Beyaz yakalı çalışanların yarı İngilizce yarı Türkçe plaza diline bir parantez açmak istedik. Bunun sebebi eskiden plaza çalışanlarında gördüğümüz bu durumun şimdi sosyal medya ve dijitalleşme etkisiyle her yerde görmeye başladığımızı düşünmemiz. Bu kapsamda pazar araştırma şirketi Adgager toplamda sektörel olarak beyaz yakalılar ve diğer (çalışmayanlar, öğrenciler ve diğer meslekler) olarak toplamda 200 kişi ile bizim için bir araştırma gerçekleştirdi. Adgager araştırma dâhilinde kullanıcılarına yani Gagerlar’a toplamda beş soru iletti. Adgager CEO’su Umut Vural bu soruların yanıtlarını şöyle değerlendirdi.
Dijitalleşme ile hayatımıza giren yeni kavramların etkileri neler?
Buna göre beyaz yaka için pozitif olan etki hız, hızlı çözüm ve pratiklik iken diğer örnekleminde globalleşme, dijital çağa ayak uydurma gibi etkilerden söz etmek mümkün. Negatif olarak birçoğunun kanayan yarası tabii ki Türkçe’nin bozulması ve dilin anlam/değer kaybetmesi olarak karşımıza çıkıyor.
Beyaz yakalılar neden yarı İngilizce yarı Türkçe konuşuyoruz?
Bu bölümde katılımcıların birçoğundan özentilik, havalı görünme, modern ve elit bir davranışlar ve dikkat çekmek gibi cevaplar geldi. Hem iş dünyasında hem de günlük yaşamda bu dili kullanımının nedeninin alışkanlık ve grubun bir parçası gibi hissetme gibi cevapların da oldukça fazla olduğunu görüyoruz.
Peki, neden bu kuralsız iletişim dilini tercih ediyoruz?
Cevaplara göre bu tam olarak bir tercih meselesi değil aslında. Çalıştığınız iş ortamında, okulda ya da sosyal medyada bu dili konuşanlar varsa mutlaka aşina olmaya başlıyorsunuz. Bir yandan pratik ve evrensel olmasıyla alışkanlık edinmeye oldukça müsait bir durumdan bahsediyoruz. Her iki örneklem için de şunu söyleyebiliriz Türkçe karşılığı olmayan ya da uzun uzun ifade ettiğimiz kelimelerin yerine kısa ve pratik olan başka bir dili tercih edebiliyoruz.
Kuşaklar arası iletişim sorununa neden olan faktörlerden biri dijital çağın kendisi mi?
Yabancılaşma ve bu iletişimsizlik problemi sadece kuşaklar arasında değil kendi kuşaklarının içinde de var mesela. Bunlara birçok etki bulabiliriz. Ancak her iki örneklemin ciddi bir çoğunluğu tek sebebin dijital etki olmadığını bu sorunun dijitalleşmeden önce de olduğunu ifade ediyor. Sanırım artık daha fazla görebildiğimiz için daha çok hissedilen bir durum haline geliyor bizim için.
Dilin konusunda farkındalığı artırmak için neler yapabiliriz?
Dilin bozulduğuna inanmayanlar ve dilin bozulduğuna inanıp düzelmeyeceğini düşünenler elbette mevcut ama araştırma kapsamında büyük çoğunluktan farklı çözüm önerileri geldi. Bunlar arasında eğitim, kitap okuma ve dilin değerini anlatan farkındalık çalışmaları ile öne çıkanlar oldu.
Yorumlar