Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey Digital Age Almanak sayısında ‘Vira 2014!’ yazısında 2014 öngörülerine yer verdi.
Social currency
Hem global düzlemde hem de Türkiye özelinde dijital mecralarda yapılan tüm eylemlerin ölçümlenmesi ve getirileri üzerine sohbet edilmesi, strateji belirlenmesi, aksiyon alınması ciddi ilgi görüyor. “Şu kadar ‘takipçim’ var, bu kadar ‘engagement’ım var, bu kadar ‘klout’ skorum var, senden iyiyim. Ne kadar takipçin var? Sosyal medyada gücüm daha fazla” gibi söylem ve içgörülerin adreslendiği Social Currency uygulamalarını ve/veya yaklaşımlarını, 2014’te daha fazla deneyimleyeceğiz. Daha önce münferit olarak gözlemlediğimiz bu uygulama ve/veya yaklaşımların, 2014 yılında markalara eklemlenmiş versiyonları ile karşılaşma olasılığımız daha kuvvetle muhtemel.
Digital massification
Türkiye özelinde, bu zamana kadar interaktif mecralarda yapılan pazarlama ve iletişim faaliyetlerini değerlendirdiğimizde, yapılan çalışmaların ‘mass’ denilen genel kitlenin tamamına veya anlamlı çoğunluğuna ulaşmadığını gözlemliyoruz. Mevcut durumda interaktif pazarlama faaliyetleri, marka hedefleri doğrultusunda konvansiyonel mecralara tamamlayıcı öğe olarak destek verirken; 2014 yılında odağın daha fazla ‘mass’ penetrasyonu olacağı ve interaktif mecraların rolünün tamamlayıcılıktan ziyade daha merkez bir rol olacağı aşikâr. Türkiye için zaten TV konumuna gelmiş olan Facebook bu konuda öncü olurken, Twitter da artık ‘mass’ a erişim açısından anlamlı derece potaya girmiş durumda.
Content curation and aggregation
Mevcut durumda deneyimlediğimiz algı/bilgi bombardımanında, bize nefes aldırabilecek her türlü uygulama / yaklaşım ziyadesiyle ilgi görüyor. Hayatımızın akışına organik olarak entegre olmuş farklı bilgi kaynaklarından gelen; blog yazıları, haberler, sosyal medya paylaşımları, edergiler, e-kitaplar, raporlar, infografikler, videolar, görseller gibi bilgileri bizim için derleyip, toplayıp, bize hap gibi sunan uygulama (IFTTT) ve yaklaşımlar, 2014’te daha fazla ön plana çıkacak.
OFF = ON Dynamic storytelling
Farklı dillerde kendi halinde birkaç kelimenin bir araya gelerek ortaya çıkardığı enerji, yüzyıllardır insanoğlunun, kendi gerçekliğinden kurtulup, özgür ve farklı dünyalara yelken açmasını sağlıyor. Kuru söz, tanım, deneyim akılda kalır mı? Bir kulaktan girer diğerinden çıkar. Konvansiyonel mecralar ile interaktif mecraların birbirine daha fazla yakınsaması ile birlikte hikâye anlatımı daha dinamik oldu. Twitter’da başlayan bir hikaye TV’de dizide devam edip, hikayenin TV’de görmediğimiz versiyonu online mecralarda devam edip bir aktivasyona bağlanabiliyor. Bağlantı noktalarının çeşitliliği, doğru kurgulandığında hikâyenin akışkanlığını ve dinamikliğini sağlıyor. Dolayısıyla pazarlama iletişiminde yeni bir boyutu deneyimlediğimizin gönüllü kanıtı oluyor.
Yorumlar