Geçtiğimiz hafta Huawei CFO’su Meng Wanzhou’nun Kanada’da tutuklanması, beraberinde çeşitli haberleri de getirdi. Siber casusluktan ticaret savaşlarına kadar birçok gelişme değerlendirildi. Technology Review’de yayımlanan bir analizde ise konu daha farklı bir yönden ele alınıyor ve ABD ile diğer ülkelerin Huawei’den korkmalarının nedenleri altı maddede mercek altına alınıyor.
Huawei’nin cihazlarında “acil durum anahtarı” bulunması korkusu
Huawei, baz istasyon ve anten gibi mobil operatörlerin ağlarını çalıştırmak için kullandıkları cihazları imal eden en büyük imalatçı. Bu ağlar ise enerji şebekeleri, finansal pazarlar ve ulaşım sistemleri gibi bir ülkenin altyapısının işletilmesi için önemli olan verileri taşıyor. İşte, şüphe bu noktada devreye giriyor ve Çin ordusu ve istihbarat servisinin Huawei’nin cihazlarına yazılım veya donanımla müdahale ederek, “arka kapı”lar açmasından korkuluyor. Bu “arka kapı”lar ile de altyapılar bir kriz halinde kullanılamaz hale getirilebiliyor.
Yazılımların yeteri kadar kontrol edilmediği korkusu
2010’dan bu yana İngiliz gizli servisindeki (GCHQ) sinyal istihbarat birimi ile birlikte oluşturulan özel bir merkezin çalışanları Huawei’nin cihazlarının kurulumundan önce bu cihazları dikkatli şekilde inceliyor. Fakat bu merkez, bu yılın başlarında yayımladığı bir raporda, Huawei cihazlarının yalnızca sınırlı güvence sağladığını belirtti. Basına yansıyan raporlarda, merkez Huawei’nin bazı kodlarının test edildiğinde gerçek ağlardakinden daha farklı davrandığını ve Huawei’nin bazı yazılım tedarikçilerinin titiz kontrollere tabi olmadığını paylaştı.
Arka kapıların veri takibinde kullanılabileceği korkusu
Huawei, cihazlarının dünya nüfusunun üçte biri tarafından kullanıldığını iddia ediyor. Şirket ayrıca kurumsal tarafta yüksek hacimde veri yönetiyor. Tabii, bu da Batı istihbarat çevrelerinde Huawei cihazları kullanılarak arka kapılar aracılığıyla hassas bilgilere ulaşılabileceği yönünde korkuya neden oluyor. Huawei sadece ekipman üretmez; ayrıca hataları düzeltmek için güncelleme ve yama yapmak için kablosuz olarak bağlanabilir. Bu uzatan bağlantının ise Çinli siber casuslar tarafından istismar edilebileceği endişesi var. Huawei ayrıca dünyanın en büyük akıllı telefon üreticilerinden biri. ABD Savunma Bakanlığı Mayıs ayında yayımladığı bir emirle, ABD askerî üslerindeki perakende mağazalarında Huawei ve ZTE marka akıllı telefon satışını yasakladı. Yasağın gerekçesi ise ordu personelinin yerinin ve hareketlerinin belirlenmesi olarak gösterildi.
5G ile işlerin daha da kötüye gideceği korkusu
5G’nin 2019’un ikinci yarısında kısmen bazı ülkelerde ve 2020’de daha da yaygın bir şekilde girmesiyle veri aktarım hızları artacak. Bunun sonucunda da, sürücüsüz araçlarda artış ve nesnelerin interneti alanında (IoT) birçok gelişme göreceğiz. Tabii, bu gelişmeler sonucunda elde edilecek uygulamalar askerî amaçla da kullanılacak. Bu da, hacker’ların internete bağlı cihazları hack’lemeye çalışması için geniş alanlar sunacak. Kısa süre önce Avustralya ve Yeni Zelanda, 5G altyapısında Huawei cihazlarının kullanımını yasakladı. İngiltere de benzer bir karara imza atmıştı.
Çin’in, ABD’nin ticaret ambargosu koyduğu ülkelere teknoloji sattığı korkusu
Huawei CFO’sunun tutuklanmasının ABD’nin yürüttüğü ve ABD teknolojisine sahip ürünleri İran’a sattığı yönündeki soruşturmayla ilgisi bulunup bulunmadığına dair spekülasyon yapıldı. Buna karşılık, Çinli yetkililer ise Çinli şirketlerin diğer ülkelerin ticarî hükümleriyle sınırlı olamayacaklarını ifade etti.
Yorumlar