Son 2 yıldır defalarca chatbot’lardan bahsettim ama bu ay öğrendiğim bir rakam beni gerçekten çok etkiledi. Hizmet sektöründeki bir şirkette çalışan bir müşteri temsilcisini ele alalım; birçok müşteriyle ilgileniyor, müşteri sayısıyla övünüyor. Normal şartlarda çok çalışkan bir insanın bir ay boyunca hakkı ile ilgilenebileceği müşteri sayısı 50 – 100 arasında olmasına rağmen, zaman zaman “Benim 1000 müşterim var” gibi söylemleri bile duyarsınız. Benim esas etkilendiğim rakam bu değil; bir bot’un klavye üzerinden bir ayda 100 binden fazla müşteriye hizmet verebilecek potansiyeli olmasını öğrenmek gerçekten akıl açıcıydı.
İşe bir de diğer tarafından bakalım; ortalama bir kullanıcının WhatsApp gibi bir mesajlaşma uygulamasına günde 35 kere girmesi veya bunun gibi mesajlaşma uygulamalarında günde 1 saate yakın harcanan zamanı iyi değerlendirmek lazım. Artık bu platformlar sadece kısa mesaj servisinin yerini almakla kalmıyor, hayatımızın birçok alanının içine kattığımız platformlar oluyor. Bazen TV veya radyo gibi bir medya, hatta medyadan daha öte hayatlarımızı paylaştığımız bir yer haline dönüştüler. Burada arkadaşlarımıza sıkıntılarımızı anlatmaktan, tatil planlarına veya borç istemeye kadar birçok konu dönüyor. İşte bu durum çok büyük bir fırsatı da yanında getiriyor: “contextual” yani bağlamsal pazarlamanın en çok işleyeceği yerlerden biri olarak bizi klavyelerin içine yolluyor.
Emoji klavyelerine kısa bir bakış
Eminim, birçoğunuz telefonunuza bir eklenti olarak emoji klavyesi eklemiş veya bir süre kullanmışsınızdır. Akıllı telefonlarımıza eklediğimiz bu klavyeler hayatımızı kolaylaştıracak çok farklı özelliklere sahip oluyor. Bunları temel 3 gruba ayırabiliriz:
Mesajlarımızı renklendiren emoji klavyeleri: Bu klavyeler yazdığımız mesajlara farklı anlamlar katan, hatta yeni bir dil olup olmadığı tartışılan farklı birçok emojiyi kullanabilmemizi sağlıyor. Bazen statik bazen dinamik formatta farklı görselleri paylaşmamızı sağlıyor. Kullandığımız dili güçlendirdiği ama aynı zamanda değiştirdiği bir gerçek.
Daha iyi yazmamızı sağlayan klavyeler: Bunlardan en çok beğendiğim “Hero” ama zaten o kadar fazlalar ki, bilmediğim çok vardır, eminim. Yazım şeklinizden tutun, dil bilgisi düzeltmesine kadar birçok özelliği aynı anda veya ayrı ayrı taşıyabiliyorlar. Deneyimi kişiye özel yapan klavyeler önemli bir kategori.
Finansal işlem klavyeleri: Bankacılık önce şubede başladı, sonra dijitalleşti. Hepimiz bankaların uygulamalarından her işlemimizi yapmaya çoktan alıştık bile. Ama artık platform bağımsız klavyenin açıldığı her ortamdan para göndermek mümkün. Bunun dünyadaki en büyük örneği Paykey. Hatta, Garanti Cep ile yaptıkları ilk çalışma Mart ayından itibaren hayata geçti bile. WhatsApp’ta sizden para isteyen oğlunuza para göndermek için artık bankanın uygulamasına girmenize gerek yok, doğrudan göndermek mümkün.
Sonuç olarak; artık hayatımız klavyelerde geçiyor ve birçok iş modeli ile servisleri kullanıcılarımızın hayatına klavyelerle sokmak mümkün.
Bir de, sizlere son bir haber: yıllardır yazılarımı Garanti Bankası unvanımla yazmaya devam ediyordum. Önümüzdeki ay itibariyle kariyerime yurtdışında devam edeceğim. Bir okul olarak gördüğüm Garanti Bankası’nda öğrendiğim birçok işi, çok farklı pazarlarda uygulama şansı yakalayacağım. Sizlerle birçok farklı pazarın içindeki ilginç iş modellerini yine buradan paylaşmaya devam edeceğim. Gelecek ay görüşmek üzere.
Yorumlar