Skip to main content

Accenture, bu yıl ilk kez Türkiye’nin de dâhil edildiği Teknoloji Vizyonu raporunu yayımladı. ‘İnsanlar için Teknoloji’ ana temalı Teknoloji Vizyonu 2017 raporunda yapay zekâ kuvvetli bir trend olarak ön plana çıkıyor.

Yaklaşık 17 yıldır, en son teknoloji trendlerine yer verilerek hazırlanan ‘Accenture Teknoloji Vizyonu’ raporunun yenisi yayımlandı. Bu yıl ilk olarak Türkiye’nin de dâhil edildiği ve ana teması ‘İnsanlar için Teknoloji’ olan rapora toplam 31 ülkeden 16 sanayide 5 bin 400’den fazla iş ve IT yöneticisi katkı sağladı.

Rapor ana hatlarıyla; yapay zekâ, dijital ekosistemler ve pazar alanlarındaki insan merkezli teknolojinin hızla artmasının insanlara güç katacağını, iş dünyasını ve toplumun dönüştüreceğini gösteriyor. İnsanlar için ihtiyaçları kesintisiz olarak öngören ve aşırı kişiselleştirilmiş deneyimler sunan teknolojilerin ortaya çıkmaya başladığını ortaya koyuyor.

Hayretci: Yapay zekâya yatırımın tam zamanı

Teknoloji Vizyonu 2017 raporunu basına tanıtan ve bu yılın teknoloji trendlerini değerlendiren Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortak Emre Hayretci, yapay zekânın insan kullanımına uyumlu hale geldikçe iş süreçlerine daha fazla dâhil olduğunu belirtti. “Üç yıl önce yapay zekâya yatırım yapmak için erkendi, ama bugün tam zamanıdır” diye konuşan Hayretci, yapay zekânın artık olgunlaşma evresine girmiş bir teknoloji olduğunu ifade etti.

Raporu yorumlarken, yapay zekânın yeni kullanıcı arayüzü haline geldiğini dile getiren Hayretci, “10 yıla kadar virtual agent’lar iş yaşamının olmazsa olmazı haline gelecek, insana benzemeyen yönleri törpülendikçe daha çok benimsenecekler” dedi.

“Türkiye’de dijital ekosistem henüz oluşturulamadı”

Raporda yer alan veriler, birden fazla hizmete tek bir erişim noktası sağlayan platform şirketlerinin yükselen bir trend olduğunu gösteriyor, ancak Emre Hayretci’ye göre, Türkiye’de henüz böyle bir dijital ekosistem oluşabilmiş değil ve bunun nedeni ise ortaklık kurmaya hala yatkın olmayışımız. Hayretci’nin rapora ilişkin bir diğer saptaması da işgücü pazarının dönüşeceğine ve tam zamanlı çalışmanın oldukça azalacağı bir çağa girdiğimize işaret ediyor.

2017 yılının teknoloji trendleri

  1. Yapay zekâ = Yeni arayüzünüz: Her şeyden önce deneyim

Yapay zekâ, sistemlerle işlem yapma ve etkileşim kurma tarzımızı destekleyen yeni kullanıcı arayüzü haline geliyor. Ankete katılanların yüzde 73’ü yapay zekânın müşterilerin bilgi edinme ve bunlarla etkileşime girme biçiminde devrim yaratacağı konusunda hemfikir.

Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 85’i yapay zekanın kullanıcılardan bilgi edinmede ve onlar ile etkileşimde devrim yaratacağını düşünürken, yüzde 88’i önümüzdeki 3 yıl içerisinde yapay zekaya bağlı teknolojilere geniş yatırımlar yapacaklarını belirtiyor. Yapay zekanın organizasyonlarının tamamında teknoloji adaptasyonunu hızlandırmaya yardımcı olacağı konusunda hemfikir olanların oranı yüzde 88 olurken, yüzde 31’i yapay zekanın kuruluşlarını önümüzdeki üç yıl içinde tamamen

değiştireceğine inanıyor.

  1. Ekosistem güç oyunları: Platformların ötesinde

Birden fazla hizmete tek bir erişim noktası sağlayan platform şirketleri, şirketlerin nasıl çalıştığı ve rekabet ettiği konusunda kuralları yıktı. Şirketler artık yalnızca bir platform stratejisine değil, sağlam bir ekosistem yaklaşımına ihtiyaç duyuyorlar. Ankete katılan yöneticilerin dörtte biri dijital ekosistemlerin kuruluşlarının değer verme biçimini değiştirdiğini söylüyor.

Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 30’u dijital ekosistemlerin organizasyonlarının değer sunma şekillerini değiştirdiğini belirtirken, yüzde 83’ü, rekabet avantajının, artık sadece şirketlerin kendi organizasyonları ile değil, seçtikleri iş ortaklarının ve ekosistemlerin gücü sayesinde belirleneceğinde hemfikir.

  1. İşgücü pazarı: Geleceğinizi yaratın

İsteğe bağlı çalışma platformları ve hızla artan çevrimiçi yönetim çözümlerinin bir araya gelmesiyle Sanayi Devrimi’nden bu yana en kapsamlı ekonomik dönüşümün yollarını sürükleyen yetenek pazarları oluşuyor. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 85’i, kuruluşlarının bağımsız serbest çalışanlarının sayısını önümüzdeki yıl içerisinde artırmayı planladıklarını söylüyor.

Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 67’si organizasyonlarının, iş gücü ve kurumsal yapılarını genişletmek için, yoğun bir rekabet baskısı altında olduğunu söylüyor.  Önümüzdeki bir yıl içerisinde şirketlerinde serbest çalışan sayısını artırmayı planlandığını söyleyenlerin oranı yüzde 88 olurken yöneticilerin yüzde 68’i kurumsal bürokrasilerin verimliliği ve inovasyonu bastırdığını belirtiyor

  1. İnsanlar için tasarım: Yeni davranışlara ilham verin

Teknoloji tasarımları insanlar tarafından, insanlar için yapılıyor… Teknoloji, hayatlarımızı nasıl geliştirebileceğini öğrenmek için davranışlarımıza adapte oluyor. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 80’i, şirketlerin yalnızca insanların bugün nerede olduklarını değil, nerede olmak istediklerini de anlamaları, sonuçların gerçekleştirilmesi için teknolojiyi rehberlik edecek şekilde şekillendirmesi gerektiğini kabul ediyor.

Türkiye’deki yöneticilerin yüzde 92’si şirketlerin insanların sadece bugün nerede olduklarını değil, nerede olmayı istediklerini de anlaması gerektiği konusunda hemfikir. Yüzde 41’i ise, önümüzdeki üç yıl içinde yeni müşteri deneyimleri ve ilişkilerinin gelişimine rehberlik etmek için insan davranışını kapsamlı bir şekilde kullanmayı planlıyor.

  1. Keşfedilmemiş topraklar: Yeni endüstriler icat edin, yeni standartlar belirleyin

Günümüzün ekosistem odaklı dijital ekonomisinde başarılı olmak için, işletmeler, tamamen yeni endüstriler için kurallar ve standartlar oluşturma fırsatlarını yakalamalıdır. Sadece yeni ürün ve hizmetleri sunmaya odaklanmak yerine, tamamen yeni endüstriler için kurallar ve standartlar oluşturmak için daha büyük düşünmelidirler. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 74’ü, kuruluşlarının henüz tanımlanamayan tamamen yeni dijital endüstrilere girdiğini söylüyor.

Türkiye’deki yöneticilerinin yüzde 59’u, sektörlerindeki devlet regülasyonlarının, teknolojik gelişmelerin hızına ayak uyduramadığına inanıyor. Yüzde 76’sı ise kuruluşlarının, gelişen endüstriler için yeni kuralların yazılmasında proaktif olmakla sorumlu olduklarını düşünürken, kuruluşlarının henüz tanımlanamayan, tamamen yeni dijital endüstrilere girdiğini kabul edenlerin oranı yüzde 77.