Bundan yaklaşık 15 yıl önce, “televizyonlar incelecek kağıt gibi olacak” haberlerinin ana haber bültenlerinde gelecek kurgusu olarak yayınlandığı zamanlarda televizyon üreticisi bir şirketin basın toplantısına katılmıştık. Yanımızda dönemin Home & Technology dergisinin yayın yönetmenliğini üstlenen, uzun bir dönem EISA jüri üyeliği de yapan Sinan Yüzaklı da vardı. Toplantıda bize söz konusu ekran prototiplerinden birini gösterdiler. Sinan televizyona uzun uzun baktı ve bu zamana kadar kafamda yer eden şu soruyu sordu:
“Bu televizyon üzerinde taşıması gereken HDMI girişinden daha ince. Televizyonlar bu kadar inceldiğinde bağlantı yuvalarını nereye koyacaksınız?”
Gerçekten de zaman içinde gördük ki, televizyonlar ne kadar incelirse incelsin o bağlantılar yüzünden mutlaka bir yerinden bel vermesi gerekti. Akıllı telefonlarda da bunun bir benzerini ön yüzü kaplayan ekranın bir köşesinde yer alması gereken ön kamera oyuklarıyla yaşadık. Cihazların ön yüzünde ekran büyüdükçe kameralar köşelere doğru çekildi. Sonra çentik diye bir şey icat edildi. Çentikler de küçüldü, damla veya nokta adını aldı.
En sonunda tamamen kayboldu.
Oppo’nun Find X modeliyle başlattığı ve Reno serisiyle daha da ideal hale getirdiği açılır kamera sistemi sayesinde, artık telefonun ön yüzünde bir kamera oyuğu olmasına gerek yok. Kamera, ihtiyaç anında telefonun üstünde gizlendiği yerden şık bir hareketle köpekbalığı yüzgeci gibi ortaya çıkıyor.
Sonuç? Elinizde tuttuğunuz şeyin bir teknoloji harikası olduğunu anlatmak istercesine avuç içinizi dolduran kusursuz bir ekranla, 2000’li yılların efsane telefon modellerini hatırlatan mekanik bir tepkiyle baş başa kalıyorsunuz…
Küçücük bir yeniliğin üzerimde bu kadar derin bir etki bırakacağını Oppo Reno’yu elime alıp kurcalamadan bilemezdim. Birilerinin akıllı telefonlarda tasarım adına farklı bir şeyler yapmasını o kadar özlemişim ki…
Tasarım
Reno’nun tasarımcıları özel bir şey yaptıklarının gayet bilincinde olmalı ki, kutusundan itibaren telefonun bu farklı yönünü kullanıcıya aktarmaya çalışmışlar. Oppo Reno şık bir parfüm kutusunu çağrıştıran uzun ve ışığın yönüne göre renk değiştiren bir ambalajın içinde geliyor. Telefonun yanı sıra hızlı şarj adaptörü, kulaklık ve şeffaf kılıf kutunun içinde bulabileceğiniz diğer aksesuarlardan. Şimdilik Karbon Siyah ve Okyanus Yeşili olarak adlandırdıkları iki rengi var. Bizdeki örneği Okyanus Yeşili olarak geçiyor.
Adına yeşil demişler ama bunu internete koysanız rengin yeşil mi mavi mi olduğuna dair yeni bir tartışma başlatabilirsiniz. Zima Mavisi deseler tam yerini bulacakmış sanki…
Telefonun ön yüzünde tüm fazlalıklarından arındırılmış, adeta parmaklarınıza adanmış bir sunak gibi kesintisiz ve pürüzsüz bir şekilde cihaz boyunca yayılan büyük bir ekran karşılıyor sizi. Cihazın her iki yüzünün de hasar ve çizilmeye karşı Gorilla Glass ile kaplı.
Reno serisinde tasarıma dair dokunuşlar sadece bunlarla da sınırlı değil. Örneğin cihazın arka yüzüne herhangi bir kamera çıkıntısı yer almıyor. Yine de lensleri korumak için kameraların hemen altına, inci tanesi gibi küçük bir siyah nokta yerleştirmişler. Seramik malzemeden üretilen ve Oppo’nun O-dot adı verilen bu kibar çıkıntı, telefonu masaya koyduğunuzda arkasını hafifçe kaldırarak kamera camlarının yüzeyle temasını önlüyor.
Kamera: Hem gece hem gündüz mutlu eden performans
Oppo Reno, donanım olarak akıllı telefonların orta sınıfında yer alan bir telefon. 8 çekirdekli Snapdragon 710 platformu üzerine kurgulanan telefona içerde 1080 x 2360 çözünürlükte 6,4 inçlik AMOLED ekran, 6/8 GB ana bellek ve 128/256 GB depolama belleği seçenekleri ve 3765 miliamperlik tüm gün kullanıma dayanabilen bir batarya eşlik ediyor. Parmak izi okuyucusu ekranın içine yerleştirilmiş, ön veya arka yüzde ayrıca yer kaplamıyor. VOOC Flash Charge 3.0 hızlı şarj özelliği sayesinde cihaz sadece yarım saatte yüzde 75 oranında şarj olabiliyor.
Cihazın arka yüzünde 48 megapiksel ana kamera ve 5 megapiksel derinlik kamerası olmak üzere çift kamera yerleşimi mevcut. 4K video çekimi ve yapay zeka ile sahne algılama gibi özelliklere sahip olan kameralarda gece çekimi için Ultra-Night Mode 2.0 özelliği de bulunuyor. Sonuçlar kendi sınıfı için oldukça başarılı.
Ön kamera: Gövde içine gizlenen sürpriz
16 megapiksellik ön kamera ve ön-arka LED flaşlar, sadece ihtiyaç olduğunda ortaya çıkan ve köpek balığı yüzgecini andıran manyetik motorlu bir sistemin üzerine yerleştirilmiş. Bu sistemin sorunsuz olarak 200 bin kereden fazla açılıp kapanabildiği söyleniyor. Günde 100 kere kullansanız 5 yıldan fazla süre idare ediyormuş. Sanırım zamanla alışıyorsunuzdur ama o kadar keyifli ve ilginç bir şey ki ilk günlerde sağa sola göstermekten günde 100 kerenin üzerine çıkacağınıza eminim.
1 saniyeden kısa sürede açılıp kapanabilen kamera sistemi, düşme ve darbe gibi durumlarda da hemen durumu algılayıp yuvasına çekilerek kendini güvene alıyor.
Yazılım: Android 9.0 üzerine ColorOS 6.0 sosu
Oppo Reno, yazılım olarak Android 9.0 Pie işletim sistemi üzerine yerleştirilmiş ColorOS 6.0 adını verdiği kendi arayüzünü kullanıyor. Bu arayüzün de kendine özgü bazı özellikleri var. Özel tasarlanmış simge ve yazı tipleri, oyunlarda performansı artıran ve bildirimleri rahatsız etmeyecek şekilde düzenleyen Oyun Alanı, sürüş sırasında dikkatinizi yola vermenize yardımcı olacak Sürüş Modu, bildirimlerin önem sırasında göre sıralanmasını sağlayan bildirim çubuğu ve kullanılmayan uygulamaları otomatik olarak devre dışı bırakan Akıllı Sistem Yönetimi, ColorOS 6.0 ile gelen özellikler arasında.
Sonuç: Akıllı telefon tasarımında yeni bir soluk
Akıllı telefonlarda teknoloji artık öyle bir hale geldi ki, hemen hemen tüm cihazlar belli bir beklenti eşiğinin üzerine çıktı. Ne alırsanız alın, giriş seviyesi bile olsa bir şekilde mutlu oluyorsunuz.
Sınırları zorlamaya başladığınız noktada ise küçük farklar belirleyici olmaya başlıyor. Ben deneme fırsatı bulduğum çoğu cihazın performansında kullanımı etkileyecek bir fark göremediğim için bu konuda fazla yorum yapmamayı tercih ediyorum. Ama kamera performansı olsun, tasarımdaki ince dokunuşlar olsun birileri farklı bir şey yapmaya çalıştığında hemen ilgimi çekiyor.
Oppo Reno işte bu farkı hissettiren ürünlerden biri. Bir mühendisin değil de, daha çok bir sanatçının elinden çıkmış gibi duruyor. Fonksiyonun da ötesine geçip duygularınıza dokunmak istermiş gibi bir havası var.
Kabul etmek gerekir ki Reno’nun 4.999 TL’lik tavsiye edilen satış fiyatı her bütçe için uygun olmayabilir. Ama inovasyona yatırım yapmanın, yeni ve farklı bir şeye öncelikli olarak sahip olmanın bir bedeli var. Alternatiflerinizi bu fiyat seviyesinde değerlendiriyorsanız, Reno’yu mutlaka değerlendirin.
Levent Daşkıran, Gazeteci
Yorumlar