Skip to main content

Ayın girişimi sayfalarında Fırat Demirel’in bu ayki konuğu yönetim apartman/site yönetim uygulaması Apsiyon.

Türkiye’de son yıllarda kentsel dönüşümün ve hızlı nüfus artışının etkisiyle, eski mahalleler teker teker modern sitelere dönüştü, dönüşmeye de devam ediyor. Yeni yaşam alanlarıyla ihtiyaçlar da değişti. Örneğin site sakinleri, elektrik faturalarını akıllı telefonlarıyla ödeyebilirken aidat ve kiralarını ödeyemiyordu. Bu noktada pazarın apartman, site ve iş merkezi gibi alanlar için bir yönetim yazılımı gereksinimi ortaya çıktı ve Apsiyon bu ihtiyaca bir çözüm olarak doğdu. Ayın girişimi sayfalarında Fırat Demirel’in bu ayki konuğu yönetim apartman/site yönetim uygulaması Apsiyon.

Fırat Demirel: Apsiyon’a nasıl başladınız? Bu işe girmeden önce kurucu ortaklar ne işlerle meşguldü?

Kudret Türk: Apsiyon’un üç kurucu ortağının üçü de yazılımcı. Her şeyi sorgulayan ve problem çözmeyi seven üç arkadaş olarak, 2009 yılında toplu yaşam alanlarındaki yönetim sistemlerinde sorunlar olduğunu fark ettik. Dijital dönüşüm tüm sektörlerde trend olmuştu ancak site yöneticileri hala basit işler için büyük vakit kaybediyordu. Bu durumu değiştirebileceğimize inandık ve yola koyulduk. Apsiyon’un temelleri işte böyle atıldı.

FD: Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinden birisiniz. Sizce Apsiyon bu büyüme hızını en çok neye borçlu?

KT: Toplu yaşam alanları, Apsiyon’dan önce böylesine kaliteli bir çözümle tanışmamıştı. Site yöneticileri sitenin her işiyle tek tek ilgileniyor, ayrı ayrı yazılımlar kullanıyor, yani çok vakit kaybediyorlardı. Öte yandan kentsel dönüşümün ve hızlı nüfus artışının etkisiyle, eski mahalleler teker teker modern sitelere dönüşüyordu. Tüketicilerin ihtiyaçları, teknolojiyle paralel olarak artıyordu. Site sakinleri, elektrik faturalarını akıllı telefonlarıyla ödeyebilirken aidat ve kiralarını ödeyemiyordu. Kısacası pazarın yeni bir oyuncuya ihtiyacı vardı. Biz de Apsiyon olarak bu ihtiyaca en iyi şekilde cevap verdik, vermeye de devam ediyoruz. İçinden çıkılamayacak gibi duran problemlere basit ama etkili çözümler sunuyoruz. İnsanlar da doğal olarak kolay olan yolu; yani Apsiyon’u tercih ediyorlar. Aldığımız yatırımların, kaliteli müşteri hizmetlerinin ve 16 farklı bankayla tam entegre çalışmamızın da bugünkü başarımızda büyük etkisi var.

FD: Apsiyon, 2012’den bu yana oldukça gelişti, bugün birçok alanda etkisini hissettirecek bir referans gücüne sahip. Bu gücünüzü farklı alanlara taşımayı düşünüyor musunuz?

KT: Apsiyon olarak sağladığımız ürün ve hizmetlerimizin gelişim alanlarını çok büyük ölçüde müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler belirliyor. Ürün yol haritamızda pek çok farklı alan var. Buna bir örnek vermek gerekirse, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu sonrasında birçok büyük site adeta birer enerji dağıtım şirketi gibi çalışmakta. Yani site yönetimleri doğalgaz, elektrik, su gibi giderleri hizmet sağlayıcılara toplu halde öderken, bu giderleri daire sayaçlarındaki tüketim değerlerine göre dairelere paylaştırmak zorunda. Bunu belli bir teknik altyapı olmadan yapmaları çok güç. Sonuçta müşterilerimizden gelen yoğun talep üzerine Apsiyon olarak kendi donanım ve yazılımlarımızı geliştirdik ve bu problemi sıkıntısız çözecek bir çözüm ortaya çıkardık. Benzer şekilde sigorta ve konsiyerj ile ilgili ürün geliştirmelerimiz ve saha testlerimiz tamamlandı. Pek yakında Apsiyon Market’i duyuracak ve market siparişinde rekabette “biz de varız” diyeceğiz. Bunun dışında hem yönetimlerin hem de daire sahibi ve kiracıların fatura ödemelerini yapabilecekleri bir sistem geliştiriyoruz.

FD: Apsiyon bugün 1,5 milyondan fazla kişiye dokunuyor ama apartmanlarda oturan hane sayısını düşününce hala büyük bir potansiyel daha var gibi. Önümüzdeki yıllar için Türkiye’de nasıl bir hedefe ulaşmak istiyorsunuz?

KT: Önümüzdeki yıl içinde 1 milyon eve ulaşmayı hedefliyoruz. Sektördeki yerimizi daha da genişleterek Apsiyon Akademi ve Apsiyon Life gibi hizmetlerimizi daha fazla insana ulaştırmak istiyoruz. Ekosistemimizi büyütmek ve sitelerdeki yaşam standartlarını maksimuma çıkarmak için çok çalışıyoruz. Bunun için de bazen rakiplerimizi satın alabiliyoruz. Türkiye’de ortalama 35 milyon adreslenebilir alan, 6 milyona yakın da potansiyel Apsiyon müşterisi var. Şimdilik 600 bin müşterimiz var ve pazarın yüzde 10›una hakimiz.

FD: Peki ya yurtdışı? Earlybird gibi yabancı bir yatırımcınız da var. Apsiyon yurtdışına açılıp yeni hedefler peşinde koşacak mı?

KT: 2020 yılında yurt dışında aktif rol almak istiyoruz. Bugüne dek Azerbaycan, Makedonya ve Kıbrıs’ta çalışmalarımız oldu. Yaptığımız araştırmalar Doğu Avrupa, Rusya, Türki Cumhuriyetler, Arap Emirlikleri ve Birleşik Emirlikler’in Apsiyon için cazip bölgeler olduğunu gösteriyor. Bu sebeple çalışmalarımıza devam ediyoruz ancak banka entegrasyonları, kültürel farklılık ve dil kapsamında hizmet kalitemizden taviz vermemek adına işi aceleye de getirmiyoruz. Küresel rekabetin teknolojiyi iyi kullananın öne geçtiği bir yarış olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden rekabete ortak olmak bizim için zor değil. Satın almayla ilgili sorunuza da şöyle yanıt vereyim: Apsiyon’un bir yere gittiği yok, daha yeni başlıyoruz.