Skip to main content

İK 4.0 ile ortaya çıkan işe alım trendlerinde yapay zekâ, sanal gerçeklik, veri, mobil, oyunlaştırma, sosyal medya anahtar sözcükler olarak ön plana çıkıyor.

Teknoloji dünyayı dönüştürüyor. Bu dönüşümün etkileri gündelik yaşamda olduğu gibi, iş hayatının da birçok alanında etkilerini gösteriyor. İnsan kaynakları (İK), sosyal medyadan oyunlaştırmaya teknolojinin kullanıma sunduğu birçok iletişim tekniğini benimseyen departmanların başında geliyor. Bugün işe alımlarda dijitalleşmenin etkilerini net bir biçimde gözlemleyebiliyoruz. Geleceğin İK’sını şekillendireceği düşünülen işe alım trendleri konuşulurken; yapay zekâ, sanal gerçeklik, veri, mobil, oyunlaştırma, sosyal medya gibi spesifik terimler dikkat çekiyor.

Yapay zekâ
Yapay zekânın (AI) hayatımızdaki gücü ve anlamı her geçen gün daha somutlaşmakta, İK açısından ana akım bir teknolojiye dönüşmesi uzak görünmüyor. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi, işe başvuran adaylarla ilgili gerçek zamanlı veri yığınlarını sürekli alarak, öğrenerek ve analiz ederek insan kaynakları çalışanlarının önemli bir yardımcısına dönüşebilir. Kendini tekrarlayan rutin işleri otomatikleştirmesi açısından da AI vazgeçilmez. Chatbot’lar ise özellikle mülakat süreçlerinin gözde “çalışanları” olarak benimsenecek gibi görünüyor. Bu tür chatbot’lara Job Pal’ı örnek gösterebiliriz. Yapay zekânın İK’ya bir diğer katkısı da, içerik üretiminde ortaya çıkıyor. E-postalara yanıt vermek, iş ilanı metinleri yazmak gibi görevlerde AI gün geçtikçe daha becerikli hale geleceğe benziyor.

Sanal gerçeklik
Sanal gerçeklik (VR) de dijital çağda işe alımları dönüştüren en önemli teknolojilerden bir diğeri olacak. Adayların eskiye kıyasla çok daha “değerli” olduğu bazı iş kollarında VR, mülakatlarda CX (candidate experience – aday deneyimi) odaklı bir iletişimi destekleyebilir. İşverenler VR teknolojisi sayesinde adaylara ofislerinde sanal olarak gezinme olanağı verebilir, bu ofis okyanus aşırı bir ülkede olsa bile! Adaylara inanılmaz derecede detaylı ve holografik bir deneyim yaşatabilecek bir ürün olan Microsoft’un HoloLens’i, İK 4.0 için uygun bir örnek.

Veri
Verinin değeri artık herkes tarafından biliniyor. Verinin efektif kullanımı, çalışanların performansını olduğu kadar yeni adayların işe uygunluğunu anlamak açısından da yarar sağlıyor. Verinin işe alımlar açısından önemini gösteren bir örnek olarak Google’ın yaptıklarına bakabiliriz. Teknoloji devi firma, geriye dönük bir araştırmayla binlerce eski mülakattan elde edilen veriyi analiz etti ve kendi işe alım süreçlerini buna göre elden geçirdi. Güçlü bir Google çalışan adayının özellikleri belirlenirken, yeni tasarım bu özelliklere en uygun adaylar tedarik edilecek şekilde yapıldı. Verinin etkin kullanımıyla adayların verileri çok daha “akıllıca” kullanılabilecek, istihdam süresi, istihdam ücreti gibi metrikler de işin içine girecek.

Mobil
Verinin yükselişiyle birlikte mobilin çok önemli bir işe alım aracı haline gelmesi sürpriz olmayacaktır. Öte yandan, hem verinin çekilebildiği bir kaynak hem de iş başvurularının favori kanalı olmasına rağmen mobil, günümüzde yeteri kadar işveren tarafından değerlendirilmiyor. LinkedIn’in paylaştığı verilere göre, işverenlerin sadece yüzde 13’ü mobil işe alım teknolojileri için yatırım yapıyor. Mobilin İK açısından önemi henüz tamamen anlaşılabilmiş değil. Oysaki iş olanaklarına bakmak isteyen aktif adayların yüzde 72’si şirketlerin web sitelerini mobilden görüntülüyor ve adayların yüzde 45’i mobil bir aygıttan iş başvurusu yapıyor. Bu rakamlar, İK süreçlerinin daha mobil uyumlu hale getirilmesi gerektiğini, mobilin hala gelişime ihtiyaç duyan bir alan olduğunu gösteriyor.

Oyunlaştırma
İşe alım süreçlerinde psikometrik testler standart bir uygulama. Ancak dijital çağda olduğumuza göre, adaylar tarafından pek de sevilmeyen bu testleri cazip hale getirmek oyunlaştırma ile mümkün oluyor. Elbette sadece psikometrik testler için değil, iş başvurusunun ve mülakatın farklı aşamaları için de oyunlaştırma teknolojinin bize sunduğu nimetlerden. Adaylar oyun oynayarak hem rekabet ediyor hem yeteneklerini ve karakterlerini ortaya koyma şansı elde ediyor hem de eğleniyor. Oyunlaştırma sayesinde spesifik bir iş kriterini karşılayacak adaylara ulaşmak, başka bir deyişle hedefleme yapmak da mümkün oluyor. Marriott Hotel zinciri ve Fransız posta şirketi Formapost, oyunlaştırmayı, iş ortamının simülasyonu için kullanan iki marka. Türkiye’de ise Yapı Kredi Bankası, bilişim teknolojileri alanındaki işe alım sürecini Yapı Kredi Challenge ile oyunlaştırdı.

Sosyal medya ve Twitter örneği
Sosyal medya bütün sektörlerde olduğu gibi İK alanında da büyük role sahip. İşverenler günümüzde en iyi adayları bulmak için sosyal medyaya başvurmaktan geri durmadığı gibi, adayları profesyonel sosyal ağlardaki varlıkları üzerinden de değerlendiriyor. Sosyal medya ayrıca yeteneğin de test edilebildiği bir er meydanı. İş yaşamının en aktif nesli olan Y kuşağı da, sosyal medya aracılığıyla işe alıma yaklaşan şirketleri geleneksel yöntemlere tercih ediyor. Twitter İngitere’den gelen veriler, bilinçli Y kuşağının potansiyel işverenlere doğrudan Twitter üzerinden ulaştığını gösteriyor. #Jobs (#işler) etiketi, geçen yıl İngiltere’deki en popüler UK hashtag’lerinden biri olurken Ağustos 2017’den bu yana 3,3 milyon kez kullanıldı. Ankete katılanların yüzde 44’ü, CV yazmaktan ziyade iş başvurusunda bulunmak için Twitter’ı kullanmaktan yana olduğunu söyledi. Twitter, sosyal medyanın işe alımlardaki kullanımına örnek teşkil edecek bir ilke imza atıyor. Twitter İngiltere, Londra merkezinde beş kişiye özel bir iş deneyimi fırsatı sunacağını ve bu pozisyona başvuruyu sadece Twitter üzerinden tek bir tweet ile kabul ettiğini açıkladı. Başarılı adaylara Twitter İngiltere’deki çeşitli departmanları kapsayan bir gün geçirme olanağı sunan bu fırsattan faydalanmak isteyenlerin 15 Ekim’e kadar #OneTweetCV etiketini kullanarak @TwitterUK’a tweet atmaları gerekiyordu.