Neredeyse iki yıldır YouTube yayın platformunun yükselişinden ve etkisinden bahseden yazılar yazıyorum. ABD ve Avrupa bu konuda bizden çok az ilerideler. İçerik sayısı, üreticisi, kalitesi ve izlenirliği konusunda hiç fena değiliz. Biz biraz kolaya kaçan içeriklere fazlaca takılmış durumdayız, o kadar. Bu bir tehlike tabii ki. Uzun süre burada takılı kalırsak TV’lerde olan durum YouTube’u da kirletecek. Konuyu biraz daha açmak gerekirse, küfürlü, sonu bir yere varmayan saçmalık içeren ya da iddia videoları ile küçük yaşta ki çocukları etkilemekten bahsediyorum. Türkiye’de ağırlıklı olarak yüksek izlemelerin yapıldığı videolar bunlar. Ne zaman ki, daha kaliteli içerikler yüksek izlenmelere ulaşır, o zaman bu mecra Türkiye’de çok etkili olur.
Geçen ay bir iş için New York’a gittim. Gördüğüm bir manzara beni gerçekten çok etkiledi. Fotoğraflarını gördüğünüz reklamlar New York’un en işlek, belli ki en kıymetli noktalarında gördüğüm bu reklamları bir YouTuber vermiş. Düşünün siz işin malî boyutlarını. Bu bir reklam kampanyasıysa belki TV’de, dergilerde, gazetelerde de olabilir ki muhtemelen her yerde vardı.
Lilly Singh’ın YouTube kanalı en son baktığımda 9 milyon abonesi olan, ortalama her koyduğu videonun 1 milyon 500 bin izlendiği düşünülecek olursa bir kişinin mecra konumuna gelmesi, hatta reklamveren pozisyonunda olması çok önemli bir işaret.
Cem Yılmaz YouTube’un şifrelerini çözmüş gibi görünüyor
Geçen ay sonlarına doğru Cem Yılmaz’ın YouTube kanalına gösterilerinin haricinde YouTube’a özel videolar yüklemeye başlaması çok önemli bir ayrıntı bence. Ben yazımı yazdığım sırada bu troll video serisinin altından ne çıktığı henüz belli değildi. Mecrayı çok doğru ve etkili kullandığı kesin. Cem Yılmaz yine farkını ortaya koydu. Pek çok ajanstan daha iyi bir iş çıkarttığını düşünüyorum. Bu işin devamını da bir YouTuber olarak çok merak ediyorum. Ne olursa olsun, şimdiden tebrikler! İlk videosunu yayımlayan bir YouTuber olarak Cem Yılmaz YouTube’un şifrelerini çözmüş görünüyor.
Gelelim asıl konumuza. Dijital dünyanın ünlüleri TV reklamlarında oynarsa amaca ulaşılabilir mi? Bence çok az bir ihtimal. Nedenine gelince, YouTuber’ın ünlü olduğu yer internet. İnternette onu tanıyanlar genellikle TV seyretmiyor. TV’de bir YouTuber’ı görüp ondan etkilencek ve ürün alabilecek çok insan olduğunu düşünmüyorum. TV izleyicisi için o YouTuber sıradan bir oyuncudan öteye gitmeyecektir. Bu aslında YouTuber’a da uzun vadede zarar verebilir. Tabii, bu YouTuber’ın kendi vereceği bir karar. Neticede bütçeli bir iştir, karışılmaz. Ben her zaman şunun için endişeleniyorum sadece; dijital dünyada yapılan başarısız projeler bu mecraya olan güveni sarsıyor. Yeni yeni oturmaya başlayan bir sistem olduğu için çok kırılgan ve bence riskler taşıyor. Gazeteciliğimin yanı sıra YouTuber olmam bu konudaki hassasiyetimi de biraz artırıyor olabilir. Ben en çok istediğim şey bilindiği üzere bu mecranın geleceğin mecrası olduğu gerçeğini herkesin kabul etmesi ve bu alanda içerik üreticilerini ciddiye alması. Hatta, yeri gelmişken geçen ay yaptığım bir şeyi de sizlerle paylaşayım. Asus Zenfone lansmanı için Tayvan’ın başkenti Taipei’ye gitmiştim. Uluslararası bir lansman olduğu için önceden akredite olmak gerekiyordu. Firma, “Yaka kartınıza ne yazalım,” dediğinde ‘YouTuber’ yazılmasını istedim. İlk başta biraz garipsemiş olsalar da yazdılar. Basın lansmanına gittiğimizde herkes yaka kartıma bakıyordu. Dünyada çok var mıdır bilemiyorum ama ilklerden olduğu kesin. Kendimce ve diğer YouTuber arkadaşlarım için çok önemli bir şeyi başardığımı düşünüyorum. Küçük bir ayrıntı gibi görünebilir ama YouTube’u ve YouTube kanalımı bir mecra olarak üst düzey bir organizasyona kabul ettirmiş oldum. Bundan sonra da bu şekilde yapmayı düşünüyorum. Tabii ki özellikle gazete, dergi için gidiyorsam onların adını kullanmaya devam edeceğim ama yanına -YouTuber ekletebilirim. Her şeyin ilki çok zordur. Ben bu anlamda arkamızdan gelecek arkadaşlara bir yol açtığımı düşünüyorum. Mutlaka faydasını göreceklerdir.
Bir YouTuber neden reklam verir?
Tekrar konuya dönelim. Yazımın başında anlattığım hikâyede çok farklı ve doğru bir durum var. Dijital yayıncılık evre evre gelişiyor. ABD evrelerin ilk tamamlandığı ülke. Görülen o ki orta vadede Türkiye’de de bizler konvansiyonel mecralara reklam verebilecek güçlere erişeceğiz. Tabii burada YouTube Türkiye reklam paylaşımı konusunda biraz daha cömertleşirse. YouTuber neden sokaklara, TV’ye, gazeteye reklam verir? Cevabı çok basit aslında. Dijital dünyada erişebileceği maksimum kitleye eriştiğini düşünür ve parasıda varsa, ulaşamadığı yaşça daha büyük, dijital dünyaya biraz yabancı kalmış kitlelere ulaşmak için kullanabileceği tek mecra klasik olanlar olduğu için. Neymiş bu diyerek gelecek potansiyel aboneler onun büyümesinde büyük rol oynayabilir. Yani özetle sistem tersine daha doğru çalışacaktır.
Son olarak her mesleğin bir birliği var. Biz YouTuber’larında bir meslek birliği olması gerektiğini düşünüyorum. Şimdilik kafamda bir şeyler geliştirmeye, modellemeye başladım. Yakında bunun içinde gerekli adımları atmaya başlayacağım. İşin içinde para varsa, tatsızlık da yakında çıkacak çünkü. Böyle günlerde bizlerin de güçlü bir şekilde bir arada olması gerektiğini düşünüyorum.
Yaz başladı, aman kendinize dikkat edin. “Sıcakları bu yaz fena olacak” diyorlar ki, Haziran’da bunu hissetmeye fazlasıyla başladık. Güzel bir ay geçirmeniz dileğiyle.
Tekno Safari – Timur Akkurt
Yorumlar