Yüksek performanslı oyuncu mouse’u: Corsair Dark Core RGB Pro SE [İnceleme]

Kablosuz oyuncu farelerine karşı olan ön yargımı keskin bir bıçak gibi kesip atan, kablolu mu kablosuz mu olduğunu kullanırken hiç fark etmediğim, şimdiye kadar deneyimlediğim açık ara en iyi kablosuz oyun mouse’u oldu Corsair Dark Core RGB Pro SE.

Penta Teknoloji distribütörlüğünde Türkiye’de satışa sunulan Corsair Dark Core RGB de, bir önceki versiyonu gibi 3 farklı bağlantı/kullanım moduyla geliyor. Dilerseniz uzun menziliyle bile sub-1 ms’lik kablosuz hız imkanı sunabilen‎ Slipstream Corsair Kablosuz Teknolojisi’ni, dilerseniz diğer cihazlarla uyumluluk için nispeten daha düşük gecikmeye sahip Bluetooth teknolojisini, dilerseniz de oynarken şarj da edebilmenize olanak sağlayan USB teknolojisini kullanabilirsiniz. Bu 3 tercih bile Corsair Dark Core RGB Pro SE’yi diğer mouse’lara göre kafadan 1-0 önde başlattı.

Tasarım

Dark Core RGB Pro’nun tasarımında güzel bir denge oluşturulmuş. Dengeden kastım, mouse’un boyutu ve o boyuta göre yerleştirilen düğme ve diğer fonksiyonların konumu. Ben bu dengeyi inanılmaz başarılı buldum. Mouse üzerindeki 8 düğmeyi tamamen programlayabilirsiniz. Yani oynadığınız herhangi bir oyunda, düğmelerin işlevlerini kendinize avantaj sağlayacağını düşündüğünüz şekilde modifiye edebilirsiniz. Sağ ve sol tarafa dahil edilen, parmaklarınızı yerleştirebileceğiniz tutma yerleri ile Mouse’u rahatlıkla kavrayabiliyorsunuz. Ben özellikle avuç içi ve başparmak dayanaklarındaki dokuyu çok sevdim. Dark Core RGB Pro’daki, ayrı ayrı adreslenebilir dört RGB LED’li entegre ışık çubuğu dahil dokuz bölgeli dinamik RGB arka aydınlatması özellikle mouse’u kullandığımız zamanlarda inanılmaz güzel bir görüntü veriyor. Tasarımla ilgili şöyle bir şey söyleyeyim, mouse’u denerken özellikle CS:GO, Valorant gibi FPS oyunlarıyla birlikte LOL gibi MOBA’ları da denedim. 4-5 saatlik oyun periyotları sonunda fark ettim ki, bazı mouse’larda yaşadığım yorulma hissini Dark Core RGB Pro’yu kullanırken hissetmedim. Düğmelere erişimdeki kolaylık da özellikle LOL’de bana ciddi bir üstünlük sağladı. Bunu gerçekten hissedebiliyorsunuz. Mouse’un altına baktığımızda da, Dark Core RGB Pro’nun tam ortasında PixArt ile birlikte geliştirilen 18.000 DPI’lık PAW3392 optik sensörle donatıldığını görüyoruz. Bu sensör, kablosuz modda daha iyi pil ömrü için son derece düşük güç tüketimi için özel olarak optimize edilmiş. Hyper-Polling Teknolojisi sayesinde bilgisayarınızla standart oyun farelerinin iki katı hızı olan 2.000 Hz’e kadar çıkıyor.

Performans

Tasarımda bahsettiğim özelliklerin faydalarını, mouse’un performansında tam randımanlı görebiliyoruz. Dark Core RGB Pro, özellikle FPS, MOBA ve RTS tipi oyunlarda üst düzey bir performans sergiliyor. Tuşların tıklanma performanslarına bakacak olursak, sol ve sağdaki ana tuşlarımızın tık hissiyatı sert ve hissedilir düzeyde. Vuruş hissiyatını, kontrolün sizin elinizde olduğunu hissettiriyor. Tık ömrü de aşağı yukarı 50 milyon civarı. Oldukça uzun ömürlü bir mouse olduğunu söyleyelim. Kişiselleştirdiğimiz DPI kullanımı da oyundan oyuna geçerken bize ekstra fayda sağlıyor. Örneğin, CS:GO’da kullandığım ayarı LOL’de kullanmaya devam edersem maksimum fayda sağlayamam; ama bununla birlikte her oyun için düzenlediğim ayarlar arasında hızlıca geçiş yapabiliyor olmak beni her oyunda avantajlı hale getirdi. Bu da zaten, bir oyun mouse’undan beklediğim en büyük şey olabilir. Dark Core RGB Pro’da kullanılan bataryanın kapasitesi 1000 mAh. Bu da size 50 saate kadar şarj etmeden bir oyun deneyimi sunuyor. Böylesine ışıklı, özellikli bir Mouse’un şarj etmeden 50 saate kadar oyun deneyimi sunması inanılmaz. Tabii ki aydınlatma ayarları, bu süreyi etkileyen unsurlardan. Ben, full performansla bile ortalama 20 saate kadar kullandım. Dark Core RGB Pro’yu dilerseniz Usb-c ile şarj edebilir, dilerseniz de takım arkadaşı olan CORSAIR MM1000 mouse pad gibi herhangi bir Qi uyumlu şarj cihazıyla kablosuz olarak şarj edebilirsiniz.

Özetlemek gerekirse, Corsair Dark Core RGB benim uzun zamandır kullanımından en fazla keyif aldığım Mouse oldu. Gerek saydığım özellikler, gerekse oyun oynarken yaşattığı his bir oyuncu mouse’undan beklediğim her şeye sahip. Olumsuz özellikleri yok mu derseniz, benim kullanıcı deneyimime göre yok ama kişisel zevklere göre değişebilecek durumlar illa ki olacaktır. Dokusunu sevemeyebilirsiniz ya da tutuş stili size göre olmayabilir. Ama bunlar tamamen kullanıcıdan kullanıcıya değişen tercihler olduğu için ne kadar olumsuz sayabiliriz tartışılabilir. Fiyat konusu da, ülkemizde malum döviz kurundan dolayı diğer alternatiflerine göre bir tık fazla görünebilir ama fiyat/performans durumuna baktığımızda oldukça uygun diyebilirim.