Skip to main content

Start-up’larda başarı ile başarısızlık arasındaki mesafe çok kısa. Ortalık “neredeyse” olan şirketlerle dolu…

Almost’un Türkçe karşılığı ‘hemen hemen’, ‘neredeyse’ dir. Aslında bir start-up kurucusu ya da organizasyonu için bayağı acı veren bir kelime. Almost 12 aylık bir start-up yolculuğunun öyküsü; enerji alanında çalışan bir şirketin Apple tarafından satın alınmak üzereyken strateji, organizasyonel uyum ve liderlik problemleri yüzünden kapanmasını anlatıyor. Oralardan buralara gelen hikâyeler genelde Apple, Facebook, Stripe, Square ve Snapchat vb. gibiyken bu firmalara giden yollarda ‘Almost’ tarzı başarısızlıklardan gelen öğrenimler aslında çok belirleyici oluyor. Almost’un yazarı şirketin bu yolculuğunda şirketle olan Hap Klopp. Kendisi aynı zamanda The North Face firmasının ve markasının kurucusu. Bu açıdan gözlemlerinde önemli bir deneyim seviyesi var.

Teknik insanlarla işin business (iş) tarafını yöneten insanlar arasındaki uyumsuzluk ilk günlerde çözülmezse özellikle start-up’ların ilk zamanları gibi süreçlere çok odaklanılamayan zamanlarda problemler şirketin hacmiyle beraber ölçekleniyor. Bu uyumu sağlamanın önemli bir yolu ise şirketin stratejisine çok önceden kafa yorabilmek, stratejiyi belgelendirmek, tüm organizasyona ilan edip stratejiyi plana çevirebilmek. “Bu şirket nereye gidiyor” sorusunu yara bandı şeklinde cevaplamaktansa en başından en azından şirket liderlerini bu sorunun cevabının bir parçası haline getirebilmek gerekiyor.

Liderlik tarafında ise özellikle çok tecrübeli olmayan liderlerde sorunlar derinleştikçe organizasyonlarına uzaklaşma, daha az paylaşma, hatta bazı gerçekleri saklama gibi problemler ortaya çıkıyor. Özellikle morali yüksek tutma adına paylaşılan veya paylaşılmayan bazı bilgiler tersine belirsizliği artırıp iş modeline ve şirkete olan güvende erozyona yol açıyor.

Tabii ki, nakit yönetimi çok önemli. ‘Almost’ta anlatılan start-up’ın yaşadığı en önemli problemlerden birisi de nakdi doğru yönetemedikleri için şirketin fonlanmasında panik hareketler yapmaları. Bu da, yine şirketin stratejisine getiriyor konuyu. Herkesin etrafında heyecan duyduğu bir stratejinin potansiyel ve mevcut yatırımcılara ifade edilebilmesi, strateji veya taktik değişikliklerinin de sebepleriyle ifade edilebilmesi çok kritik.

Altını çizdiklerim:
-“Bizim için en büyük tehlike çok yükseği hedefleyip kaçırmak değil, çok düşüğü hedefleyip başarılı olmamız.” (Michelangelo)

-Start-up’ların değişmez kuralı: “Her zaman düşündüğünüzün iki katı sürecek ve üç katına mal olacak.”

-Bir iş kurarken bilinmesi gereken ana dersler.

-Ticarî tarafı düşünülmeden yapılan inovasyon ölü doğmuş bir şirket yaratır.

-Paranız bitince, kötü kararlar verirsiniz.

-Bir şirkette birçok kültür olmaz.

-“Çabuk zengin ol” bir strateji değildir.