Dijital çağda hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler sadece biz yetişkinlerin hayatına değil çocuklarımızın da hayatına girmiş durumda. Üstelik bizler bu gelişmelerin devamlılığını seyredebiliyorken çocuklarımız doğrudan bu yeni nesil dijital ürünlerin içine doğuyor. Bugünün çocukları akıllı telefon, tablet ve görüntülü konuşma gibi teknolojileri öğrenerek ve bunlardan keyif alarak büyüyorlar. Teknolojik gelişmelerin çocuklar için çok fazla artısı var elbet. Dünyanın her yerinden her türlü bilgiye sınırsız erişimleri, dünya vatandaşları olarak yetişmeleri ve gelecekleri açısında dijital çağın iş dünyasına getirdiği demokratikleşme. Tüm bunlar bir yana, bugünlerde teknolojinin çocukların hayatına getirdiği faydalardan ziyade zararları daha fazla konuşuluyor. Özellikle çocuk sağlığı ve gelişimi üzerine kafa yoranlar teknoloji ve çocuk ilişkisi üzerine yaptığı eleştirilerde pek de haksız değiller. Çünkü çocuklar teknoloji ile bu kadar haşır neşirken ne yazık ki, sosyal etkileşim, fiziksel aktivite ve duygusal zeka gelişimi gibi yaşam için çok önemli kazanımlardan uzak büyüyorlar.
Örneğin çocuklar artık dışarıda oynamıyor. Çünkü yeni nesil vaktini bilgisayar, video ve mobil oyunlara bağlı geçiriyor. Bu bağlamda doğadan ve spordan uzak olan çocuklar için obezite ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Sadece obezite de değil, uyku sorunlarından farklı psikolojik rahatsızlıklara dijital ekranlara karşı giderek artan bağımlılık pek çok problemin ana kaynağı. Dijital çağın çocukları yüz yüze iletişimi de pek bilmiyor. Bir bebeğin duygu ve ifadeleri ya da konuşmayı nasıl öğrendiğini düşünün. Bebekler tüm bu hareketleri ebeveynlerinin yüz ifadelerini izleyip, taklit ederek öğrenir. Ancak günümüzde anne babalar akıllı cihazlarıyla o kadar meşguller ki çocukları ile yok denecek kadar az iletişim kuruyorlar. Bu durum çocuklarının gelişimini olumsuz etkiliyor. Ailelerin çocukları ile iletişimlerini güçlendirmeleri için dijital molalar vermeleri şart.
Digital Age Eylül sayısı çıktı!
Aile içi iletişim giderek azalıyor
West Chester University tarafından yapılan bir araştırmaya göre dijital cihazlar çocukların okuma yeteneğini de olumsuz etkiliyor. Kâğıt baskıdan okuyan çocuklar dijital ekrandan okuyanlara göre okuduğunu daha kolay ve iyi anlıyor. Özellikle 2000 sonrası doğanların gerçek arkadaşlığın anlamını öğrenemediğini de söyleyebiliriz. Biz büyürken sanal değil gerçek arkadaşlarımız vardı. Bugünün çocuklarının belki hayatlarında hiç görmeyecekleri binlerce arkadaşları var. Tabii ki, sosyal ağlar üzerinden bağlantıda olmak veya dünyanın öteki ucundaki birine ulaşabilmek güzel ama bu durumun ilişkilerin geleceğini yozlaştırması kuvvetle muhtemel. “İlişkiler” demişken çoğunlukla elektronik cihazlarla muhatap olan çocuklar empatiyi de öğrenemiyor. Duyarlı olmak, duyguları kontrol edebilmek gibi meziyetler bir insana hayat boyu lazım. Ancak bunları öğrenmek için diğer çocuklar oynamak ve paylaşmayı öğrenmek gerek. Dijitalin açtığı sonuz kapıların yaratıcılığı körüklediğini yadsıyamayız. Ancak ya insanoğlunu her şartta hayatta tutan el becerileri? Bir şeylere dokunmadan büyüyen çocuklar yaratıcılıklarını da yitiriyorlar. Eğitim konusunda bir başka çelişki daha var. Eğitim kurumlarının teknolojiye yaptığı yatırımlar çocuklarının dijital anlamda yeteneklerini artırıyor evet. Çocuklar tasarımı, kodlamayı ve inovasyonu öğreniyor. Ancak işin temeli olan matematik ve okuma yetenekleri pek gelişmiyor. Tüm bunların arasında belki de en önemlisi, insanî değerler. Çocukların aileleri ve yaşıtları ile sosyal iletişim azlığı nezaket, dürüstlük, saygı gibi değerlerin öğrenilmesi için de yeterli zamanın bulunamaması anlamına geliyor. Eminim, çocukların geleceği ile ilgili bu kritik konuların hepimiz farkındayız. Bu konuda yapılabilecek çok şey var ama yola çıkarken ilk olarak ne yapmalı? Bu soruyu kendimize sorduk ve öncelikle bir hasar tespit raporu hazırlamanın faydalı olacağına karar verdik. Bu ay Zenna ile birlikte Türkiye’de dijital çağda anne baba olmanın detaylarını araştırdık ve size ailenizdeki dijital doğanları hayatı hazırlama konusunda kılavuz niteliğinde bir içerik ortaya koymaya çalıştık.
Bu ayın öne çıkan başlıkları ise; Blockchain, iklim değişikliği ile dijital mücadele ve dijital yayıncılığın geleceği…
“Sosyal Medya” eki derginizle birlikte raflarda…
Yorumlar