Otomotiv pazarındaki daralma devam ederken bu dönemde satışları düşmeyen aksine artan tek marka olan Fiat, erişilebilir fiyat stratejisi ile krizi fırsata çevirmiş durumda. Fiat Pazarlama Direktörü Özgür Süslü ile otomotiv pazarını ve marka olarak teknolojiye bakışlarını konuştuk.
Otomotiv pazarında yüzde 60’lara varan bir daralma söz konusu. Yeni bir destek gelmez ise siz son çeyreği nasıl görüyorsunuz?
İlk altı ayda verilen destekler sektöre çok ciddi bir can suyu oldu. Ancak bunlar geçici önlemlerdi ve bir noktada bitmeleri gerekiyordu. Sektörün beklentisi biraz daha uzun sürmesiydi ama bir noktada sona erdi. Ekonominin kendi başına güçlü olması çok önemli. Son günlerde gördüğümüz faizlerdeki düşüş ve kurlardaki gerileme bu anlamda bana yılın ikinci yarısında bir toparlanma anlamında umut veriyor. Temmuz ayı dipti, şimdi biraz daha toparlanma olacaktır. 1 milyonluk pazarları görmemiz büyük ihtimalle çok kısa vadede olmayacak, ağır ağır bir çıkış olacak.
Pazar daralırken sizin satışlarınızda bir artış söz konusu oldu. Bunun nedenleri neler?
2018 yılı Kasım ayından başlayarak, teşviklerin de devreye girmesiyle iyi bir ivme yakaladık. Tüketiciler bu dönemde ekonomik modellere yöneldi. Marka olarak felsefemiz herkes için iyi otomobiller yapmak, herkesin teknoloji ve tasarıma ulaşabilmesini sağlamak. Fiat Egea’nın doğuş felsefesi de zaten buydu. Tam bu zamanın ruhu ile bizim marka olarak sunduğumuz değerler örtüşünce Egea’ya olan talep arttı. İçerisinde bulunduğumuz dönemin şartlarını göz önüne aldığımız zaman, bir önceki yıla göre satışları düşmeyen aksine ve artan tek marka biziz. Otomobil pazarı yüzde 45 daralırken, bizim satışlarımızın artması ise şu anlama geldi; Yüzde 7.5 – 8 civarlarında olan pazar payımız yüzde 15’lere kadar çıktı. Dolayısıyla biz bu dönemde krizi bir fırsata çevirmeyi başardık.
Türk tüketicisinin teknolojik anlamda bir otomobilden beklentileri neler?
Biz Türk tüketicisinin teknolojiye olan merakını çok iyi biliyoruz. Akıllı ve kolay kullanılır teknolojilerin ulaşılır olması çok önemli. Bundan beş sene önceye gidin, çok az otomobilde standart bluetooth vardı. Bir çoğunda ekran yoktu. Mesela Apple CarPlay ilk kez 2015’te Ferrari tarafından tanıtılmıştı. Şu anda Fiat ürün gamında, orta donanım seviyesinden itibaren bu saydıklarım standart. Ticari araçlarda, Doblo ve Fiorino’da bile büyük dokunmatik ekrana sahip oluyorsunuz. Bir çok modelimizde Andorid Auto ve Apple CarPlay zaten standart. Tahminimce 2020 yılında bu ürün gamımızın yüzde 90’ına yayılacak. Biz burada da öncü bir rol oynamaya çalışıyoruz. Fiat olarak insanların teknolojiye kolay ulaşmasını sağlamak istiyoruz.
Fiat Yol Arkadaşım Connect projesinden bahsedebilir misiniz?
Fiat Yol Arkadaşım Connect uygulaması sınıfındaki ilk bağlanılabilirlik teknolojisini Fiat kullanıcılarına sunuyor. Aracın elektronik kontrol ünitesine takılan bir cihazla aktif hale gelen Fiat Yol Arkadaşım Connect, Apple Store veya Google Play Store’dan indirilebilen Fiat Yol Arkadaşım uygulaması aracılığıyla kullanılabileceği gibi yolarkadasim.fiat.com.tr web sitesi üzerinden de erişime açık. Fiat Yol Arkadaşım Connect ilk aşamada tüm Egea model ailesi araç sahipleri için geçerliydi. Sonrasında hafif ticari ürün gamımızda yer alan Doblo ve Fiorino, yani Türkiye’de üretip sattığımız tüm araçlarda kullanılabilir hale geldi.
Bu uygulama kullanıcılarına neler sunuyor?
Fiat Yol Arkadaşım Connect sayesinde aracın yakıt/menzil bilgisi, akü, lastik basınç durumu, park konumu, hakkında bilgi alınabiliyor. FYA Connect aracın yakıtı azaldığında, en yakın Opet istasyonuna da yönlendirme sağlıyor. Aynı zamanda araç çekilmesi gibi durumlarda anlık ikaz bildirimleri de alınıyor. Aracın servis işlem geçmişine ulaşabilme, online servis randevusu alabilme ve mevcut kampanyalardan bilgi edinme gibi fonksiyonlardan faydalanabiliyor. Uzaktan kapı açma ve kapatmanın yanında bagaj kapağı açma yapılabiliyor, vale veya ebeveyn modu olarak adlandırılan hız ve mesafe limiti ile aracın bu sınırları geçip geçmediği kontrol edilebiliyor.
Fiat pazarlama tarafında geleneksel ile dijitali birleştiren başarılı işlere imza atıyor. Özellikle TV odaklı projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Bu noktada çok fazla ödül aldığımız ve bir çok markaya örnek olduğumuz projelerimiz bulunuyor. Mesela 2017 yılında ‘İçerde’ dizindeki katilin kim olduğu Shazam aracılığıyla ortaya çıktı. Orada Shazam ile bir iş birliği yapmıştık. Dizideki katilin kim olduğunu bulmak için dizinin belli bir bölümünü Shazam’lamanız gerekiyordu. Yaklaşık 30 bin kişi yaptı bunu Shazam uygulaması ile. Bu aynı zamanda dünya Shazam rekoru oldu. Biz de bu projeyle yurtiçi ve yurtdışında 40’a yakın ödül kazandık. Geçtiğimiz yıl ‘Çukur’ dizisinde de benzer bir entegrasyon yaptık. İzleyicilerden dizide yayınlanmasını istedikleri bir içeriği bize göndermelerini istedik. Bunu dizinin başında duyurduk. “Sağlam insan nedir?” sorusunu sorduk. Herkes videolar gönderdi ve dizinin cep telefonundan iki karakter izledi bu videoları. Bu da dünyada bir ilkti. Yaptığımız tüm işler baktığınızda bir bütün. 360 derece biz markayı gençlere hitap eden ve teknolojik bir hale getirmek istiyoruz.
Yorumlar