Skip to main content

Gelecek 10 yılda dijital dünyayı ‘Marketing&Business Technologies’, ‘Media & Content’, ‘Data&New Business’ ve ‘Smart Cities&Life’ alanlarında nelerin beklediğini uzmanlara sorduk

Dijital iş ve kültür dergisi Digital Age tarafından 10’uncu kez gerçekleştirilen Digital Age Summit’in bu seneki teması ‘Next 10’. Gelecek 10 yılda dijital dünyayı ‘Marketing&Business Technologies’, ‘Media & Content’, ‘Data&New Business’ ve ‘Smart Cities&Life’ alanlarında nelerin beklediğini uzmanlara sorduk…

Untitled-1Data&New Business

İkinci bir veri patlaması yaşayacağız

Yapay zekâ ve makine öğreniminin çalışma hayatında önemli etkileri olması bekleniyor. İşe alım, profesyonel eğitim, performans değerlendirmeleri ve pazar araştırmalarında algoritmaların giderek daha fazla rol oynayacağını öngörebiliriz. Aynı şekilde yaygın pazarlama iletişiminden bireysel olarak optimize edilen medya iletişim modellerine doğru bir geçiş zaten yaşanmakta. Bunlara ek olarak bizi yeni bir devrim daha bekliyor: Akıllı telefonlarımızda bulunan sensör teknolojileri giderek ucuzlamakta ve küçülmekte. 2020 yılında dünyada veri toplayan ve internete bağlı 1 trilyon sensör olacağı tahmin ediliyor. Bu sensörlerin toplayacağı verilerle ikinci bir veri patlaması yaşayacağız. Bütün bunlardan anlam çıkarabilmek, faydalarını her sektörde hayata geçirebilmek için yapay zekâya ve algoritmalara ihtiyacımız olacak. Bu sensörler sadece telefonlarımızla sınırlı kalmayıp hayatımızın içine farklı gündelik objeler olarak girecekler (örneğin bir buzdolabı ya da diş fırçası). Nesnelerin interneti olarak tabir edilen bu teknolojiler şimdiden yeni iş sahaları yaratmakta. Bunun kişisel bilgi gizliliği ve güvenlik anlamında hızla yeni kanunlar ve düzenlemeler gerektireceğini düşünüyorum.

2Marketing&Business Technologies

Yeni iş arkadaşınız Algo-Z ile tanışın!

Basit bir senaryo hayal edelim. Halil bir televizyon satın almak istiyor. Bu durumda ne yapar? Öncelikle arkadaşlarına sorar, hangi marka veya modeli alması gerektiğini öğrenmeye çalışır. Kendisi interneti karıştırır, sosyal ağlarda neler konuşulmuşa bakar. Nitekim fiziki bir cihaz olduğu için bir kaç mağazaya gider, televizyonlara bakar, evinde nasıl duracağını hayal etmeye çalışır. Tüm bu girdileri alır, aklında harmanlar, sonunda yarı duygusal, yarı mantıklı bir karar verir. Sonra televizyon eve gelir, kurulur, kullanmaya başlar, sefasını sürer… Önümüzdeki 10 yıl içinde internete bağlı olmayan televizyon kalmayacak. Nesnelerin interneti hem kurumsal dünyada, hem bireysel ortamlarda baş döndürücü bir hızla yaygınlaşacak. Evimizdeki veya mağazadaki televizyonlar kendi aralarında, cebimizdeki akıllı telefonlarla ve bizlerle konuşacak. “Beni al, beni al, en iyisi benim, senin ihtiyacını en iyi ben karşılarım” diyecek…

Önümüzdeki 10 yıl içinde artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) çok hızlı yaygınlaşacak ve rutine dönecek. Yine cebimizdeki akıllı telefon ile -ki o da bir kişisel asistana dönüşmüş olacak- parkta otururken hangi televizyonu almam gerektiğini, evde nasıl duracağını sohbet ederek gösterecek. Mağazalarda vitrinde ve içeride her türlü sanal animasyonlar normal hale gelecek. Pazarlamanın ‘P’lerini düşünürsek, bu sofistikasyonda, herkese özel davranmak, online veya mağaza olarak rekabet edebilmek insan akıl gücünü aşacaktır. En keskin algoritmaları olan, en zengin veri havuzları olan, en başarılı iş modellerini tasarlamış olan kazanacaktır. Yapay zekâ devrine hazırlanmaya bugünden başlamalısınız. On yıl sonra ekiplerde insan zekâsı veya yapay zekâ ortaklaşa çalışacak. Kolay gelsin.

Media&Content

En zor sınavdan geçecek sektör ‘medya’

2006 deyince Facebook’un daha ancak duyulmaya başlandığı; Youtube ve Twitter’ın yeni doğduğu bir dönemden söz ediyoruz. iPhone diye bir cihaz yok, Android Google’ın sözlüğüne girmemiş; tablet terimi çoğu kişi için hala okul kitaplarındaki ilkel çağlara ait. Bugünkü mesleklerin çoğunun adı bile yok henüz. Listeyi uzatmak mümkün ama özetle nasıl geçtiğini bile anlayamadığımızbu 10 yıl dijital nimetlerin kişi ve kurumlara sihirli bir değnek gibi dokunup yeşerttiği bir dönemi ifade ediyor. Gelecek 10 yılda uzaydan internet dağıttığımız, sanal gerçeklikle coğrafyanın ötesinde fizik sınırlarını dahi esnettiğimiz, her an elimizin altında ve çevremizdeki yapay zekâlı araç ve cihazların ahenginde bir hayat kurguluyoruz. En zorlu sınavdan geçensektör ise medya.

3
Sosyal medya kavramıyla herkesin kendi mecralarına sahip olduğu bir dönemde bilginin ana kaynağı olarak önemini koruyan konvansiyonel kaynaklar gelir modeli açısından büyük bir açmazda. Medya, içeriğin herkes tarafından üretilebildiği bir çağda Facebook, Snapchat gibi içerik krallıklarının derebeyliğine dönüşme riskini göğüslüyor. Gelecek 10 yıl medya adına daha az kaynaktan daha çok bilgiye ulaşacağımız bir yapıyı kurguluyor. Ancak sonunda haberdar olacağımız şeylerin birkaç şirketin algoritmaları ve devlet ilişkileri tarafından sınırlanacağı bir düzene savrulmamız da ihtimaller arasında.

4Smart Cities&Life

‘Akıllı şehir’ farkındalığı ve adaptasyonu gelişecek

Gelecek 10 yılda ‘Akıllı Şehir’ farkındalığı ve adaptasyonu gelişecek, yayılacak. 2017 itibarıyla dünyanın en az, yirmi en kalabalık şehrinde Ulusal Akıllı Şehir Politikaları geliştirilecek ve uygulanmaya başlanacak.  Şehirler, sensörler, IoT, insansız hava araçları, giyilebilir teknolojiler, birbirine bağlı cihaz ve arabalar, 3D/hologram teknolojiler, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması, veri transfer alt yapılarının gelişmesi ve hızlanmasıyla giderek daha da akıllanacaklar. Sosyal medya aracılığıyla artan iletişim trafiği, crowd sourcing ve paylaşım ekonomisi gibi unsurlar yatırımlar ve iş dünyası önceliklerinde çok önemli rol oynayacak. Akıllı şehir uygulamaları en hızlı ve en yaygın olarak; ulaşım, güvenlik, emniyet, sağlık, ticaret, alışveriş, lojistik, eğitim, çalışma, eğlence alanlarında etkili olacak. Yeni iş ve yaşam modelleri teknoloji sayesinde insanların hayatını kolaylaştırmanın yanı sıra yepyeni güvenlik, sağlık problemlerinin, sosyolojik, psikolojik ve ekolojik sorunların oluşmasına neden olacak.