Skip to main content

Ömür boyu garanti veren şarj kablolarından robot süpürgelerine aksesuar pazarının ezber bozan oyuncusu Anker’in hikayesini ve gelecek planlarını Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur ile konuştuk.

Anker’in kuruluş hikayesinden ve vizyonundan bahseder misiniz?
Zaman, modern insanın en büyük problemi. İnsanlar artık her işi makinelere yaptırmak, kazandıkları zamanı da kendilerine ve sevdiklerine ayırmak istiyorlar. Teknoloji de bu ihtiyaca akıllı cihazlarla karşılık veriyor. Ceplerimizdeki akıllı telefonlar, etrafımızdaki her şeyi kontrol edebildiğimiz birer uzaktan kumandaya dönüşüyor. Akıllı telefonların yanı sıra yapay zeka, nesnelerin interneti, sesli arama gibi bir dizi teknoloji sayesinde tüketici odaklı inovasyon için eskiye oranla çok büyük fırsatlar mevcut. Anker bu sürekli inovasyon ihtiyacını karşılamak ve tüketicinin ihtiyaç duyduğu akıllı yaşam teknolojilerini geliştirmek amacıyla 2011 yılında Silikon Vadisi’nde kuruldu. İnovasyon ve Ar-Ge dünyanın teknoloji üssünde yapılırken; üretimi ise Çin’de gerçekleştiriyoruz. Müşteri odaklı ürünler geliştirerek, tüketicinin hayatına kolaylık ve konfor sunan teknolojilere imza atıyoruz.

Anker’in inovasyon döngüsü nasıl işliyor?
Bizim için inovasyonun merkezinde tüketici yer alıyor. Ana amacımız, en iyi inovasyonu en erişilebilir fiyat aralıklarında müşterilerimize sunmak. Anker’in 300’e yakın patenti var ve istihdam gücümüzün yarısını Ar-Ge çalışanları oluşturuyor.

E-ticaret platformlarının büyüyen iş hacmi, müşterilerimizle olan iletişimimizi daha interaktif bir şekle dönüştürüyor. Böylelikle bizimle temas eden her müşteri, markamızı ve ürünlerimizi herkese açık biçimde özgürce değerlendirme fırsatı yakalıyor. Bugün global ve yerel birçok e-ticaret platformunda Anker’in en yüksek puanları almasının arkasında bu tüketici odaklı yaklaşım yatıyor. Müşterilerimizi dinliyor ve yeni ürünlerimizi onlardan aldığımız geri dönüşlere göre tasarlıyoruz. Hatta müşterilerilerimizden gelen geri bildirimlere, geliştirdiğimiz teknolojilerden bile daha fazla önem veriyoruz.

Anker’de fikre önem verme süreci, ürün daha geliştirme aşamasındayken başlıyor. Bir ürünü piyasaya sunmadan önce sayısız testten geçirip kullanıcılarımızdan fikir alıyoruz. “Sizce bu ürün nasıl daha iyi hale gelebilir?” ve “Bu ürün beklentilerinizi tam anlamıyla karşılıyor mu?” gibi sorular soruyor, ürünlerimizi gelen yanıtlara göre geliştiriyoruz. Müşterilerimiz bize e-posta, telefon ve canlı destek kanallarımız üzerinden diledikleri zaman kolayca ulaşabiliyor. Düzenli olarak anket çalışması gerçekleştirerek, Ar-Ge faaliyetlerimizde çerçeveyi müşterinin belirlemesine olanak tanıyoruz.

Globalde hangi trendlere odaklanıyorsunuz?
Teknoloji dünyasında son yılların en çok konuşulan konu başlıkları arasında elbette yapay zeka, IoT ve sesli arama başı çekiyor. Konu akıllı yaşam olunca özellikle tüketiciye konfor sağlayan nesnelerin interneti (IoT) ve sesli arama özellikleri öne çıkıyor. Örneğin eskiden Kara Şimşek’i izleyip kendi arabamızla konuşmanın hayalini kurardık. Bugün bu teknolojiye hemen her araçta sahip olmak mümkün hale geldi. Google Voice Assistant destekli Roav Bolt, çakmak şarj cihazına takılıyor ve bir araç içi sesli asistana dönüşüyor. “OK Google” komutuyla pek çok işlemi yerine getirmek böylece kolaylaşıyor.

Yine benzer şekilde IoT odaklı ürün portföyümüzün amiral gemisini Nebula mobil projeksiyon aygıtlarımız ve elbette Türkiye’de de çok ilgi gören Anker Eufy RoboVac robot süpürgelerimiz oluşturuyor. Bu aygıtlar sahip oldukları yenilikçi teknolojiler ve hayatı kolaylaştıran fonksiyonlar sayesinde, Anker’i tüketicinin gözünde konfor ve işlevsellikle eşdeğer bir markaya dönüştürüyor.

Anker Türkiye pazarında bir yılı geride bıraktı. Bu bir yılı nasıl geçirdiniz?
Anker başta şarj teknolojisi, kulaklık, hoparlör ve akıllı telefon aksesuarları olmak üzere akıllı yaşam teknolojilerinde Amerika, Avrupa, Asya, Ortadoğu gibi pek çok pazarda lider konumunda ve çok güçlü bir marka algısı var. Tüketici odaklı inovasyon yaklaşımımız, bu marka gücünün temelini oluşturuyor. Tüketiciye ‘premium’ kalitede ürünleri çok daha erişilebilir fiyatlarla sunuyoruz. Bu da kısa sürede son kullanıcıya ulaşmamızı kolaylaştırıyor.
Biz Türkiye pazarına 2018 yılı başında girdik. Globalde olduğu gibi ilk etapta e-ticaret platformlarına ve perakende zincirlerine yoğunlaşan bir rota izledik. Bugün baktığımızda 500’ün üzerinde mağazada ürünlerimizi müşterilerimiz ile buluşturuyoruz. Tüketici Anker’i zaten globaldeki başarısından ötürü tanıyor ve bekliyordu. Bu nedenle markaya ısınma süresi neredeyse yaşanmadı. Türkiye’nin güncel teknolojiye büyük ilgi duyan genç nüfusu başta olmak üzere tüketici Anker’i çok sevdi.

Bunun yanı sıra Anker yeni girdiği pazardaki pazar payını artırdığı gibi, pazardaki bazı yeni nesil teknolojilere duyulan ihtiyacı da tetikleyip büyütüyor. Örneğin; Robot Süpürge pazarı Türkiye’de henüz istenen büyüklükte değil, ancak son bir yılda pazarın yüzde 80’inini domine etmeye başladık. Müşteri memnuniyeti anketlerine baktığımızda fayda maliyet anlamında Anker Eufy RoboVac olarak en çok tercih edilen markayız. Hedefimiz önümüzdeki beş senede 50 bin haneye daha girmek. Genel olarak tüm Anker ürünlerinde müşteri memnuniyeti oldukça yüksek. Tüketicilerimiz için yaptığımız inovasyonun yine onlardan böylesine takdir gördüğünü görmek son derece mutluluk veriyor.

Önümüzdeki dönem için ne gibi hedefleriniz var?
Türkiye bizim için kritik bir pazar. Önemli bir konumda bulunuyor. Bu pazarda güçlü büyüme hedeflerimiz var. Üç yıllık bir süreçte pazardaki payımızı yüzde 15’in üzerine taşımayı ve premium marka kategorisinde akla gelen ilk marka olmayı amaçlıyoruz.