Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması ile Ipsos; Türkiye’de salgın vakasının ilk kez tespit edilmesini takiben vatandaşların bu konuya ilişkin farkındalık düzeylerini, endişelerini, değişen davranışlarını ortaya koymaya devam ediyor.
Ipsos’un Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması’nda çalışanlara, “Kasım ayında açıklanan yeni kısıtlama kararlarından işinin veya işyerinin etkilenip etkilenmediği” soruldu. Verilen yanıtlar incelendiğinde; Çalışanların yüzde 70’i; işi/işyerinin bu kısıtlamalardan çok fazla veya kısmen etkilendiğini belirtiyor. Bu soru dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul için de sorulduğunda sonuçların oldukça benzer olduğu görülüyor. İstanbul yanıtlarının detayına bakıldığında ise rakamlar; yüzde 30 çok etkilendiğini, yüzde 41 ise kısmen etkilendiğini dile getiriyor.
İstanbullular, Türkiye geneline kıyasla virüsü kendileri ve aileleri için daha ciddi bir tehlike olarak görüyor.
Ipsos’un yaptığı araştırmada; İstanbul halkının salgınla ilgili değerlendirmelerini ve deneyimleri de daha detaylı ortaya koyuluyor. Koronavirüsün kendileri ve aileleri için tehlike oluşturduğunu düşünenlerin oranı ülke genelinde oldukça yüksek. Toplumun yüzde 57’si ciddi bir tehlike olduğu görüşünde… Bu oran, İstanbullular arasında daha da yüksek (yüzde 65). Virüsün kısmen tehlike oluşturduğunu düşünenlerle beraber oran yüzde 90 seviyesine çıkıyor.
Salgının gidişatının kötü gittiğini düşünenler ağırlıkta. İstanbul halkı, ülke geneliyle benzer görüşte.
Ipsos’un araştırmasında; vatandaşlara ülkemizde koronavirüsle mücadelenin gidişatına dair değerlendirmeleri soruldu. Gidişatı kötü bulanlar yüzde 47, çok kötü bulanlar ise yüzde 25. Diğer bir ifadeyle her 10 kişiden 7’si gidişatın kötü veya çok kötü olduğunu düşünüyor. İstanbul halkı da ülke geneliyle benzer bir değerlendirme yapıyor.
Toplumda İstanbul’a giriş-çıkışların kısıtlanması beklentisi hakim… İstanbullular bu uygulamayı daha fazla destekliyor.
Araştırmanın gerçekleştirildiği dönemde ülkemizde vaka sayısının ortalama 30 bin olduğu açıklandı. Vatandaşların salgının hız kazanmasıyla beraber daha geniş kapsamlı kısıtlama beklentisi içine girdiği ortaya çıkıyor. Toplumun yüzde 80’i İstanbul’da giriş çıkışlara kısıtlama getirilmesi gerektiğini savunuyor. İstanbul halkı bu fikri daha da fazla destekliyor. yüzde 84, İstanbul için giriş-çıkış kısıtlaması getirilmesini söylerken, buna karşı çıkanların oranı yüzde 9 ile sınırlı kaldı.
Okulların kapatılma kararı ülke gelinde destek görüyor. İstanbul’da destek düzeyi daha yüksek.
Salgın sürecinde eğitimin nasıl devam edeceği ülkemizin en önemli konu başlıklarından birisi oldu. 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimle başlayan yeni eğitim-öğretim yılı, 21 Eylül’de kademeli olarak yüz yüze eğitime geçiş yapılması kararıyla devam etti. Çocukların okula gidip gitmemesi ebeveynlerin tercihine bırakıldı. Ancak; yeni alınan bir kararla ara tatilden sonra okula dönülmeyeceği, tekrar uzaktan eğitime geçileceği açıklandı. Bu son karara ilişkin kamuoyunun yaklaşımını sorduğumuzda yüzde 77’si bu kararı doğru bulduğunu ifade ediyor. Karara karşı çıkanlar toplumun yüzde 15’ini oluşturuyor. İstanbul halkı, okulların kapanması kararına daha fazla destek veriyor. Yüzde 83 bu kararın doğru olduğu görüşünde. Nüfus yoğunluğu, okula servisle gidip gelen veya toplu taşıma kullanmak zorunda kalan öğrencilerin sayısının İstanbul’da yüksek olması gibi etkenler bu görüşü İstanbul için daha güçlendirmiş olabilir.
Yorumlar