Yaşadığımız çağ bilgi çağı olarak adlandırılıyor. Ve artık hayatımızın her alanında bilgi teknolojilerine dayalı ürünler bize yön veriyor. Bilgi çağı içindeki bu döneme veri dönemi demeliyiz. Bilgisayar sistemlerinin büyük bir hızla gelişmesi sayesinde, hemen her yerde, her türlü veri toplanıyor ve bir yerlerde kaydediliyor. Oynadığımız oyundaki hareketlerimizden, yediğimiz yemeğe, gezdiğimiz yerlere, yaptığımız harcamalara, DNA bilgilerimizden hastalık geçmişimize kadar ne varsa kayıt altına alınıyor.
Veri toplama öyle bir boyuta ulaşmış durumdaki, artık konunun teknolojik boyutu kadar etik ve yasal boyutu da tartışılıyor. AB ülkelerinden GDPR, Türkiye’de KVKK gibi yasalarla kişisel verilerin korunması için çaba harcanıyor. Her şirket ya da kuruluşun topladığı bu verilerin değerlendirilmesi ve kullanılması, yepyeni teknolojilerin doğmasına neden oluyor. Ben çok geniş bir alanı ifade ettiği için, AI (Artificial Intelligence – Yapay Zeka) yerine Big Data ve Machine Learning kelimelerini kullanmayı tercih ediyorum. AI denince insanların aklına insan gibi düşünebilen robotlar geliyor hemen, ama aslında o noktadan henüz oldukça uzağız ve insan gibi düşünebilen robotları AGI kısaltması ile ifade etmemiz gerekiyor.
AI ve AGI’ın farkı
Kısaca AI ve AGI arasındaki farkı ifade etmem gerekirse; ilki sadece belli bir konuda uzmanlaşmış yazılımları, diğeri her konuda tepki verebilen yazılımları ifade ediyor diyebilirim. AGI yazılımlarını ise, kendi kendine her türlü ihtiyacı karşılayacak yazılımları üreten yazılımlar olarak düşünebilirsiniz. Bilgisayarların babası sayılan Alan Turing’in deyimiyle, insanların işi, yazılım geliştiren yazılımlar üretildiği anda bitecek.
Big Data kavramı verinin büyüklüğünü değil, karmaşıklığını ifade ediyor aslında. Elimizde toplamış olduğumuz bir sürü farklı veriden anlamlı sonuçlar çıkarmak için bu amaçla geliştirilmiş yazılımlara ihtiyaç var. Şu ana kadarki veri tabanı sistemleri, hangi soruyu soracağınızı biliyorsanız cevaplarınızı alabileceğiniz sistemlerken, yeni sistemler size o veri içinde sizin gözle göremediğiniz hangi soruların olduğunu söylüyor. Yani o veriye hangi soruları sorarsanız daha çok yarar sağlayabileceğinizi analiz etmiş oluyorsunuz. Topladığı veriye bu gözle bakıp değerlendirenlerin, hatta böyle bakması gerektiğini düşünenlerin sayısı henüz çok az.
Machine Learning ise bu verilen analizleri sonucunda o verideki modelleri ve bu modellerin gerçekleşme olasılıklarını ortaya çıkararak geleceğe yönelik öngörüler üretebilen ve ürettiği bu öngörülere göre aksiyon alabilen, ama aynı zamanda bu aksiyonların yeni sonuçlarını tekrar tekrar analiz ederek yeni sonuçlar ve aksiyonlar üreten yazılımlar aslında. Bu özelliği ile bir insana göre çok daha az hata yapması beklenen, çok daha fazla veriyi işleyebilen bu sistemler sayesinde önümüzdeki yıllarda insanların yaptığı birçok iş tarihe karışacak. Bu nedenle yaratıcılık gerektiren ve daha çok duygulara hitap eden sanat alanında belki bir süre daha insan egemenliği devam edecek-en azından AGI sistemleri geliştirilinceye kadar- ama diğer tüm alanlarda Big Data ve Machine Learning hakimiyetini hepimiz göreceğiz. Özellikle farklı şirket ya da kuruluşların topladığı bu kadar çok ve dağınık verinin birbiri ile konuşmaya başladığını hayal edin bir de.
Yorumlar