Son dönemde hepimizin heyecanla takip ettiği, doğru bilgiyi almak için pek çok farklı kaynağı kullanmak zorunda kaldığımız bu dönemde, meclise geçtiğimiz ayın ortalarına doğru yeni bir yasa tasarısı geldi. Yasanın eski halini incelemek isteyenler şuradan bakabilir.
Şimdi biraz egzersiz zamanı! En büyük sıkıntı basın özgürlüğü kısmı, zaten bu maddeyi her okuduğumda gülüyorum, ne yalan söyleyeyim. Sanki bir özgürlük varmış ya da isteniyormuş gibi bunu kanun olarak yazmış olmaları beni derinden etkiliyor! Bu kadar çok muğlak, nereye çekersen gidecek şekilde, havada kalmış, amacı çok belli bir tasarı her zaman olduğu gibi ülkemiz için yine bir çok problemi yanında getirecek. Maddeleri incelediyseniz ben şimdi sizin kafanızı biraz daha karıştırayım. Haberi duyduğum sırada yanımda gazeteci arkadaşım Serhat Ayan vardı. Kendisinin de tknlj.com adında bir sitesi var. Kendince haber üretip, özgürce yazılarını yazıyor. Birlikte madde madde kanunu ve tasarısını incelemeye başladık. Hatta, bununla ilgili Rock FM 94.5’ de özel bir radyo programı bile yaptık. İlk tespitlerimizi sizlerle paylaşıyorum.
Kanun diyor ki:
-Site sahiplerinin ve dahi servis sağlayıcılarının isim ve adreslerinin sitede yazılması gerekiyor. Bunu yapmayanlara 500 TL ila 20 bin TL’den az olmayacak para cezası öngörülüyor.
Evet bu kanunla Serhat Ayan gibi serbest gazetecilik yapanlar, ev adreslerini verecekleri için şuursuz bir kesimin tehditi altında olacaklar.
-Basın Kanunu’na virgül ile eklenmiş internet haber siteleri, standart basın ile aynı statüye yükselmiş oluyor mu? Zannetmiyorum. Kanun tasarısında bununla ilgili hiçbir madde, fıkra göremedim.
Tasarıdaki cezalar siteleri borç batağına sürükleyebilir
Bu durumda, “Benim sitem var başbakan ile aynı uçakta Pakistan’a gideceğim” diyebiliyor muyuz? Galatasaray-Fenerbahçe maçına “Spor sitem var haberler yapıyorum ev adresimi de verdim, basın tribününden izleyeceğim haydi beni akredite edin” diyebiliyor muyuz? Oluyorsa stadların yeniden inşa edilmesi lazım 500 bin kişilik mümkünse yapın. Zira 250 bin basın mensubu akredite olur en az benden söylemesi.
Cezaî yaptırımlar konusu da ilginç, sitesinden paraya para demeyen kaç haberci var acaba! Ancak cezalar herkesi borç batağına sürükleyecek cinsten. Tamamen ayarsız ve yine maalesef muğlak!
Şimdi sitenizden yayınladığınız bir haber sebebiyle başınıza neler gelebilir biraz onlardan bahsedelim.
Timur Akkurt’un ‘Paran ve cesaretin varsa haber sitesi açabilirsin’ başlıklı yazısı Digital Age Nisan 2014 sayısında yer alıyor.
İlk maddede görmüştük adını, adresini vermezsen 500 TL’den 20 bin TL’ ye cezayı yiyebilirsiniz.
Kafa karıştırıcı, baş ağrıtıcı maddelerden biri, yazdığınız haberlerin 6 ay boyunca saklanma zorunluluğu. Ben haberi yazınca silemeyeceğim. 6 ay içinde benden isterse vermekle yükümlüyüm. Sitem çökerse? Haberler giderse? Korsanlar sitemi patlatırsa? Eğer haberleri veremezsem 1000 TL’den az olmamak üzere cezaya çarptıralacağım mevcut maddelere göre. 100 bin TL de olabilir, üst sınır yok!
-Eğer bir şey yazmışsam ve biri buna cevap verirse bunu bir haftadan az olmamak suretiyle sitemde yayımlamakla yükümlüyüm. Eğer yayımlamazsam 150 bin TL’den az olmamak üzere para cezasına çarptıralacağım mevcut kanunla…
-Sürmekte olan bir duruşmayı etkileyecek şeyler yazarsam 50 bin TL, birinin haberini basarsam 10 bin TL, cinsel saldırı ve cinayet gibi fiillere özendirirsek 10 bin TL’den az olmayacak cezalar ve güzel hapis süreleri bizleri bekliyor.
-Ekşi Sözlük, İnci Sözlük gibi siteler ne statüsünde olacaklar? Haber desen değil, forum desen değil.
Yeni kanunla el koyma ve dağıtım yasağı da bizleri bekliyor. Hem 5651 hem de 5187 tehdidi var artık üzerimizde.
Maddeler aşağı yukarı bu şekilde. Bu maddeleri okuduğumda hemen bilişim hukuku alanında bir avukat olan Serhat Koç’u aradım. Sorum, “Yurt dışında bu işler nasıl? Örneğin İngiltere’de internet siteleri için çıkmış özel yasalar var mı” idi.
Cevap aslında işin ne kadar geçmişe dayandığını gösterdi.
Av.Serhat Koç, İngiltere’de öyle herşey için bir yasa çıkartalım mantığı yok. Kafanın bozulduğu, hükümetin kendine risk gördüğü herhangi birşey için “e hadi bunun da kanunu çıkartalım” gibi bir durumu yok. Orada yasalar ve demokratik sistem o kadar oturmuş ki, ülkeyi tehdit edecek, gerçekten sorun çıkabileceklerini düşündükleri konular ile ilgili genel yasaları var. Sadece yasa önemli değil bu arada. Adil yargılama, objektif değerlendirme ve kendini savunma hakkı o kadar oturmuş durumda ki, kimsenin kafasında bir soru işareti kalmıyor. Diğer avrupa ülkelerinde de durum farklı değil. O yüzden Avrupa Parlamentosu çıkan bu yasalar, davalar ile ilgili kaygılarını her fırsatta raporlar şeklinde yayımlıyor, söylüyor.
Tasarının amacı, haber alma özgürlüğünü kısıtlamak
Bu kanun tasarılarının amacı bellidir. Kimse vatandaşın iyiliği için yapılıyor diye atmasın. Tamamen basın özgürlüğü ve vatandaşın haber alma özgürlüğünü hiçe saymak, haber almasının önünü daha da tıkamak için yapılan bu çalışmalarla maalesef ülkemiz ileri değil her geçen gün daha da geriye gidiyor ve böyle giderse gitmeyede devam edecek. Kimsenin fikrini söyleyemediği, habercilerin haber yapamadığı, bir ülkede demokrasi kelimesi çok sırıtıyor. Herkesin özellikle de yasa yapıcıların bir an önce bu kafa yapısından kurtulması dileğiyle.
Son bir haber daha: BBC’de yayımlanan bir haberde, babası Kim Jong-Il’in ölümü sonrası Aralık 2011’de Kuzey Kore’nin başına geçen Kim Jong-Un, son olarak ülkenin en yüksek yasama organı olan Yüksek Halk Meclisi’ne seçildi. Kuzey Kore’nin resmi haber ajansı KCNA, Kim’in pazar günkü seçimlerde “tüm seçmenlerin oyunu aldığını” duyurdu. Kendisini buradan tebrik ediyorum. Anlayan, anladı!
Yorumlar