Akıllı telefon bağımlılığı, internet bağımlılığı gibi kavramların bağımlılık psikiyatrisi akademik ve klinik alanlarında yer almaya başladığını belirten Mayo Clinic Bağımlılık Psikiyatrisi Bölümü Öğretim üyelerinden Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı, bağımlılık ve beyin ilişkisiyle ilgili sorularımı yanıtladı.
Bağımlılık nedir?
Davranış bilimlerinde bağımlılık, tekrarlama isteği uyandıran, kontrol edilemeyen, giderek artan miktarda zaman ve efor gerektiren, azaldığında ya da kısıtlandığında huzursuzluk yaratan bireyin günlük hayatını ciddi şekilde etkileyen bir davranış sendromudur. Bağımlılık tarihsel olarak hep maddelerle ilişkili olarak tarif edilmiştir. Ancak altı çizilmesi gereken önemli nokta bağımlılık bozukluklarının dışardan bir madde alımına bağlı olmadan da ortaya çıkabileceği gerçeğidir. Teknolojinin verdiği imkânlarla, günümüzde siberseksüel bağımlılık, video oyun bağımlılığı gibi problemleri artan miktarlarda görüyoruz.
Teknoloji kullanımı ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi anlatır mısınız?
Burada en kritik iki başlangıç noktası önce ihtiyaç kavramının, sonra da bu ihtiyacın nasıl giderildiği kavramlarının tespit edilmesi. Öncelikle aygıtlara odaklanarak başlayalım. Bu aygıtlar sayesinde bir insanın yapamayacağı şeyler yapılabilir hâle geldi. İşe bu açıdan bakarsanız, insandan beklentiler arttı, teknoloji kullanımı rutine girdi. Hâl böyleyken patolojik kullanımın tespiti gayet tabii kolay değil. Biz bağımlılık kliniğinde, bağımlılık davranışlarını değerlendirirken ortak birtakım biçimlere bakarız. Akıllı telefonları örnek vererek şu şekilde özetleyelim:
- Telefonun günlük kullanım süresi
- Telefonun kullanım süresinin, neyin yerine geçiyor olduğu, hangi diğer günlük aktivitelerden vazgeçilerek kullanıldığı
- Telefon ile kişinin ilişkisinin boyutunun takıntılı biçime gelmesi ve bunun engellenememesi
- Telefonun yokluğunda ortaya çıkan huzursuzluk, adaptasyon zorluğu
- Telefonun kullanımının bireyin yakınındaki kişilerin huzursuzluğuna ve hoşnutsuzluğuna neden olması
- Bireyin genel sosyal işlevlerinde kendisinin de istemediği sonuçlara yol açması
Bağımlılık tıbben nasıl açıklanır?
Bağımlılık davranışlarının beyinde hangi nörobiyolojik işleyişlerin sonucunda ortaya çıktığı henüz tam olarak bilinmiyor ancak beyinde ödül devresi olarak adlandırılan nöral devrelerin bağımlılık sendromlarında etkinleştiği düşüncesi bilimsel olarak gösterildi. Ödül merkezlerinde dopamin salınması normal şartlarda yemek yemek, seks yapmak gibi doğal işlevlerin pekiştirilmesinde kullanılırken, madde bağımlılıkları, video oyun bağımlılıkları, akıllı telefon kullanım bağımlılıkları gibi davranışlarının pekiştirilmesinde rol oynar.
Resmî olarak tanınan bağımlılıklar hangileridir?
Psikiyatride yaygınca kullanılan iki alan kılavuzu vardır, biri Amerikan Psikiyatri Birliği’nin kılavuzu DSM, diğeri Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuzu ICD’dir. Bu kılavuzlarda, bütün madde bağımlılıkları tarif edilmiştir. DSM 2013’de yayınlanan son sürümünde “İnternet Oyun Bozukluğu” kavramını da kılavuzunda tarif etti.
Teknolojik aygıt bağımlılığı ile ilgili resmî bir psikiyatrik teşhis var mı?
“İnternet Oyun Bozukluğu” dışında, hayır. Klinik kılavuzlarda adı geçmese de internet ve bilgisayar bağımlılığı kavramları bağımlılık kitaplarına girmiştir ve henüz devam eden araştırma konularıdır. Bu konuyla ilgili dünyada önde gelen bağımlılık ders kitaplarından birinde yer alan konuyla ilk kitap bölümünü Türkiye’de Bülent Ecevit Üniversitesi’nden akademisyen arkadaşlarımla beraber yazdık. Bu tip patolojide, klinik tarifin ötesine geçtiğiniz zaman bozulmuş güdü kontrolü ve yürütücü eylem becerileri gibi bağımlılığın ötesinde de açıklamalar devreye girebilir.
Tedavide ne yapılıyor?
Bağımlılık tedavisi esasen davranış değiştirmeye yöneliktir. Kanıta dayalı psikoterapiler kullanırız, bunlar bilişsel-davranışçı tedavi, motivasyon yükseltme tedavisi gibi tedavilerdir, bunların tamamına rehabilitasyon diyoruz. İlaç da kullanırız, ama bağımlılıkta ilaç tedavileri halen ikincildir.
İnternet bağımlılığı için ne önlem alınabilir?
İnsan beyninin teknolojik devrimin etkilerine nasıl bir cevap vermeye hazırlandığı henüz bilinmiyor. Burada şunu unutmamak gerekir ki, insan beyninin yapısı ve çalışma sistemi on yıllarla ya da yüz yıllarla değişim göstermez, evrimsel gelişme ve adaptasyon çerçevesinde on bin yıllardan bahsederiz, böyle bir sistemde çok hızlı çevresel değişimlerde bireysel olarak adaptasyon mümkün olsa bile toplum açısından sonuçlar travmatik olabilir. Diğer yandan, insan beyni algı becerilerinin uyarılması ve bir üst noktaya taşınması açısından tarihsel bir dönem yaşıyor ve mutlaka olumlu sonuçları olacaktır. Belki de teknolojik imkânları benimsemek ve hayata geçirmek konusunda tavşan gibi tez canlı değil de biraz kaplumbağa gibi ağır ve temkinli davranmakta yarar var.
Esra Öz, Sağlık Habercisi
Yorumlar