“Digital Age teknik bir bilgisayar dergisi ya da araç-gereç dergisi değil. Digital Age kravatlı ve resmî bir iş ve ekonomisi dergisi de değil. Digital Age dijital dönüşümün ve teknolojinin katma değerine odaklanan, kravatı gevşek, “casual” stili benimseyen bir dergi.”
Mart 2008’de ilk sayısını okuyucularıyla buluşturan, “Digital Age’i birkaç cümle ile anlatın” sorusuna verilmiş cevap yukarıdaki satırlar. Bu birkaç cümle o zaman bizler için Digital Age ile birlikte belki son derece sınırlı bir marka ve ajans topluluğun vizyonuna dair ipuçları verse de zaman içerisinde bütün sektörün derdini anlattığı bir mesaja dönüşüverdi. Bu mesaj; “Dijital dönüşümün ve teknolojinin katma değerine odaklanmak” idi. Bahsettiğimiz zaman ise 8 bilemediniz 10 yıl. Aslında yola çıkarken çizilen bu resim tesadüfi bir kararın eseri de değil doğrusu, tam tersine son derece bilinçli ve tam manasıyla doğru zamanda doğru yerde olmakla ilgili. Neden mi? 2007-2008 dönemini hatırlamaya çalışın. Gözünüzün önüne elinde iPhone ile dünyaya meydan okumak için yola çıkan Steve Jobs gelecektir ilk olarak. Biraz daha zorlayın hafızanızı, ajansların, “Dijital mi olalım geleneksel mi kalalım” tartışmasını hatırlayıp, gülümseyeceksiniz, eminim. Ve elbette sosyal ağlar gerçeği. 2006’da hayatımıza dahil olan Facebook’un gerçek anlamda fenomen haline gelmesi ile sosyal ağların patlamasının ardından medyanın geleneksel yapısının tamamen dönüşeceğini o günlerde kimse hayal bile etmiyordu.
Zenginlik dijitalle yeni bir anlam kazandı
2008 ABD ekonomik krizi, tüm dünyaya olan etkileri ve sonrasında finansal olarak toplumları yönelttiği yeni arayışlar, tek bir yolu işaret ediyordu: Bu yol da yeni zenginliğin anahtarı olan dijital iş yapma yani dijital girişimcilikti. Dijital kelimesinin hemen her şirket toplantısında, basın toplantısında yeni bir kavram gibi heyecanla zikredilmeye başlandığı o günlerden bugünlere geldiğimizde aradan sanki 30-40 yıl geçmişçesine fazla şey değişti hayatımızda. Ve elbette bu süreç içerisinde birileri bayrak taşıyıcılığı yaptı ve dijital dönüşümün gerçekleşmesinde hem bireyler hem kurumlar için yol gösterici oldular. Biz de bu ay hazırladığımız 100. sayımızda Türkiye’de dijital ekosistemin dünü, bugünü, geleceği olan ve dijital dönüşümde bireyler ve kurumlar için yol gösterici olan isimleri bir araya getirdik. Digital Age yazarlarının önerileri ile birlikte şekillendirdiğimiz dijital 100 listemizi oluştururken sürdürülebilir başarı, dijital iş yapma, yenilikçi olma, dijital yaratıcılık ve üreticilik gibi kriterleri göz önünde bulundurduk.
Bu ayın öne çıkan diğer başlıkları ise; Türkiye’de eSporun yükselişi, futbolun teknolojiyle dönüşümü, dijitalde ilk 6 ayın trafik şampiyonları ve sanaldan fiziksele güvenlik pazarının gündemi bu ay Digital Age’de.
Yorumlar