Dijital teknolojilerin hayatımıza kattığı pek çok değer ve kolaylık var, burada hem fikirizdir. Ancak hayatımızda giderek yeri ve önemi artan bu çağın en önemli aktörleri sosyal medya ve akıllı telefonların birçoğumuz için bağımlılık seviyesinde olduğu da uzun zamandır konuştuğumuz bir gerçek. Çoğumuz anı kaçırmama arzusu ile hayatımızdaki ekranlardan bir an bile kopamıyoruz. “Twitter’da şu an gündem ne?”, ”Instagram’da kim, ne paylaşmış?”, Ekşi Sözlük’te falanca konu ile ilgili kim ne yorum yapılmış?” vs. gibi soruların peşinde online kanallarda sürekli “Etrafımızda neler oluyor?” sorusunun peşindeyiz. Ve kendimize kendi hayatımızla ilgili “Şu anda neler oluyor?” sorusunu pek az soruyoruz. Daha fazla kendimizle vakit geçirebildiğimiz karantina günlerinde bazılarımız kendine bu soruyu daha fazla sormuş olabilir ama genelde dikkatimiz kendimizden çok her yerde.
Diğer yandan bu yaşam tarzı ile şu anın dışında sürekli yeni bir şeyler yapma modunda geleceği planlayan ve hayata dair memnuniyetsizliği giderek artan bizler için hayatımızda istemediğimiz alışkanlıklarımızdan kurtulmak ne kadar zor ise, yeni alışkanlık kazanmak da aynı şekilde çok zor. Karantina günleri bu açıdan da aslında pek çoğumuz için alışkın olmadığımız bir süreçti. Ve bazı alışkanlıklarımızdan uzak kalıp yenilerini hayatımıza sokmak durumunda kaldık. Evde ekmek yapmaktan tutunda video konferans ile ofis toplantılarına katılmaya pek çok yeni deneyim ile tanıştık. Bazı deneyimleri sevdik, bazılarına ise zorunlu olduğumuz sürece katlandık. Karantina sonrası ise bu deneyimlerin birçoğundan adeta koşarak uzaklaştık.
Peki bu dönemde geçici olarak hayatımıza giren kalıcı ve geçici alışkanlıkları hem alışkanlık bilimi hem de deneyim tasarımı açısından nasıl değerlendirmeliyiz? Bu bağlamda Pandemi süreci Türk insanı için bir uyanış oldu mu? Ya da anlamsız mücadeleler ile geçen gidip hayat konusunda bir farkındalık etkisi yarattı mı? Dahası pandemi sonrası belirsizlikler ve soru işaretleri ile dolu bu yeni döneme mindfulness penceresinden bakarak daha mutlu bir hayatımız olabilir mi? Ve daha mutlu olacağımız bir hayat deneyiminde teknoloji nerede durmalı?
Bu soruların cevaplarını arayacağımız bu haftaki Digital Age YouTube canlı yayınımızın konukları Mindfulness Alliance & Mindfulness Academy, Kurucu Ortağı Erhan Ali Yılmaz ve Accenture Dijital İş Entegrasyonu Yöneticisi Olcayto Cengiz.
Yayınlarımızı takip etmek için kanalımıza buradan abone olabilirsiniz.
Yorumlar