Gitmek mi zor, kalmak mi? Neredeyse iki yıl olmuş İstanbul’dan Asya’ya taşınalı. Zaman bazen hızlı bazen yavaş akıyor ama öyle anlar oluyor ki hayatımda gerçekten insan gerçek evini çok özlüyor. Ben Singapur’a a ilk taşındığım zamanları hatırlıyorum, her şeyi Türkiye ile daha önceki çalışma ortamım ile veya hayatımla karşılaştırıyordum. Bazen yazılımcıları karşılaştırıyordum, bazen iş yapma şekillerini. Ama sonunda anladım ki aslında her coğrafyanın doğası ayrı, karşılaştırmayı bırakıp geçmiş tecrübelerden nasıl fayda yaratılır, ona bakmak en doğrusuymuş.
Yazımın başlığı İpek Yolu ve bizim ülke olarak çok aşina olduğumuz bir başlık bu. İpek Yolu bir ticaret yolu olması dışında aslında dinlerin, kültürlerin ve kâşiflerin takip ettiği bir güzergah olmuştur tarihte. Çin’den başlar, Türklerin bugünkü coğrafyasına kadar ilerler ama arada geçmedik yer bırakmaz ki bu yüzden büyük zenginlikleri de bu yol üzerinde taşır. Günümüzde “One Belt One Road” olarak anılan bu yol tekrardan canlandırılmaya çalışılıyor. Bu konuda birçok teşvik bulmak mümkün.
Ben neden İpek Yolu’ndan bahsediyorum derseniz; şu an çalıştığım Hong Kong’tan ve yolun başlangıç uçlarından biri olan bu limandan bahsetmekte fayda var. Hong Kong bir liman şehri, yıllarca İngiliz sömürgesi altında inanılmaz bir ticaret şehrine dönüşmüş. Bunun dışında üretim, yer altı zenginliği veya tarımdan bahsetmek neredeyse imkansız. Günümüzde turizm gelirlerinin hızla arttığı aşikâr ancak halen en büyük geliri önemli bir ticaret merkezi olması. Tüm bunlar olurken bu zengin şehir ülkesinin eksiklikleri var mı? Bakın size birkaç madde sayayım:
• Bu ülke veya etrafındaki coğrafyalara dışarıdan bakınca teknolojik olarak çok gelişmiş geliyor ama işin aslı öyle değil. (Çin’i bunun dışında bırakıyorum, sonraki yazılarımda Çin’i özel olarak anlatacağım) Dijital iş yönetimi/üretimi konusunda deneyimli profesyonel bulmak gerçekten çok zor.
• Yazılımcı bulmak dünyanın her yerinde zordur. Tabii ki devamlı gelişen bu alanda deneyimli iş gücü yaratmak ve yaşatmak zor bir iş ama bu coğrafyada bu her yerden daha zor, inanın. Yazılımcılar anlar, bir Kafka yazılımcısı bulmak için bir yıl dört farklı ajansla çalışıp sonra orta kalite bir yazılımcıya mahkum kalabilirsiniz.
• Girişimcilik bu topraklarda büyük fırsat ama maalesef kültürel ve birleşik yaşatılan atmosfer bunun genele yayılmasını engelliyor.
Potansiyelinin farkına var
Türkiye öyle bir yer ki birçok açıdan gelişmiş ve çok önemli insan/yetenek havuzu. İçindeyken bunu anlamıyor olabiliriz belki ama benim 2019 için en büyük tavsiyem potansiyelimizin farkına varmamız. Eğer bir şirketiniz varsa, mesafelerden korkmayın. İpek Yolu’nu tersine çevirin, Hindistan’daki iş gücü ile mücadele edemem demeyin. Bizim elimizdeki yetenek havuzunu aynı kalitede Asya‘nın herhangi bir noktasında yakalamak çok zor. Eğer profesyonel olarak çalışıyorsanız; global düşünmenin tam zamanı ama nereye gidiyorsanız gidin o ülkenin yerelini anlamaya gayret edin. 2019’da umarım Türkiye olarak potansiyelimizi daha çok fark ettiğimiz ve bunu harekete geçirebildiğimiz bir yıl olur.
Yorumlar