ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nde çalışan Sema Rosinbum, Facebook’taki paylaşımlara göre Türkiye’deki Golden Retriever cinsi köpekleri kaçırarak ABD’de deneyler için kullanıyor, köpeklerin deneylerde kullanılması üzerinden para trafiği sağlıyordu. Twitter’daki ‘Kaç Saat Oldu?’ kullanıcı isimli bir hesaba göre Adana’da devletin el koyduğu bir geneleve, müftü yardımcısı Mehmet Uysal kayyım olarak atanmıştı. 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Muharrem İnce’nin oy kullandığı sandıktaki başörtülü sandık görevlisi İnce’nin uzattığı eli sıkmamıştı.
Bu bilgiler hakikat sonrası çağda, yanlış oldukları belirtilene kadar hedef gösterdikleri kişileri mağdur etmekten başka neye yarar? Aslında pek çok şeye…
Rosinbum köpekleri kaçırmıyor, onları sahiplendiriyor. Mehmet Uysal ise Tokat’taki müezzinlik görevini sürdürüyor. Sandık görevlisinin, Muharrem İnce’nin elini sıktığı, yanlış bilginin videonun titizlikle kesilmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Bu yanlış bilgilerin ortaya saçılması, şahısların sosyal lince uğramasına, manevi ve hatta maddi kayıplarla karşılaşmasına yol açtı.
Sosyal medya, bireyin aklını ve eylemlerini kalabalığın iradesine bırakarak kimliğini örttüğü, bütünüyle anonimleşerek güruhun hareketine kapıldığı linç kültürünü alevledi. Bu alev, günden güne bir yangına dönüşürken, bitmeyen bir öfke ve hedef göstermeyi hem sosyal hem de fiziki alana taşıyarak, kutuplaşmayı dinamik tutuyor.
Sosyal linçe ırkçılık, cinsiyetçilik ve nefret söylemi de eşlik ediyor
Sosyal medyada ortaya çıkan linç büyük oranda hakikat sonrası çağın özellikle popülizm ve kurumlara güvensizlik dinamiklerinden besleniyor. Adalet duygusunun zedelenmesi ve adli mercilerin itibar kaybı, sosyal medya kalabalıklarının yargılama ve infaz mekanizmasını hukuk veya vicdana dayanmaksızın kullanmasına yol açıyor.
Sosyal lincin tehlikeli boyutlara ulaştığı ve yanlış kişileri hedef alma potansiyeline en çok yaklaştığı dönemler ise, toplumsal fay hatlarının gerildiği momentler. Böyle anlarda kırılmalar, hedef gösterilmesi en kolay kişilerin taşlanmasıyla yaşanıyor. Hayvan haklarına duyarsızlık, sekülerliğin tehdit altında olduğu hissi veya seçimler… Tümü “Türkiye’de her şey olur” kolaycılığının yerleştiği zihinlerin hızlıca inanabileceği sahte haberlerin serpilmesine ve öfke, kızgınlık, suçlama gibi duygulardan beslenmesine yol açıyor. Kişileri veya grupları hedef alan sosyal lince çoğunlukla dış görünüşteki değişikliğe yapılan vurgu, ırkçılık, cinsiyetçilik ve nefret söylemi de eşlik ediyor.
Sanal bir dünyada yaşanıp biten öyküler, internetin ilk zamanlarında kaldı. Sosyal medyanın kalabalıkların bilgeliği ve deliliğini kışkırtma potansiyeli, yukarıda saydığımız örnekleri, geri dönülemez noktalara sürükleyebiliyor.
Meksika’da 2018’de WhatsApp üzerinden yayılan bir mesaj şöyle başlıyordu: “Herkes dikkatli olsun, çocuk kaçıran başbelaları ülkeye girdi.” Mesaj, iki kişinin yakılarak öldürülmesiyle sonuçlandı. Üstelik bu kişilerin ne çocuk kaçırmayla ne de herhangi bir suçla bağlantıları bulunuyordu.
Geçen haftalarda Bangladeş’te yapımı devam eden Padma Köprüsü için sekiz çocuğun kaçırıldığı ve kurban edildiği sahte haberlerinin Facebook ve YouTube’da yayılması üzerine 30 kişi saldırıya uğradı, sekiz kişi linç edilerek öldürüldü. Öldürülen insanların hiçbirinin böyle bir olayla bağlantısı yoktu.
Bunlar dünyanın ücra köşesinden seçme hikayeler değil. Burnumuzun dibinde yaşanıp bitenlere dair ürkütücü uyarılar. Reina saldırısının ardından, sosyal medyada dolaşan ve hangisinin doğru olduğu artık tamamen belirsizleşen saldırgan fotoğrafına benziyor diye Pendik’te dövülen ve ardından sınırdışı edilen Türkmenistan uyruklu K.M.’yi hatırlayalım.
Tüm sahte haberleri avlamak bir hayalden ibaret, ancak…
Teyit gibi doğrulama platformları bu tarz sahte haberlerin hızına ve WhatsApp gibi kapalı platformlardaki sirkülasyonuna her zaman ayak uyduramıyor. Yanlış bir bilginin yayılma hızıyla onun yanlış olduğunu ortaya koymanın zorluğu arasındaki ters ilişki, yanlış bilgiyi çoğunlukla avantajlı kılıyor. Yine de bu organizasyonların en büyük hedefi; internetteki bir bilginin yanlış olabileceği ön kabulünü yerleştirmek. Tüm sahte haberleri avlamak bir hayalden ibaret, ancak sahte haber avcılığını zihinlere yerleştirmek, herkesi birer teyitçi haline getirmek, bilgi kirliliği ile ortaya çıkan linç hareketlerinin önüne geçebilir.
Lincin kendine özgü bir özelliği, bireyi düşünme, karar verme ve hedefi kontrol etme gibi bilişsel yetenekleri kullanmak zorunda kalmaktan özgürleştirmesidir. Bu nedenle lince katılan kişinin eğitim seviyesi, yaşı, cinsiyeti önemsizdir. Lince katılanlar cahil olmadığı gibi, aldatılmış da değildir. Sosyal lincin ortaya çıkmasını önleyebilecek en temel mekanizmalardan biri eleştirel düşünce alışkanlığını tetiklemek ve bireylerin lincin aktif bir öznesi olduğunun farkına varmasını sağlamak. Dünyadaki tüm teyit platformlarının yayınlarıyla sağlamaya çalıştığı şey de budur; şüphe kasını aktif tut, eleştirel düşünceyi yay.
Mehmet Atakan Foça ,Teyit.org Kurucusu
Yorumlar