Skip to main content

Google Türkiye’nin Smart Shopper 2024 araştırması, tüketicilerin satınalma yolculuğundaki beklenti ve davranış değişikliklerine yönelik önemli çıktılar sunuyor.

Google Türkiye Perakende ve Teknoloji Sektör Lideri Alpagut Çilingir

2024 yılı, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarının hem çevrimiçi hem de fiziksel kanallarda hızla değiştiği bir dönem olmaya devam ediyor. Google’ın Türkiye’deki tüketicilerin satınalma yolculuğundaki beklentilerini anlamak ve davranışları analiz etmek amacıyla 2019 yılından bu yana gerçekleştirdiği Smart Shopper Araştırması da 2024 yılında bu değişimin dinamiklerine yönelik önemli çıktılar sunuyor.

“Smart Shopper 2024” çalışması, tüketici alışveriş ve araştırma davranışları üzerine yedi ürün kategorisinde (elektronik, ev & bahçe, moda, gıda & bakkaliye, güzellik, oyuncak, mücevher) kapsamlı küresel bir analiz sunuyor. Araştırma kapsamında metodoloji olarak nüfusun ulusal düzeyde temsili için yaş, cinsiyet ve bölgeye göre çevrimiçi temsili kotalar uygulanarak belirlenen toplam 2 bin 100 kişi, ürün kategorilerine eşit olarak dağıtıldı. Her katılımcı bireysel alışveriş davranışlarına göre seçildi ve yalnızca bir kategoriye ait anketi tamamladı.

Tüketiciler artık daha bilinçli ve alışveriş öncesi daha fazla araştırma yapıyor

Araştırma sonuçlarına göre tüketiciler, alışveriş öncesi daha bilinçli kararlar almak için araştırmaya yöneliyor. Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 90’ı, bir ürünü satın almadan önce mutlaka çevrimiçi araştırma yaptığını belirtiyor. Bu oran, tüketicilerin bilgiye erişim konusundaki hassasiyetini ve karar alma süreçlerinde daha fazla veriye ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Özellikle tüketici elektroniği ve ev & bahçe kategorilerinde çevrimiçi araştırmaların yoğunluğu dikkat çekiyor.

Fiziksel mağazadan alışveriş önemini koruyor

Dijital ve mağazadan yapılan alışveriş tercihin bakımından Türkiye genelinde tüm kategorilerde yüzde 66 dijital kanaldan alışverişi satınalma kanalı olarak tercih ederken, yüzde 34 fiziksel mağazadan alışveriş yapmayı tercih ediyor. Ancak fiziksel mağazadan yapılan alışverişin yükseliş gösterdiği kategoriler de var. Fiziksel mağazaların önemini korumasının arkasında ise mağazada ürünü görebilme, hissedebilme ve deneyebilme isteği yatıyor. Moda, güzellik ve oyuncak gibi kategorilerde, tüketicilerin yüzde 84’ü mağazada ürünü deneyimlemenin bir avantaj olduğunu ifade ediyor. Bu bulgu, fiziksel mağazaların güven duygusu yaratma ve ürün deneyimleme ihtiyaçlarını karşılamada hala kritik bir rol oynadığını gösteriyor.

Çevrimiçi ve fiziksel mağazadan alışveriş yapmanın yanı sıra çok kanallı alışveriş deneyimi de yükselişini sürdürmeye devam ediyor. Alışverişte kullanılan temas noktalarının çeşitliliği, tüketicilerin daha bilinçli ve çokyönlü kararlar almasını sağlıyor. Anket katılımcılarının yüzde 57’si alışveriş yapmak için beş veya daha fazla kanal kullandığını ifade ediyor. Tüketicilerin yüzde 79’u alışveriş süreçlerinde hem çevrimiçi hem de fiziksel kanalları kullanarak esnek bir yolculuğu benimserken; tamamen çevrimiçi alışveriş yapanların oranı yüzde 11, yalnızca fiziksel mağazaları tercih edenlerin oranı ise yüzde 10 olarak belirtiliyor.

Yeni nesil dijital araçlar alışverişe yeni bir yön veriyor

Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin alışveriş yolculuklarında kullandıkları araçlar ve teknolojiler giderek çeşitleniyor. Katılımcıların yüzde 79’u, son altı ay içinde alışveriş yaparken ilham almak için yeni teknolojilerden faydalandığını belirtiyor. Kısa formatlı videolar, sosyal medya platformları, görsel arama araçları ve yapay zeka tabanlı çözümler, bu süreçte öne çıkan kanallar arasında yer alıyor.

Özellikle sosyal medya, tüketicilerin ilgisini çeken bir ürün keşif aracı olmayı sürdürüyor. Anket katılımcılarının yüzde 76’sı sosyal medya platformlarını ürünler hakkında bilgi almak için kullanırken, yüzde 41’i kısa formatlı videolar aracılığıyla ürün keşfi yapıyor. Ancak sosyal medya üzerinden doğrudan ürün satın alanların oranı yüzde 43’ten yüzde 37’ye düşmüş durumda. Bu, kullanıcıların sosyal medyada daha çok keşif amaçlı vakit geçirdiğini ortaya koyuyor.

Buna karşılık, Google ürün araştırmalarında ana arama motoru olarak en çok tercih edilen platform olmaya devam ediyor; katılımcıların yüzde 99’u, ürün araştırmalarında Google’ı kullandıklarını belirtiyor. Arama motoru ve sosyal medya araçlarının dışında katılımcıların yüzde 35’i ürün hakkında daha fazla bilgi edinmek için Google Lens gibi görsel arama araçlarını kullanırken, yüzde 23’ü marka veya perakendeci web sitelerindeki chatbot’larla iletişime geçtiğini belirtiyor. Anket katılımcılarının yüzde 13’ü de sohbet tabanlı yapay zekâ araçlarıyla etkileşim kurduğunu söylüyor.

Yapay zekâ, alışveriş deneyimine katkı sağlıyor

Google Türkiye, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında yapay zekâ kullanımını anlamak amacıyla bin 500 kişi ile “Alışveriş Yolculuğunda AI Kullanım Anketi” de gerçekleştirdi. Bu çalışma, yapay zekânın alışveriş süreçlerinde nasıl konumlandığını ve kullanıcıların bu teknolojilere karşı farkındalık düzeyini ortaya koymayı amaçladı.

Anket sonuçlarına göre, internet üzerinden alışveriş yapan katılımcıların yüzde 86’sı yapay zekâya yönelik farkındalığa sahip olduğunu belirtti. Bu yüksek oran, çevrimiçi alışveriş yapanların teknolojiye yatkınlığını ve yapay zekâ tabanlı çözümlere olan ilgilerini net bir şekilde gösteriyor. Ancak dikkat çeken bir bulgu, kullanıcıların yapay zekâyı en az alışveriş süreçlerinde kullanmalarına rağmen, bu teknolojiyi en çok ürün ve fiyat araştırması (yüzde 20) ile ürün karşılaştırma (yüzde 19) gibi işlevlerde faydalı bulmaları oldu. Bu sonuçlar, tüketicilerin yapay zekâyı daha aktif şekilde nasıl kullanabilecekleri konusunda hâlâ bilgi eksikliği yaşadıklarını, ancak bu teknolojiyi keşfetmeye açık olduklarını ortaya koyuyor. Yapay zekâ, tüketicilere alışveriş sürecinde daha kişiselleştirilmiş ve etkili çözümler sunarken, aynı zamanda yeni kullanım alanlarının keşfi için büyük bir potansiyel barındırıyor.