Skip to main content

Amerika başkanı Obama’nın bile “Jon Snow öldü mü, ölmedi mi?” diye soru yönelttiği, Beyaz Saray’a yeni sezonun kopyalarını istediği son yılların en önemli fenomen yapımlarından biri olan Game of Thrones, yeni sezonuyla yine çok konuşuluyor

Her şeyin başının, dizinin ilk bölümünün yayınlandığı 18 Eylül 2011 olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. İlk kitap “Taht Oyunları” Ağustos 1996’da yayınlandığında Game of Thrones’un hayranları oluşmaya başlamıştı. Bilhassa Orta Dünya’ya merakı olan, FRP (Fantasy Role Playing) oyunlarında kendini bulan ve fantastik bir dünyada kendini kaybetmeyi seven okurlar-oyun severler çoktan yedi krallığın topraklarında volta atmaya başlamışlardı. Dizinin ilk bölümünün yayınlanması ve hayranlarının bir anda yüz katına çıkması ile neredeyse o topraklarda ayak basılacak yer kalmadı.  Dizinin üçüncü sezonundan sonra ise o hayran topluluğu adeta bin katına çıktı. George R.R. Martin’in kalemi tüm dünyayı etkisi altına almayı başarmıştı. Unutmadan söyleyelim, George RR. Martin 15 sene boyunca gelen dizi projelerini beğenmediği için reddetmişti.

game of thrones1

Henüz Game of Thrones’u izlemediyseniz ya da hakkında hiçbir şey duymadıysanız (gazeteler bile manşetten spoiler verir durumdalar gerçi!) 7 farklı krallığın “Demir Taht” için verdikleri mücadeleyi anlatan bir hikâye diyebiliriz. Hikaye bu süreçte taht için verilen mücadelenin çok daha ötesine geçti. Sadece hayran teorileri ile alternatif onlarca hikaye yazılması mümkün. Eğer dünyada değil de ülkemizde yarattığı etkiyi anlatmak istersek bir zamanlar Lost ve Prison Break’in yarattığı etkiyi yarattığını söylememiz mümkün. Sosyal medyanın geçtiğimiz altı-yedi yıla nazaran daha etkin kullanılmasıyla da dizi her sene daha büyük bir ivme kazanıyor. Dünyanın bir diğer yarısı House of Cards, Scandal, How to Get Away With Murder, Empire ya da American Crime Story ile yıkılırken bizim buraların yaklaşık altı yıldır en büyük favorisi Game of Thrones. Sezonlar arası yükselen grafiği görmek isterseniz şemaya göz atmanız yeterli.

game of thrones

Türklerin Game Of Thorones aşkı bir başka

Tarkan, Kara Murat ya da Karaoğlan serilerinde “fantastik” öğelerle bezenmiş hikâyeler izleyen bizlerin ejderhaları duyduğumuz anda Game of Thrones hayranı olmamamız beklenemezdi.  Bütün bunlara ek olarak genel havası itibari ile hiç düşmeyen bir tansiyon, mütemadiyen ortaya çıkan sırlar, entrikalar ve güç savaşları derken Türk halkının izleme alışkanlıklarına uygun bir dizi olduğunu da söylemek gerekli diye düşünüyorum.

game of thrones

Game of Thrones her karakterini o kadar iyi işliyor, tanıtıyor ve geliştiriyor ki karakterlerine taraftar olacak izleyici kitlesi yaratmakta zorlanmıyor. Dokuz ayrı aileden, yirmi üç ana karakterden (bir kısmı öldü) ve kırkı aşan ana yardımcı karakterden herhangi birisi iyi-kötü, güzel-çirkin, zengin-fakir demeden favoriniz olabilir. Bu taraftarlık hali diziyi izlerken olacakları biraz daha merak etmenizi sağladığı gibi, diziyle beraber kitabı okumaya başlayan çoğunluktan da olabilirsiniz. Dizi başlamadan kitabı okuyanlardan iseniz teoriler konusunda daha becerikli olabilirsiniz ve bu seyir zevkinizi arttırabilir. Kısacası kaybedeceğiniz bir şey yok, iki taraflı kazanç elde edebilirsiniz. Unutmadan söyleyelim, şu an yayında olan altıncı sezon kitaptan bağımsız bir şekilde ilerlediği için kitapları okuyanlar için bile sürprizlerle dolu.

game of thrones

Beyaz Saray’ın yeni sezonun kopyalarını istediği bir yapımdan bahsediyoruz

Tyrion-Cersei-Jaime Lanniser, Jon Snow, Daenerys Targaryen, Sansa-Arya Stark, Petyr Baelish, Ramsay Bolton, Melisandre ve daha fazlası… Bu isimleri duyduğunuz zaman ortamda bir Game of Thrones muhabbeti döndüğünü anlarsınız. Gerçi ortamda duymanız şart değil, Jon Snow’u gazete manşetlerinden görmeyen kaldı mı? Amerika başkanı Obama’nın bile “Jon Snow öldü mü, ölmedi mi?” diye soru yönelttiği, Beyaz Saray’a yeni sezonun kopyalarını istediği bir diziden bahsediyoruz. Kısacası sadece dizi severlerin sevdiği değil, dünyanın “eğlence” sektörünün yapı taşlarından birini oluşturan bir yapımın yarattığı büyük bir etkiden bahsediyoruz. Şöyle düşünün, dizinin çekildiği alanlardan biri olan Belfast’ın turizm gezileri geçtiğimiz yıllara göre yüzde otuz artış göstermiş durumda, arama sitelerinde “Game of Thrones Tour” diye aradığınızda dizinin çekildiği farklı lokasyonlarda size rehberlik yapan yüzlerce site ile karşılaşıyorsunuz. Üstelik bu basit bir dizi turizmi mevzusundan fazlasıyla farklı…

game of thrones

Game of Thrones’un nerede çekildiğini görmek isteyenler o bölgelerde en az dört-beş gün konaklıyor ve şehri tamamen tanımak istiyorlar. İstanbul’da yaşayanlar bilirler “Ben Bihter’in giydiği kazaktan istiyorum, o nereden alınıyor?” gibi bir turizmden değil, daha kapsamlı ve gittikleri ülkeye sadece “döviz” değil, kaliteli anılar bırakan bir kalabalıktan bahsediyoruz. Hatta bu gezilerle alakalı bir belgesel yapılabileceği fikri doğmuş, yakın zamanda böyle bir seri izleyebiliriz.

game of thrones

Rakamlarla Game of Thrones

Sosyolojik, edebi ve güncel konularını bir yana bırakırsak Game of Thrones’un rakamlarla da arası fazlasıyla iyi. Yapımcısı Benioff’un  sadece altıncı sezonla alakalı verdiği rakamlara bakılacak olursa karşımıza şu çarpıcı sonuçlar çıkıyor

29 GÜN

Altıncı sezon 680 saatte çekildi (yaklaşık 29 gün)

5 FARKLI ÜLKE

İrlanda, İspanya, Hırvatistan, İzlanda ve Kanada’da çekilen altıncı sezon, beş farklı ülkenin topraklarında hayat buldu

140 REVİZYON

Yapımcılar senaryoya 140 farklı revizyon verdiler

1300 SET İŞÇİSİ

Altıncı sezonda toplamda 1300 set işçisi çalıştı. (figüranlar dâhil)

36 HAFTA

Altıncı sezonun son haline gelmesi 36 hafta sürdü

10 BÖLÜM

Altıncı sezonda diğer sezonlarda olduğu gibi 10 bölüm izleyeceğiz.

*Game of Thrones hala en çok “korsan” izlenen dizilerden… Yayınlandığı günden itibaren kanalı HBO’nun en çok izlenen yapımı oldu.

Game of Thrones’tan son havadisler için tıklayın. >>>

Sayfalar: 1 2