Teknoloji sektörü, bej kutularla seri üretim yapmaya devam ediyor. Moda piyasası; “kıyafet” adını verdiği tuhaf tasarımlarıyla yetişkin bireyleri yeni büyümeye başlayan çocuklara benzetiyor. Yiyecek endüstrisi ise içeriği tam olarak bilinmeyen genetiği oynanmış üretimlerine “yiyecek” adını veriyor.
Gelişmekte olan ülkelerin üretime boğulmasıyla orijinallikten yoksun ve insanda istek uyandırmayan bir duruma dönüşüyor. Bu duruma alışmış olsalar da, aslında kimse böyle bir şeyi istemez. İşte bu yüzden kamyon dolusu ürün indirime gidiyor.
Ancak burada boşa giden, üretim yerinden büyük mağazalara ulaşma süresinin şaşırtıcı bir şekilde kısa olmasında değil.
Gerçekten boşa harcanan ise böyle bir sistemin var olmaya devam etmesi ve böyle bir düzende üretime devam ediyor olmamız.
İnsanların gerçekten isteyeceği şeyleri nasıl üretirsiniz? Kendilerini alışmak zorunda hissetmeden. İlk olanı almak için kamp çadırında kalmaya gönüllü olan.
Harvard Business Review’de bir yazar (Umair Haque) uzun zamandır takip ettiği şirket Apple’a ilişkin yorumlarını aktarıyor.
“Apple, mükemmel bir şirket değil. Ancak onların iyi yapmaya devam ettikleri bir şey var: insanların seveceği ürünler yapması. Oldukça fazla ürün çeşitliliği olan bir piyasada, ilk haftasında nasıl 10 milyon yeni iPhone satabiliyorlar?”
Bu durumun oldukça fazla nedenleri olduğunu paylaşan yazar, listesinden ilk üç nedeni yazıyor:
Daha iyi, daha çok değil
Burada yeniliğin tanımını yapmak gerekiyor. Yenilik, bir şeyi daha çok ve daha ucuza sunmak anlamına gelmiyor. Yenilik, insanların üretileni kullanışlı bulmasıdır. Şu örneği düşünün: bisiklet. Bisiklet oldukça basit bir araçtır. Bisiklet, son teknolojiye, yeni çıkan özelliklere sahip değil. Evcil hayvanlarınızı besleyemez; size sevgili bulamaz. Ancak ‘kullanışlı’ özelliğini kaybetmiyor. Apple, kimsenin anlayamayacağı ışık hızından daha hızlı nano ölçeğinde araçlar üretmiyor. Bisikletler üretiyor. Basit objeler daha kullanışlı. İnovasyon, teknolojik bir narsisizm değil. İnovasyon tanımı için ‘insanların hayatlarını etkilemeli’ diyebilmeliyiz.
Yaratıcılığın yanında zevk de olmalı
Bu maddeye Steve Jobs’un değindiğine dikkat çekilen yazıda dünyada yalnızca parayı önemseyenler, asıl olanı dinlememekte kararlı göründüğüne yer veriliyor. “Onlar, insanların ihtiyacı olmayan ürünleri satması için reklam ajanlarını işe almakla meşguller”
Piyasada daha hızlı daha ucuz ve daha iyisi varken, insanlar neden iPhone almak ister? Anlaması zor değil: Kullanıcılar, iPhone’ları istiyor; çünkü Jony Ive ve Steve Jobs, zevk sahibi insanlar. iPhone, yalnızca inovatif değil; aynı zamanda güzel bir obje.
Sevin, yalnızca ihtiyaçları tatmin etmeyin
Gerçek olan şey şu: Apple, bir şirket olmaktan çok bir müzik grubu. Sevdikleri şeyleri yapıyorlar. Sizin ne düşündüğünüz önemli değil. Eleştirmen olsanız da rakip, analist veya sadık Apple hayranı da olsanız bu durum değişmiyor. Önem verdiği tek şey, kendi standartlarında iyi – sevecek kadar iyi – bir şey yapıyor olmak.
İşte bu yüzden insanlar seviyor.
Çoğu şirket, bunun tam tersini uyguluyor. Ne yaptıklarını önemsemiyor. Yalnızca sattıklarını önemsiyor. Bu yüzden onlar kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılıyor, onları ikna ediyor. ‘Ucuz ürünleri tercih eden müşteriler’ adını verdikleri insanlara ucuz ürünler sunuyor.
Kimse yalnızca kendilerine bir şey satmaya çalışanları sevmez. Özellikle ucuz ürünleri tercih eden tüketici grubu.
İnsanlar, kendi hayatlarını kolaylaştıran insanları ve kurumları seviyor. Sunulan ürünler, telefonlar kadar basit olsa da.
Kaynak: Harvard Business Review
Fotoğraflar: Flickr kullanıcısı Christopher Clay, Flickr kullanıcısı Chris Zielecki
Yorumlar