Sürücüsüz otomobil teknolojileri içerisinde bulunduğumuz çağın en önemli teknolojilerinden biri olarak gözüküyor. Dev teknoloji şirketleri de sürücüsüz otomobil dikeyine bir şekilde dokunmak istiyor. Bu konuda en büyük atılım ABD’li taksicilik şirketi Uber’den geldi. Geçtiğimiz ay sürücüsüz arabalarıyla yolcu taşıma denemelerine başlayan şirket, kendi kendini kontrol eden Ford Fusion marka otomobilleriyle müşterilerini adreslerine taşımaya başladı ancak sürücüler, olası bir hata durumunda müdahale edebilmek için hâlâ şöför koltuğunda oturmaya devam ediyor. Google, Tesla, Audi, Mercedes ve birçok diğer firma, otomotiv departmanlarında adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Sürücüsüz otomobillerin mükemmel olması değil, insanlardan daha iyi olması hedefleniyor. Yalnızca ABD’de her yıl 40 bin insan otomobil kazalarında hayatını kaybediyor. Sürücüsüz otomobiller ile bu sayıda önemli bir düşüş yaşanacağı tahmin ediliyor.
Birbirleriyle haberleşen akıllı arabalar
Otomotiv sektörü sürücüsüz araba teknolojisini yapılandırmaya devam ederken gelecek zamanlar için bu özellikleri geliştirmeye devam ediyor. Yeni mobil iletişim teknolojileriyle ilgili dünyada 5G’nin en erken 2020 yılında hayata geçmesi bekleniyor. Söz konusu teknoloji, sadece iletişim aracı değil, günlük hayatın işleyişini kökten değiştirecek şekilde yapılandırılacak. Sürücüsüz arabalar da ancak 5G ile hayatımıza girebilecek. Birbiri ile konuşan araçlar milisaniyeler içinde birbirine mesaj gönderip alabilecek. Örneğin öndeki aracın ani fren yapması durumunda bir milisaniye tepkime süresiyle fren mekanizması devreye girecek. Araçtan araca iletişim sayesinde kavşaktan dönerken diğer köşeden aracın yaklaşmakta olduğu bilgisine dair bilgi alınabilirken, trafiğin yoğun olduğu bilgisi aktarılabilecek. Bu aşamada trafik ışıklarını bile kullanmayabiliriz. Bununla birlikte tıpkı uçaklardaki gibi arabaların tüm hareketlerini kaydeden kara kutuların olması öngörülüyor.
Büyük şehirlerde araba kullananların ortak dertlerinden birisi de park yeri bulma sorunu. Sürücüsüz araçlarla yola çıkıldığında aracımız park yerini kendi bulacak ve işimiz bittiğinde yapmamız gereken tek şey akıllı telefonlarımızdan aracımızı çağırıp beklemek olacak.
Otonom araçlar test sürüşlerine başladı ancak uzmanlar böyle bir yaşam tarzının en erken 2020’de mümkün olabileceğini söylüyorlar.
“2035 yılına kadar 76 milyon sürücüsüz araç yollarda olacak”
Merkezi ABD’de bulunan uluslararası enformasyon, analiz ve danışmanlık şirketi IHS, 2035 yılına kadar 76 milyon sürücüsüz aracın yollarda olmasının beklendiğini açıkladı. Şirket ayrıca 2035 yılında dünyada 21 milyon sürücüsüz aracın satılmasının öngörüldüğünü belitti.
IHS Otomotiv Araştırma Müdürü Egil Juliussen, sürücüsüz araç satışlarının 2025’te dünya genelinde 600 bine ulaşacağını aktararak, “Tahminimiz 2025-2035 yılları arasında önemli küresel otomotiv piyasalarında sürücüsüz araç sayısında yıllık yüzde 43 artış görülmesi.” değerlendirmesinde bulundu.
Sürücüsüz otomobiller sigorta sistemini de değiştirecek
Sürücüsüz otomobiller sigortacılık alanında da düzenin tamamen değişmesine neden olabilir. 2020 yılında sürücüsüz araçların yaygın olarak kullanılmaya başlamasından sonra araç sigortasında birinci kriter olarak ele alınan sürücünün profili ve kullanım davranışları artık ikinci plana düşecek. Otomobiller teknik özelliklerine, otonom özellik seviyelerine ve belki de kullanıldıkları şehrin akıllılık seviyesine göre sigortalanacak.
Sigorta Bilgi Enstitüsü Başkanı Robert Hartwig’e göre; sürücüsüz arabalar çeşitli görüntüleme sistemleri içeren kapsamlı elektronik tanı sistemleriyle, polise “hızlı araba sürmüyorum” diye yalan söylemeyi de zorlaştıracak. Hartwig’e göre; yollar otonom araçlar için bakımdan geçirilmesi gereken tek yer değil. Norveç’in şimdiden otonom feribot için araştırmalara başladığını belirten Hartwig, yanı sıra uçakların iniş ve kalkış dahil olmak üzere otomatikleştiğini ve pilotların yeteneklerinin köreldiğini vurguluyor.
Sürücüsüz araçlar güvenli mi?
Otonom araçların yaygınlaşması kazaları %80 oranında azaltacak olsa da araç sahiplerini çağımızın sorunu fidye yazılımlarıyla karşı karşıya getiriyor.
Bu yıl Digital Age tarafından onuncu kez düzenlenen Digital Age Summit’e konuşmacı olarak katılan Siber Güvenlik Stratejisti Meny Barzilay, çok yakında bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz şeylerin gerçekliğin bir parçasını olacağını belirterek, gelecekte sürücüsüz arabalar tarafında neler yaşayabileceğiz ile ilgili öngörülerde bulundu. Değişimin yeni fırsatlarla birlikte yeni tehditler sunduğunu belirten Barzilay, fiziksel dünya ve sanal dünya arasındaki farkın gittikçe yok olduğundan bahsetti.
Arabanızda uyuyorsunuz ve GPS sizi evinize götürecek. Radyodan “Arabanızı ele geçirdik eğer para ödemezseniz sizi öldürmek zorunda kalacağız.” mekanik sesini duyarak uyanmanız mümkün! Fren ve direksiyon sisteminde “hack” eyleminin oldukça basit bir olay olduğunu belirten Barzilay’a göre her şey hack edilebilir. Gerçek bir siber güvenlik stratejisi oluşturmanın önemine dikkat çeken Barzilay, “Soru sormalıyız ve cevabından korkmamalıyız. Hack eylemini engelleyemeyiz fakat tespit edebiliriz. Hacker gibi düşünmekten ve soru sormaktan korkmamalıyız. Güven istiyorsak birlikte çalışmamız gerekiyor.” dedi.
Sürücüsüz araçlar çok hızlı değişen teknolojilerine rağmen henüz güvenli olarak kabul edilmiyor. Sürücüsüz araç teknolojisinin trafik kazalarını ciddi oranda azaltacağı öngörülse de araçların hayatımıza tam anlamıyla girebilmesi için akıllı yollara ihtiyaçları var.
Yorumlar