Brand Week‘in üçüncü gününde Oyunlaştırma Stratejisti ve Mentor Pete Jenkins, Oyunlaştırma ile Mükemmel Marka Deneyimleri Yaratmak isimli sunumuyla, markanın oyunlaştırmayla birlikte nasıl çalıştığını katılımcılarla paylaştı.
Oyunu sürece ve faaliyete dönüştürmek oyunlaştırmayı tanımlıyor. Önce ne oynuyoruz ve nasıl oynuyoruz sorusuna odaklanmak gerektiğini söyleyen Jenkins, insanlarla iletişimde olarak oyunlaştırma projelerinin başarılı olmasını kolaylaştıran unsurlardan bahsetti: “Önce kullanıcıların çözmek isteyeceği bir problem ortaya koymamız lazım. Oyunlaştırmada bazı şeyleri gizemli kılarak rekabet duygusunu artırmak başarı getirir.”
Jenkins, oyunlaştırmada beynimizi etkileyen dört hormonun çalışma prensibini şöyle ifade etti:
Dopamin: Ödül bir amaç yaratıyor ve beynimizde keyif hissiyatı veriyor. Hedef koyarsanız beyinde dopamin salgılanıyor.
Oksitosin: Ekip halinde olmak ve başarı elde etmek bir bağ oluşturuyor ve oksitosin salgılanıyor.
Serotonin: Zor bir şey başardıysanız ve sonunda büyük bir ödül varsa serotonin salgılanıyor.
Endorfin: Oyunda bir challange varsa ve belli zorluklardan geçmeniz gerekiyorsa endorfin salgılanıyor.
Oyuncu deneyimin içinde olmalı
Pazarlamadaki hedef ve amaçlar doğrultusunda satışları artırabilmek için oyunlaştırmayı kullandıklarını ifade eden Jenkins’a göre oyuncu yolculuğunda dört temel evreyi takip etmeli: Keşif, alıştırma, kabuklaşma ve hâkimiyet. Yani oyuncu önce keşfeder, yola koyulur ve son olarak usta olursa markayı tanıyabilir.
Oyunlaştırmada duyguların önemini vurgulayan Jenkins sunumunda şu ifadelere yer verdi: “Uzun vadeli müşteri sadakati oluşturmak, tüketici memnuniyetini artırmak ve olumsuz marka deneyim oranlarını düşürmek için yaratıcı oyunlaştırma stratejileri gerekiyor. Reklam kampanyalarında duygular önemli. Oyuncuyu oyuna sokabilmek için hissiyat yaratmanız gerekiyor. Bu duyguların yolculukta nihayetinde aşama aşama ilerlemesi lazım. ”
Yorumlar