ICQ dönemini hatırlayanlar bilir: İnternetten birisi ile tanışırsınız, büyük umutlarla buluşmaya gidersiniz. Ancak sonuç tam bir yıkımdır. Mesajlaştığınız kişinin kendisini tarifi ile buluştuğunuz kişinin ortak noktasını bulmak neredeyse imkânsızdır. Tabii, o dönemler artık eskide kaldı. O günden bugüne online çöpçatan sektörü önemli bir aşama kaydetti ve bu tür sürprizler aşıldı. Ancak online çöpçatan servislerinin 10 yıl önce yaşadığı sıkıntıların benzerleri hâlâ otomotiv sektöründe devam ediyor. Hayallerinin otomobilini alma umudu ile internette arayışa çıkan otomobilseverler, çoğu zaman internette aldatılma korkusu yaşıyorlar. Çok uygun fiyata lanse edilen otomobil bayiye gidildiğinde bulunamayabiliyor veya onun yerine insanlara o otomobilin daha pahalı bir versiyonu sunulabiliyor. Ya da istediği renk için aylarca beklemesi gerektiği söylenip başka bir renk alması tavsiye ediliyor. Yani randevuya beklenen kişi gelmiyor.
Otomobillerin profil sayfası var
İşte, yaşanan bu sorundan yola çıkarak ABD’de Volkswagen, internet sitesini yeniledi. Bu yenilenme sürecinde de online çöpçatan siteleri örnek olarak alındı. Bu sitelerin mantığı kullanılarak, kullanıcılara model, özellik, renk ve fiyat gibi kriterler seçtiriliyor. Sonra ne mi oluyor? Site size yakın bayilerde, sizin arama kriterlerinize en uygun otomobilleri listeliyor. Bu sitede her otomobilin kendine ait bir profil sayfası var. Bu sayfada aracın resim, özellik ve ödeme bilgileri yer alıyor. Sitede toplam 80 bin tekil profil sayfası ve 10 milyon olası yapılandırmaya uygun fotoğraf bulunuyor.
Alman otomobil devinin böyle bir yol tercih etmesinin arkasında birçok neden var: Öncelikle Volkswagen’in internet sayfasını kullanan kişilerin yüzde 77’sinin birincil amaçları satın almak. Kullanıcıların sadece yüzde 2’si markanın reklamlarını görmek için siteye geliyor. Ayrıca J.D. Powers’in araştırmasına göre insanların yüzde 80’i Cars.com gibi markadan bağımsız sitelere giderek daha şeffaf bilgi bulmaya çalışıyor. Volkswagen ABD Chief Digital Officer’i Winston Binch, otomobil markalarının mevcut sitelerini güzel resimlerin, bazı teknik özelliklerin, “gel ve test et” mesajlarının bulunduğu şatafatlı bir broşürlere benzetiyor. Ancak insanlar bu sitelere satın alma eylemlerine yardımcı olacak bilgileri bulmak için geliyor. Tesla ve Uber gibi markaların bu süreci çok iyi anlandığını görüp, onlar gibi satın alma sürecini daha basitleştirmeye karara veren Volkswagen, siteyi baştan aşağı değiştirme kararı alıyor.
Bu değişim sürecinde özellikle çöpçatan sitelerinin örnek alınmasının arkasında, otomobil satın alma ile birisi ile randevulaşma sürecinin birbirine şaşırtıcı şekilde benzemesi yer alıyor. İkisi de çok stresli bir süreç. İkisinde de hem mantık hem de duygular devreye giriyor. Alman otomobil üreticisinin dijital ekibi de, kullanıcılar da otomobillerine âşık olsunlar diyerek ‘çöpçatan’ metaforundan faydalanma kararı alıyor. Bu süreçte Tinder.com ve Match.com gibi ABD’nin önde gelen çöpçatan siteleri örnek alınıyor. Böylece siteye giren kişi otomobille randevusunda negatif bir sürprizle karşılaşmıyor.
ABD’de Volkswagen, internet sitesini yeniledi. Bu yenilenme sürecinde de online çöpçatan siteleri örnek olarak alındı.
Otomobil fiyatı öğrenmek için PDF indirmek
ABD’de bunlar yaşanırken, peki Türkiye’de otomobil markalarının internet siteleri nasıl? Çoğu site Winston Binch’in de ifade ettiği gibi güzel tasarımlı broşürleri andırıyor. Hatta bir kısmı bu terimin bile uzağında. Birçok büyük otomobil markasının internet sitelerinden marka model fiyatlarını öğrenebilmeniz için PDF dosyası indirmeniz gerekiyor.
Belki de bu yüzden Türkiye’de en çok ziyaret edilen otomobil siteleri listesinin başında gelen siteler otomobil üreticilerine ait değil. comScore’un 2014 ilk çeyrek verilerine göre otomotiv alanında Türkiye’de en çok ziyaret edilen ilk üç site sırasıyla arabam.com, araba.com ve tasit.com. Ancak onlardan sonra otomobil üreticileri Volkswagen, Ford ve FIAT sıralamaya girebiliyor. Ancak arabam.com’un tekil ziyaretçi sayısı Volkswagen’in iki katından fazla. Ayrıca comScore’da otomobil kategorisinde yer almayan sahibinden.com da otomobil konusunda ciddi bir trafiğe sahip. Hatta, bu trafik arabam.com’dan da fazla. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin geçen yıl Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre hafif ticarî ve binek toplamında en fazla satış yapan markası Volkswagen’in internet sitesi otomobil konusunda araştırma yapan insanların en fazla ziyaret ettiği beşinci site olabiliyor. İnsanlar otomobil kararında yardımcı olmak için öncelikli olarak otomobili satan markaların sitelerini tercih etmektense, bağımsız siteleri tercih ediyor.
Her 10 otomobil alıcısından 9’u internetten araştırma yapıyor
Peki, otomotiv sektörünün ihmal ettiği internet, otomobil satın alma kararına nasıl bir yere sahip? Aslında bu sorunun cevabı oldukça şaşırtıcı. Google’ın 2013 yılında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre; Türkiye’de bir tüketicinin hangi otomobili alacağına karar vermesi ortalama 2,6 aylık bir süreç. Bu araştırma sürecinde en çok kullanılan ilk 10 kaynağın beşini dijital kaynaklar oluşturuyor. Yine aynı araştırmaya göre otomobil alıcılarının yüzde 91’i interneti araştırma için kullanıyor. Bu araştırmayı yapan insanların yüzde 78’i otomobille ilgili bir video izliyor, yüzde 74’ü ise YouTube üzerinde bir video izliyorlar. (Tabii, yasak ile bu oran düşmüş olmalı)
Ayrıca otomobil araştırması yapanların yüzde 91’i sosyal medyayı kullanıyor. Bunların arasından da yüzde 85’i aktif olarak bir içerik yaratıyor, içerik okuyor veya bir yorum yapıyor. Otomobil üreticileri sosyal ağlarda internet sitelerine göre biraz daha aktifler. Özellikle Facebook’ta Volkswagen Socialbakers verilerine göre üç milyonun üzerinde beğeni ile Türkiye’de en fazla Facebook fan’ı olan kurum. Bu listede 12’nci sırada yine bir otomobil markası olan Renault yer alıyor. Ancak otomobil sayfalarında yapılan paylaşımlar da daha çok slogan, güzel fotoğraf ve kurumsal haberler üzerine kurulu. Aralarda da markanın kampanyaları duyuruluyor. Bu sayfalar da otomobil satın almak için arayışta olan tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik bir içerik üretmekten çok uzaktalar. Twitter’da da markaların 80 – 100 bin arasında değişen takipçi sayıları var. Bu takipçilerin profillerine baktığımızda ise takipçilerin ciddi bir kısmında benzerlikler söz konusu. Ayrıca bu benzer kullanıcıların bir kısmının Twitter adres uzantıları da gerçek kişi uzantılarına benzemiyor. Tüm bu şüpheli durumlar acaba bu markalar Twitter’da sıkça görülen takipçi satın alma yöntemini kullanıyorlar mı sorusunu akıllara getiriyor. Tabii, aklınıza soru işaretleri düştüğü zaman da bu ilişki orada daha başlamadan bitiyor. Aynı o eski kötü ICQ deneyimlerinde olduğu gibi…
İçerik ve sosyal medya yöneticisi Osman Kurt’un kaleme aldığı ‘Arkadaşlık sitelerinden esinlenip araba satıyorlar’ yazısı Digital Age Haziran 2014 sayısında yer alıyor.
Fotoğraf: Shutter Stock, thestrong.org
Yorumlar