörü paylaşılıyordu.
İçinde bulunduğumuz salgın süreci, bu durumu bir öngörü olmaktan çıkartarak hayatımızın bugünkü gerçeği haline getirdi. Daha önce dijital dönüşümün itici gücü sektörün yönlendirmeleriyken, bugün bireylerin talep ve beklentilerinin bu dönüşümü mecbur kıldığına şahit oluyoruz. Yani dönüşüm hem bireylerin hem de işletmelerin hayatlarının merkezine oturdu. Temel ihtiyaçlarımızın karşılanması için bile tek yöntemin e-ticaret olduğu günler yaşadık. Bu durum bize gösteriyor ki lojistik altyapıları ve işlem hacmi yüksek pazar yeri iş modellerinde gelişme kaydedilecek. Bu güce kendi başına sahip olmayan küçük işletmeler ise hem e-ticaret entegrasyonu sağlamak hem de lojistik destek alabilmek için pazar yerleri çatısı altında toplanacak.
Hizmet sektörü dijital dönüşüme hazır
Cem Bodur, Anker Türkiye, İsrail ve Orta Asya Ülke Müdürü
Covid-19 salgını, tüm dünyada insan davranışlarıyla birlikte, zorunlu olarak işletmeleri ve ekonomiyi de dönüştürüyor. Hizmet sektörü bu tür krizlerde kullanılabilir güçlü bir kas; zayıf olduğumuz bir alan değil, yeter ki efektif olarak kullanmayı bilelim. Hizmet sektörünün dijital dönüşüme hazır olduğunu, krizin e-ticaret için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. E-ticaretin toplam perakende içindeki payının gelişmiş ülkelerdeki ortalamasının yüzde 11,1 Çin’de yüzde 25, Türkiye’nin online’daki payı 2020’nin ilk 6 ay verilerine göre ise yüzde 14,2 olduğunu söyleyebiliriz. (UNCTAD) Dijital Ekonomi Raporu’na göre ABD ve Çin, teknolojide diğer ulusların açık ara önünde. Dünyanın en büyük 70 dijital platform şirketinin piyasa değerinin yüzde 90’ı da yine bu iki ülkeye ait. Rapora göre dijital ekonomide platformlar, merkezi aktörler. Dijital veri, ekonomik süreçlerin ana kaynağı haline geldiğinde değer yaratıyor. Verinin paraya dönüştürülmesi online reklamla e-ticaret platformu işletimiyle geleneksel malları kiralama hizmetiyle, bulut hizmetlerinin kiralanmasıyla gerçekleştirilebiliyor.
Pandemi sonrası bankalara yeni operasyon modelleri gerekecek
Deniz Güven, Mox CEO’su
Önümüzdeki dönemde finans kurumları özellikle verilen kredilerin geri ödenememesi durumunda ciddi sıkıntılar yaşayacaktır. Güçlü bankalar ve iyi fonlanmış fintech’ler bu dönemi bir şekilde atlatacaklardır. Pandemi sonrası dönemde finans dünyasını etkileyecek trendlere baktığımızda karşımıza üç ana başlık geliyor. İlki dijitalleşmenin ötesinde koronavirüs sonrası bankalara yeni operasyon modellerinin gerektiği. Çünkü işin artık farklı yönetilmesi gerek. Yeni dönemde, “Dev gibi genel müdürlük binalarına gerçekten ihtiyacımız var mı?” gibi konular sorgulanacak. Bana göre uçtan uça dijitalleşme için operasyon modelinin artık kökten değişmesi gerek. İkinci önemli trend finansal sisteme dahil olmak, diğer bir deyişle, önümüzdeki dönemde yaş bağımsız herkesin dijital finansal sistemin bir parçası olacak olması. Pandemi döneminde bunu net bir şekilde gördük. Üçüncü trend ise yeni dönemde ‘güven’in müşteriler için her zamankinden daha önemli olacak olması. Dolayısıyla müşteriye veri olarak değil insan hayatı olarak bakan duygusal finans servisleri öne çıkacak. Bu üç ana trendin dışında sigorta ve sağlık teknolojileri ile ilgili yapıların birleşeceğini ve finans kurumlarının bu sistemlerin üzerinde yükseleceği bir dönem bizi bekliyor olacak.
Pandemi sonrası şirketlerin iş yapış biçimlerini temelden değiştiren teknolojiler öne çıkacak
Emre Alaman, HP Türkiye Genel Müdür
Uzun zamandır konuştuğumuz dijital dönüşüm Covid-19 ile birlikte ciddi bir ivme kazanmış durumda. Bu dönemde değişen üretim ve tüketim şeklimiz bir anlamda birçok sektörde dönüşümü zorunlu kıldı. Son üç yıl içinde süreçleri otomatikleştiren ve optimize eden yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin ürünlerin tasarımından teslimatına kadar tüm aşamalarda daha çok kullanıldığını, yazılım ve programların geliştiğini ve verimliliğini artırdığını gözlemliyorduk. Pandemi sonrası bu teknolojilere yatırımların artacağını öngörebiliriz. Sürdürülebilirlik, güvenlik, mobilite, 3 boyutlu yazıcı gibi insanların yaşamlarını ve şirketlerin iş yapış biçimlerini temelden değiştiren yeni nesil teknolojiler ön planda olacak. Dijital dönüşüm sayesinde tüketicilerin ihtiyaçları ve nasıl daha verimli olabilecekleri konusunda elimizde daha fazla veri var. Şirketler yeni dönemde bu verilerden yola çıkarak; değişen, gelişen, farklılaşan tüketici taleplerini ön planda tutarak yeni çözümler üretecekler.
Evden çalışma dizüstü bilgisayar satışların artmasına sebep oldu
Emre Hantaloğlu, Lenovo Türkiye Genel Müdürü
Teknoloji şirketleri başta olmak üzere bu süreçle en iyi başa çıkabilen şirketler teknolojik alt yapısı güçlü olan ve dijital dönüşümünü tamamlamış şirketler oldu. Tüm dünyada halkın sağlığı için tehdit oluşturan yeni tip korona virüsü salgını sürecinde iletişim biçimlerimizin daha çok değişebileceğini ve teknolojiye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu daha yakından gördük. Bu süreçte, globalde ve ülkemizde birçok uluslararası şirket ve iş dünyasının büyük bir bölümü mümkün olan alanlarda uzaktan çalışma sistemine geçerken, teknoloji uyum sağlamamızı kolaylaştırdı. Evden çalışma ile firmaların özellikle dizüstü bilgisayar ihtiyacının artmasına ve satışların artmasına sebep oldu. Evden çalışma ayrıca internetten yapılan satışın da artmasına sebep oldu. Gönüllü ya da zorunlu ev karantinası önlemleri alırken günlük yaşantımızda hepimiz için dijital platformlar öne çıktı. Teknolojiye her geçen gün daha çok ihtiyacımız oluyor. Bu ihtiyacı da iyi okuyan ve kullanıcıların ihtiyaçlarını doğru ve etkin bir şekilde karşılayan şirketler yeni dönemdede başarılı olacak.
Şirketler dijital unsurlar ile fiziki unsurlar arasında akıllı bir denge kurmalı
Halil Aksu, Gelecekhane Kurucusu
Pandeminin iş yapış biçimlerini nasıl etkileyeceği merak konusu. Birçok şirket, ekipler arası bağlantı kurmanın yeni yollarını denedi. Bu değerli bir açılım ve bazı iç süreçlerin dijitalleştiğini gösteren bir yetkinlik. Yaptığımız araştırmaya göre, çalışanların yüzde 87’si uzaktan çalışma uygulamalarında yaygınlaşma olacağını düşünüyor. Ancak, bu uygulamalar ekiplerin üretkenliğine ve mutluluğuna katkı sağladığı sürece değerli. Şirketler, uzaktan çalışabilmenin esas değeri olan akıllıca çalışmayı ön plana çıkarmalılar. Pandemi sürecinin etkilediği alanlardan biri e-ticaret. Araştırmalar, hızlı büyüyen e-ticaretin daha da ivmeleneceğine ancak fiziki mağazaların değerini yitirmeyeceğine işaret ediyor. Çoğunluğun, e-ticaretin hızından ve kolaylığından faydalanırken mağaza ziyaretlerine ve sosyal etkileşimlere de döneceğini öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde dijital unsurlar ile fiziki unsurlar arasında akıllıca bir denge kurarak, hayatlarımıza ‘daha iyi’ devam edeceğimizi umuyoruz.
Bu dönemde kullanıcı deneyimini merkeze alan bankacılık servisleri öne çıkacak
Işıl Akdemir Evlioğlu, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Pandemi sürecinde bankacılıkta dijital kanalların kullanımı öne çıkarken, bundan sonraki süreçte kullanıcıların dijital bankacılığa olan taleplerinin daha da artacağına inanıyoruz. Dijital, özellikle mobil artık ana kanal haline gelecek ve tüm geliştirmeler mobil odaklı olmaya devam edecek. Kullanıcılara daha sade ve kullanışlı bir bankacılık deneyimi sunmak oldukça önemli. Biz de bunun için mobil uygulamamızın açılış sayfasını yeniledik ve uygulamaya evden işlem yapmayı kolaylaştıran yeni özellikler ekledik. Örneğin uygulamanın giriş sayfasında yer alan “Şubeye Gitmeden Yap” adımı ile dijital bankacılıkla yeni tanışan müşterilere işlemlerin nasıl yapıldığını anlatıyoruz. Kartı olmayan müşterilerimizin, şubeye gitmeden uygulama üzerinden görüntülü görüşerek kolaylıkla parola alabilmesini sağlıyoruz. Kısacası bu dönemde hayat kolaylaştıran hizmetler sunan, kullanıcı deneyimini merkeze alarak insan odaklı tasarım yapan markalar uzun vadede müşteri sadakati kazanmayı başaracak.
Covid’in dijital dönüşüme çarpan etkisi çok yüksek
Mehmet Ali Akarca, KoçSistem Genel Müdürü
Küresel ekonomiye yansımaları itibarıyla daha uzun yıllar derin etkileri beklenen Covid-19 pandemisinin, dijital dönüşüm üzerinde ciddi bir çarpan etkisi olacaktır. Çeşitli araştırmalara baktığımızda pandemiye bağlı yeni endişelerin dijital dönüşüm projelerini hızlandırdığına tanık oluyoruz. Kuşkusuz işyeri sağlığı, insan kaynakları ve uzaktan çalışma ortamının yapılandırılması ile müşteri deneyimi ve beklentileri anlamında atılması gereken birçok adım söz konusu. Kurumsal bilgi güvenliği, siber güvenlik, insan kaynakları yönetimi, performans yönetimi, altyapı sağlığı gibi konuların bu dönemde öne çıktığını görüyoruz. Büyük, orta ve küçük fark etmeksizin tüm kurumlar, Covid 19 ile artan ve karmaşıklaşan dijital dönüşüm mekanizmalarını hızla devreye almalı; olan çalışamaları ise güçlendirmelidir. Yeni nesil teknolojilerle kurumlarda değer yaratmaya odaklanan KoçSistem olarak dünyadaki yeni gelişmeleri yakından izleyerek şirketlerimizin bundan sonra da rekabetçi kalması yönünde Türkiye’nin dijital dönüşümüne en üst seviyede katkımızı sürdüreceğiz.
İşe dönen sektörü şimdi “yeniden şekillendirme” evresi bekliyor
Münir Kundakçı, Microsoft TR Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu GMY
Dijital dönüşümün ne kadar önemli olduğunun ve kurumlara sağladığı çeviklik ve esnekliğin her zaman altını çizmekteydik ancak son dönemde yaşadıklarımız, hepimizin tahminlerini aşan bir hızda şartlara uyum sağlamayı gerektirdi. Normal şartlarda 18-24 ay sürecek dijitalleşme süreci iki ayda gerçekleşti. İlk yanıt verme (Response) dönemi sonrasında, şirketler teknoloji desteği ile riskleri yöneterek işe dönme (Recover) dönemini atlatacak adımlar atıyor. Teams gibi uzaktan birlikte çalışma olanağı sunan teknolojilerle, şirketler uzaktan çalışmada güvenli, verimli, etkin, takım çalışmasını güçlendiren araçlarını kullanıyor. Devlet kurumları veriyi daha iyi yorumlayan sistemlerin sunduğu öngörülerle karar vermeye başladı, bankalar dijital işlem seçeneklerini arttırdı. Birçok perakende şirketi e-ticarete geçerek ürün seçiminden, ödeme ve müşteri hizmetlerine bir anda değişebilen müşteri ihtiyaçlarına hemen yanıt verebiliyor. Bundan sonra, iş modellerinin, ürün geliştirme ve tedarik zinciri süreçlerinin, müşteri etkileşiminin yeniden tasarlandığı bir “yeniden şekillendirme” evresi (Reimagine) gelecek.
Yorumlar