Skip to main content

10 Eylül Salı günü, merakla beklenen Apple etkinliğinde tüm sorular yanıtlarını buldu. IdeaField BV Yönetici Ortağı Ergi Şener, etkinliğe dair görüşlerini paylaştı.

Apple’ın her Eylül ayında gerçekleştirdiği ve son iPhone, iPad ve Apple Watch modelleri ile birlikte birçok yeni özelliği tanıttığı etkinlik, bu sene 10 Eylül’de gerçekleşti. Tam anlamıyla teknoloji dünyasının kalbinin attığı etkinlikte, yeni ürünlerin beklentiyi karşılayıp karşılamadığı soru işareti. Ancak bu etkinlikte tanıtılan ürünlerin teknoloji dünyasına hareket getireceğini ve kullanıcılar nezdinde de merak ve istek uyandıracağını tahmin etmek güç değil.

Benim favorim 5. Nesil Apple Watch

Mayıs ayında, Silikon Vadisi ziyaretim sırasında, uzun süredir Apple HQ’da çalışan, üniversiteden bir arkadaşım ile görüşme imkanım oldu. Bu görüşmede, “5 sene sonra Apple nerede olacak?” diye sorduğumda, aldığım cevapla şaşkınlık yaşamıştım: “5 sene sonra, Apple bu denli önde gelen bir marka olmayabilir! Beklenen inovasyonlar gerçekleşmiyor…” Bu yorumu, Apple’ın R&D’sinde çalışan, içeriden birinin söylemesi oldukça ilginçti, ancak benim düşüncelerim ile örtüşüyordu (Takip edenler hatırlayacaktır, özellikle son Apple event’lerini ciddi biçimde eleştirmekteyim, kullanıcı olarak da memnuniyetsiz olduğum pek çok uygulama var, sanırım pek çok Apple kullanıcısı gibi…)

Bu etkinlik Apple’ın, Steve Jobs’un oluşturduğu inovasyon ve tasarım odaklı kültürün de yavaş yavaş yok olmaya başladığını göstermesi açısından da oldukça kritik. Yeni iPhone’ları en basit tanımıyla, “tasarım olarak zayıf, ancak donanım olarak güçlü” olarak nitelendirmek mümkün…

Steve Jobs sonrası Apple’ın inovasyon liderliği, arzu objesi olma, şaşkınlık ve hayranlık yaratma vizyonlarının ciddi anlamda düşüşte olmasının yanında, bence asıl sorun bu düşüşün standartlaşması. Yeni ürünler ilk etapta bir hareket getirecek olsa da uzun vadede, Apple; ürünlerinin yeni versiyonlarını belirli periyotlarda tanıtan ve radikal ya da “disruptive” (yıkıcı) inovasyondan ziyade, üründe, özellik bazında küçük inovasyonlar gerçekleştiren bir üreticiye dönüştüğü izlenimi veriyor. Öte yandan, etkinlikte kullanılan videolar da oldukça sönük ve heyecan uyandırmaktan uzaktı. Yeni ürün geliştirme ve tanıtma anlamında Tim Cook ve ekibinin ciddi problemleri bulunduğu tekrar gün yüzüne çıktı.

Bununla birlikte, her ne kadar, gecenin yıldızının yeni iPhone Pro’lar olacağı düşünülse de, benim favorim, pek çok eksiklerin giderildiği ve tasarım odağında geliştirmelerle öne çıkan Apple Watch oldu. iPhone’un baskın tasarım ve lider özelliği bayrağını Apple Watch alıyor gibi duruyor. Gelelim, 10 Eylül Apple etkinliğinde öne çıkan diğer başlıklara:

Yeni iPhone’lar yine satış rekoru kırar

Güzel özellikler yok mu; var, ancak gerçekten “disruptive” diyebileceğimiz, çarpıcı etki yaratacak pek bir özellik yok… Ancak diğer üreticilerde bu gerileme sürecinde hamle yapacak  gibi görülmüyor, yani yeni iPhone’ların yine satış rekoru kırması oldukça büyük bir olasılık…

iPhone 11 Pro’ların (iPhone’un ilk “pro” olarak adlandırılan cihazı olduğu belirtildi) 3 kamera ve 2 modeli bulunurken, iPhone 11, 6 farklı renk seçeneği ile 2 kamera ile gelmekte. Özellikle iPhone 11 Pro’ların 3 kameralı tasarımı pek çok kullanıcı tarafından traş makinesi modeline ya da elektrikli ocağa benzetilmesi ile ti’ye alındı.

Öte yandan, iPhone Pro’larda öne çıkan özellikler dayanıklık (hem sert yüzeylere, hem de suya), gece resim çekme özelliği, slow-motion selfie video opsiyonu, gelişmiş kamera, daha hızlı FaceID ve daha uzun pil ömrü. Ancak, bir kullanıcı olarak, kamera ve pil ömrünün hala gelişime oldukça açık olduğunu düşünmekteyim. Pil ömrü uzasa da yeni gelen diğer özellikler ve donanımdaki güçlendirme ile birlikte, her yeni lansman sonrası bu iyileştirmeyi yeterince gözlemleyememekteyiz. Kamera yetenekleri, yeni iPhonePro’ların “killer app”ı (vurucu uygulaması), ancak kaç iPhone’dur devasa billboard’larda “bu resim iPhone’la çekildi” yazısını gördüğümü unuttum, ancak ben bir kullanıcı olarak bu resimleri bir türlü çekemiyorum… Bunun yanında, iPhonePro’ların kutusundan çıkan hızlı şarj ise, uzun süredir beklenen bir özelliğin hayata geçmesi.

Kamera özelliklerinde “machine learning”e (makine öğrenmesine) oldukça atıfta bulunulmasına rağmen, bence kamerada “deep learning”e (derin öğrenme) geçilmesi gerekli, yani kamera teknolojilerinde hala daha çok gidecek yer var.

Yeni iPhone 11 Pro’lar da bir önceki modelde olduğu gibi nanoSIM ve eSIM opsiyonu ile geliyor. eSIM, iPhone’un öncü olduğu, fiziksel bir SIM kart ihtiyacı olmaksızın, telefonun şebekeye bağlanmasını ve operatör seçmesini sağlayan yenilikçi bir yaklaşım, ancak Türkiye’de henüz regulasyonun hazır olmaması nedeniyle, eSIM kullanılamıyor. Bir sonraki iPhone’ların ise tamamen eSIM özelliği ile gelmesi bekleniyor.

Apple Watch gelişmeye devam ediyor

Belirttiğim üzere, benim bu etkinlikteki favorim yeni Apple Wach oldu. Şu ana kadarki en şık Apple Watch olan Watch5, aynı zamanda sürekli açık ekran ve pusula özellikleri ile geliyor.

Yeni Apple Watch videosunda kullanılan “bu saat zamanı gösteriyor, pek çok farklı uygulama ile birlikte…” mottosu ile belirtilen  ve öne çıkan özellikler şunlar: Tüm gün pil ömrü, sağlık uygulamaları (kalp krizini tahmin, gürültü seviyesi uyarısı ve kadın sağlığına yönelik gelişmeler), IoT uygulamalarını kontrol etme (evin kapısını açma, ışıkları açık kapama, etc) ve NFC uygulamaları (temassız mobil ödeme ve toplu taşıma bilet uygulamaları)

Etkinlikte tanıtılan ürün ve uygulamalar arasında, Apple TV+’ın aylık 4,99 USD’lik oldukça rekabetçi fiyatı ve yeni iPad’in daha iyi klavye ve kalem entegrasyonu ile gelmesi dikkat çekiyor. Yeni iPad ile hedeflenen dizüstü bilgisayar kullanımını iPad ile değiştirme, ancak bu konuda da beklenti şimdiye kadar tam olarak karşılanmış değil…

Bununla birlikte, bu etkinlikte lanse edilmesi beklenen Apple kablosuz şarj, yeni AirPods ve Home Pod hakkında herhangi bir gelişme olmaması da hayal kırıklığına yol açtı. Ben özellikle AirPods lara yönelik bir yenilik bekliyordum…

Bu etkinlikte tanıtılan yeni özellikleri, sadece teknik özellikler odağında anlatıldığı üzere yorumlamamak gerekiyor. Steve Jobs’un noktaları birleştirmek vizyonunu akılda tutup, her bir yeniğin ileride çok farklı uygulamalar için tamamlayıcı bileşenler olacağının farkında olup; bu yeniliklerin yeni trendler ile harmonisini düşünerek, fırsatları gözlemlemek ve uygulamaya çalışmak bambaşka açılımlar getirecektir.

Ergi Şener
IdeaField BV, Yönetici Ortak