Skip to main content

İklim değişikliğiyle mücadele ve artan çevre duyarlılığı rüzgar enerjisi teknolojisini hızla geliştirdi. Rüzgar artık dünya elektrik talebinin yüzde 4’ünü karşılıyor.

Bazen serinleten bazen de bezdiren rüzgarların elektrik üretiminde kullanılması 1887 yılına kadar uzanıyor. İskoçya ve ABD’de uzun yıllar çalışmış örnekler var. 1897 yılında Danimarka’da çalışmaya başlayan ilk modern rüzgar türbini ise çıtayı yükseltti. Bugünkü dev pervanelerin yanında “fırıldak” gibi kalsa da, elektrik üretimini çevreye daha az zarar vererek yapma adına çok önemli bir adım atıldı.

Dünyada elektriğin yüzde 4’ü rüzgardan
Rüzgar enerjisinin hızlı gelişimi ise 1990’lı yıllarda başladı. Maliyetlerin düşmesi, iklim değişikliğiyle birlikte düşük karbonlu teknolojilerin ön plana çıkması rüzgar enerjisini, güneşle birlikte en hızlı büyüyen yeşil teknolojilerden biri yaptı. Bugün dünya elektrik üretiminin yüzde 4’ü rüzgar türbinlerinden karşılanıyor. Rüzgar santrallarının sayısı ve büyüklükleri her geçen gün artıyor. Pazar da aynı hızla büyüyor, 2017’de rüzgâr enerjisi sektörüne 107 milyar dolarlık yatırım yapıldı.

Dünyanın çalışan en büyük rüzgâr türbini Vestas firması tarafından üretildi. 8,8 megavatlık dev rüzgâr türbini İskoçya’nın Aberdeen kenti açıklarında elektrik üretiyor. Bozcaadra’da 17 türbinden oluşan rüzgâr santralının toplam kapasitesine denk bir türbinden bahsediyoruz. Bu da, bize rüzgâr enerjisi teknolojisinin ne kadar hızlı geliştiğini gösteriyor. 1982 yılında Avrupa’da üretilen modern rüzgâr türbinlerinin kurulu gücü sadece 22 kilovattı. Bugün 8 megavattan yani 8 bin kilovat kurulu güce sahip, binlerce evin elektriğini tek başına karşılayabilen bir teknolojiye sahibiz.

En büyük türbin yolda
Yakın zamanda daha büyük türbinler de göreceğiz. General Electric, 12 megavat gücünde yeni bir türbin üzerinde çalışıyor. Yüksekliği 260, tek bir kanadının uzunluğu da 107 metre olacak. Türkiye’nin en büyük futbol mabedi Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nun saha uzunluğundan (105 metre) daha büyük bir kanat. Türbinler dönmeye başladığında sadece sahayı değil tüm stadı kapsayacak dev bir yel değirmeninden bahsediyoruz. Açık denize kurulması beklenen bu “rüzgâr gülü” çalıştığında her yıl 160 bin evin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek.


Türkiye’de elektriğin yüzde 6’sı rüzgârdan
Avrupa’da rüzgâr kurulu gücü 2017 sonunda 168 bin megavata (Türkiye’nin rüzgâr kurulu gücü 7 bin megavat yaklaşıyor) ulaştı. 2005 yılına göre 4 kat büyüdü. Rüzgâr yatırımlarının Çin, ABD ve Avrupa pazarlarıyla sınırlı kalmadığını da belirtelim. 2017 yılında en çok rüzgâr santralı kuran 10 ülke arasında Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye de vardı. Türkiye, 2017 yılında elektrik üretiminin yüzde 6,1’ini rüzgârdan sağladı.

Rüzgâr enerjisinin bu kadar hızlı büyümesinin ardında yatan birkaç temel neden var. İklim değişikliğiyle mücadelede karbon emisyonu az olan kaynakların öne çıkması, tüm dünyada bir milyon 148 bin kişiye istihdam sağlaması, yakıt sorunu olmaması nedeniyle dışa bağımlılığı azaltması ve düşen maliyetler. Türkiye’de geçen yıl rüzgâr enerjisi için yapılan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinde, kazanan firmanın üreteceği elektriği kilovatsaat (kWs) başına 3,48 dolar sentten satmayı kabul ettiğini hatırlatalım. Aynı yıl yapılan kömür santralı ihalesinde kazanan teklif kWs başına 6,04; Akkuyu Nükleer Santralı içinse 2010 yılında yapılan anlaşmada verilen alım garantisi yine kWs başına 12,35 dolar sentti.

Özgür Gürbüz, Gazeteci