Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki girişimlere odaklanarak, tüm yazılım, donanım ve hizmet teknolojilerine yönelik hızlandırma programlarının yanı sıra stratejik iş ortaklarıyla birlikte sektör odaklı girişim geliştirme programları da hayata geçiren StartersHub girişimci kültürüne dair en fazla sözü olan organizasyonların başında geliyor. StartersHub Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dorman Türkiye’deki girişimci ve yatırımcı kültürünü konuştuk.
StartersHub’daki deneyim ve gözlemlerinizden yola çıkarsak son dönemde Türkiye’de teknoloji girişimcileri hangi alanlara daha fazla ilgi gösteriyor?
Tüm dünyada hızla yükselen büyük veri, yapay zeka, makina öğrenmesi ve derin öğrenme gibi teknolojiler Türkiye’deki girişimcilerin rağbet gösterdiği alanlar arasında göze çarpıyor. Öte yandan e-ticaret, kolay ödeme sistemleri ve blockchain alanlarında da girişimler görmeye devam ediyoruz. Ancak burada şöyle bir uyarıda bulunmak isterim: tanıştığımız bazı girişimciler büyük veri ve yapay zeka gibi moda sözcükleri girişimlerini anlatırken çok kolaylıkla kullanırken, biraz sorguladığınızda teknolojilerinin bunları gerçekten içermediğini anlıyorsunuz. Vizyonlarının parçası olsa da gerçek anlamda işlerinin parçası olmadan kendilerini bu şekilde tanıtmaları genel inanırlılıklarını etkiliyor.
Teknoloji muazzam bir hızla gelişiyor. StartersHub’ın kurulduğu dönemle şu dönemi kıyaslarsak girişimcilerin gelişen teknolojiye adaptasyonu nasıl oluyor?
Yatırımcısı olduğumuz startup’lar üzerinden örnek vermek gerekirse, Türkiye’deki pek çok girişimci dünyadaki dijital dönüşümü yakından takip ediyor ve yeni teknolojilere hızlı adapte olabiliyor. Dünyayı değiştiren yıkıcı teknolojiler, bugün dört yıl öncesine oranla çok daha hızlı gelişiyor; bu gelişmeleri sürekli olarak mercek altında tutmak gerekiyor.
Türkiye girişimcilik kültüründe temel eksikler ve sorunlar neler?
Bence Türkiye’nin en büyük eksiklerinden biri büyük kurumların startup’lar ile çalışma kültürünün henüz gelişmemiş olması. Girişimcilerin daha fazla desteğe ihtiyacı var. Satın alma süreçlerinin sadeleşmesi, karar sürelerinin kısalması, ödeme vadelerinin startup’ı zora koşmayacak şekilde düzenlenmesi daha çok startup’ın fikir ve üründen hızla büyüyen ve sürdürülebilir bir ticari varlık haline gelmesinde çok kritik bir faktör.
İyi örnekler de var. Hem kurum içi hem de dışarıda geliştirilmiş yenilikçi fikirleri ve ürünleri kucaklayan, bunları cesaretlendiren programlar yapan kurumlar da var. Türkiye’nin önde gelen firmaları, özellikle son birkaç yıldır bu konuya verdikleri desteği artırdı. Yeni açılan kuluçka merkezleri, erken aşama yatırım ve hibeler, hackathon tarzı etkinlikler yeni girişimcilerin ortaya çıkmasına destek verdi. Ancak bu desteğin daha da artması gerekiyor.
Bu dönemde girişimcilik ekosisteminde yatırımcılar hangi alanlara yönelmeli sizce?
Aslında her alana yatırım yapılabilir. Teknoloji belirli bir alan ile sınırlı kalmıyor. Geniş ölçekli düşünmeliyiz. Bitcoin ile birlikte ortaya çıkan blockchain teknolojisinin şimdi devletler ve bankalar tarafından kullanıldığını görüyoruz. Yani hayalleri sınırlamamak gerekiyor. Fikrinize inanarak pes etmeden çalışırsanız her şeyi başarabilirsiniz. Girişimcilere de sık sık bunu öğütlüyoruz. Yapay zeka, makine öğrenmesi, UiPath örneğinde de gördüğümüz üzere robotik süreç otomasyonu; kısacası yıkıcı teknolojiler geleceği şekillendirmeye devam edecek.
Türkiye’de melek yatırımcılık ekonomik durgunluk döneminde ne kadar etkilendi? Melek yatırımcıların girişimlere ilgisini artırmak adına nasıl politikalar izlenmeli?
Bu dönemden herkes kadar elbette yatırımcılar da etkilendi. Ancak ekonominin güçlenmesine destek verecek en önemli şeylerden birinin kaliteli teknoloji üretmek, dünyanın her tarafında müşteri potansiyeli bulunan inovatif çözümler geliştirmek olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de yatırımlarımıza hız kesmeden devam etmeye çalışıyoruz. Girişimcisini desteklemeyen ülkelerin ekonomisi bundan negatif anlamda etkileniyor. Dolayısıyla yeni fikirlere açık olmaya, onları desteklemeye devam etmeliyiz. Melek yatırımcıların ilgisini artırmak için ise bizim de sık sık yaptığımız gibi ekosistemi bir araya getirecek etkinlikler düzenlenebilir. Melek yatırımcılara hali hazırda teşvikler var ancak bunların prosedürleri çok zaman alıyor, onayları uzun sürüyor; bu alanda sadeleşmeye gitmekte fayda olur.
Kadın girişimciliği sürekli gündemde ama her zaman potansiyelin çok altında. Kadın girişimcilerin daha fazla desteklenmesi adına sektör neyi nasıl yapmalı?
StartersHub olarak geçtiğimiz ay “Kadın Girişimciliği” konusunda yol gösterici bir etkinlik düzenledik. Kadınların girişimcilikte de gerçekten büyük başarı potansiyelleri var. StartersHub’ın unicorn olmaya aday girişimlerinden Zeplin bir kadın girişimi. Türkiye’nin en büyük e-ticaret girişimlerinden biri olan Trendyol; bir kadın girişimi. Vispera’nın ve Reeder’ın kurucuları kadın. Büyük başarılara imza atıyor, tüm kadınlara ilham oluyorlar. Kadınları desteklemenin en iyi yolu; seslerini duyurabilecekleri platformların sayısını artırmak. Bu platformlar devlet veya özel kurumlar aracılığıyla oluşturulabilir. Biz StartersHub olarak kadınların girişimcilik ekosistemine daha fazla dahil olması için çalışmaya devam ediyoruz. Kadınların gerçek potansiyellerini ortaya çıkarmayı başardığımızda ülke olarak ekonomide de çok daha iyi bir konumda olacağız.
Yorumlar