Türkiye’de yapay zekâ farkındalığını artırma ve ekosistemini geliştirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenlediği TRAI 2024 Çalıştayı kapsamında yapay zekâ gündemi, ekosistem iş birlikleri, Türkiye’nin yapay zekâ stratejisi ve global ölçekte Türkiye’ye rekabet avantajı sağlayacak çalışmalar konuşuldu. Çalıştayda ortaya çıkan “Yapay Zeka Seferberliği” için atılması gereken somut adımlar belirlendi.
TRAI Çalıştay raporunda, “Yapay Zeka Seferberliği” için ülkemizin yapay zekâ teknolojisine yönelik kaynaklarının ve yeteneklerinin kullanılması gerektiği, bu doğrultuda ekosistem iş birliklerinin önem taşıdığı, ayrıca kamu, özel sektör, akademi, girişimler ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışarak ortak bir vizyon geliştirmesi gerektiği vurgulandı.
Çalıştay raporundaki SWOT analizine göre, Türkiye’nin dijitalleşme altyapısı, stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusu gibi avantajları öne çıkıyor. Bu avantajlar, Türkiye’nin yapay zekâ teknolojilerini benimsemesi ve geliştirmesi için büyük bir potansiyel sunuyor. Raporda, sağlık, otomotiv, tarım ve savunma sanayi gibi kritik sektörlerde yapay zekâ uygulamalarının hayata geçirilmesinin önemine de dikkat çekiliyor.
Raporda yer alan bilgilere göre; yapay zekâ seferberliğinin başarılı olabilmesi için veri kültürünün ve yetkinliklerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Veri okuryazarlığının artırılması, veri güvenliği ve etik kullanımı sağlamak için gerekli adımların atılması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, toplumun tüm kesimlerinde yapay zekâ yetkinliklerinin artırılması ve bu alanda eğitim programlarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade ediliyor.
“Türkiye’nin yapay zekâ konusunda gidecek yolu var”
TRAI Direktörü Can Sinemli, Türkiye’nin yapay zekâ alanında gidecek yolunun olduğunu vurgulayarak, ekosistemin büyümesi ve gelişmesinin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. Yapay zekâ projeleri ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin artırılmasının önemine dikkat çeken Sinemli, yetkinlik konusunun da kritik olduğunu ifade etti. Türkiye’nin değerli beyinlerinin yapay zekâ alanına yönlendirilmesi ve bu alanda gelişmelerin sağlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, etik ve güvenilir yapay zekâ konusundaki endişelere dikkat çekerek, bu alanlardaki araştırma ve çözümler için kaynak ayrılmasının önemini belirtti. Teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve akademilerle iş birliği yapmanın büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi.
“Yapay zekâ ekosisteminin etik, hukuk ve politika boyutları ele alınmalı”
Can Sinemli, yapay zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesinin pek çok fırsat ve avantaj getirdiğini belirterek, bu teknolojilerin etik, hukuk ve politika boyutlarının dikkatle ele alınması gerektiğini vurguladı. Yapay zekâ uygulamalarının güvenli, adil ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesinin ve kullanılmasının, toplumsal kabul ve sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Sinemli, etik ilkelere uyum, bireylerin haklarının korunması ve veri güvenliği konularının, yapay zekânın toplum üzerindeki etkilerini olumlu yönde şekillendirmede temel taşlar olduğunu söyledi. Aynı zamanda, yapay zekâya ilişkin mevzuat ve politikaların güncellenmesinin, teknolojinin potansiyel zararlarından korunmayı ve toplumun geniş kesimlerinin bu yeniliklerden faydalanmasını sağlayacağını belirtti. Sinemli, “Bu bağlamda, Türkiye’nin yapay zekâ ekosisteminin etik, hukuki ve politik boyutlarını ele almak, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücümüzü artıracak ve teknolojinin toplumla uyumlu bir şekilde entegrasyonunu sağlamaya yardımcı olur” açıklamasında bulundu.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar