Skip to main content

IBM bilgi çağında çıkış yolunu anlattı: “İnsan ve makine arasındaki stratejik ortaklık”

IBM Teknoloji Akademisi Eski Başkanı ve İnovasyon ve Girişimcilik Profesörü Rashik Parmar, teknolojiyle süregelen değişimi iş dünyasına anlatmak üzere Türkiye’deydi.

Parmar, dünyadan çarpıcı rakamları paylaştı:

“Önümüzdeki 25 yılda enerji tüketiminin yüzde 50 oranında artacağı tahmin ediliyor. Dünyada 820 milyon insan yeterli beslenemiyor. Öte yandan, ürettiğimiz gıdaların yüzde 50’si tarladan marketlere uzanan yolculukta israf ediliyor. Son 100 yılda küresel su kullanımı nüfusun iki katı oranında arttı. Bugün, beş kişiden birinin halen temiz içme suyuna erişimi yok”

Rashik Parmar şöyle devam etti: “Büyük verinin ve dijital gücün yönlendirdiği ve bilgi yığınının yarattığı deprem dalgasıyla, bir kırılma noktasındayız. Bu süreçte öngörü yeteneğine sahip sistemlere, akıllı altyapılara, teknolojiyle yakın işbirliğine ve yeni bakış açısına ihtiyacımız var. İnsanlar ve makineler arasında entegre ve yakın çalışma ortamı sağlanması, dijital ve bilgi çağında başarının tek yoludur.”

CEO’ların yüzde 80’i kusursuz bir müşteri deneyimi sunduğunu düşünürken, müşterilerin sadece yüzde 8’i hemfikir

Dijital, mobil ve sosyal teknolojiler çalışanları ve müşterileri hiç olmadıkları kadar güçlü kılıyor. Öte yandan şirket yöneticileri, kurumlarının kusursuz bir müşteri deneyimi sunduğunu varsayıyor olmasına rağmen, müşterilerin çok azı aynı fikirde. IBM Global Sosyal İş Ağları ve Mobil Yöneticisi Brian Cheng çoklu ve çapraz kanallı etkileşimlerin iş dünyasına yansımasını yorumluyor:

“Bir şirketin, internet sitesi aracılığıyla müşterinin ilgisini çekmek için sadece 5 saniyesi var. Müşterilerin yüzde 20’si beğenmedikleri bir internet sitesini asla tekrar ziyaret etmiyor. İndirilen uygulamaların yüzde 80’i bir kez kullanıldıktan sonra siliniyor. Bir mobil kullanıcı ortalama 150 kere telefonuna bakıyor. Dünya genelinde mobil ödemeler yılda yaklaşık yüzde 40 oranında artıyor ve bu yıl itibarıyla 325 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Tüketicilerin mobil cihazlarını kullanarak yaptıkları alışverişlerin kârlılığı yılda yüzde 38 artıyor. Bireylerin yüzde 80’i kendilerine özelleştirilmiş bir hizmet sunulması karşılığında kişisel bilgilerini paylaşmaya sıcak bakıyor. 200 milyon mobil çalışan, bu yıl en az bir tane iş odaklı uygulama kullanacak. Çalışan yetişkinlerin yüzde 81’inin iş için kullandığı en az bir tane kişisel mobil cihazı bulunuyor. Tüm bu rakamlar aslında açıkça ortaya koyuyor ki; kurumların değer yaratmak ve değer sunabilmek için bu kanallarda varlık göstermeleri gerekiyor.”