Ben işletme okumuş biri olarak oyun sektörüne olan tutkum ve merakım ile bu alanda sıfırdan başladım, deneyimleyerek öğrenmenin ne kadar değerli olduğunu gördüm. “Oynanabilir sanat üretmek” mottosuyla kurduğumuz Recontact Digital Arts ile oyun endüstrisine giriş yaptığımdan bu yana hiçbir zaman kadın-erkek ayrımcılığını hissetmedim. Aksine, evrenselliği hissettiğim bu sektörü kadınların henüz fark etmemiş olduğunu gözlemledim. Oyun geliştiricileri ve yapımcıları derneği Oyun Tasarımcıları, Geliştiricileri, Yapım ve Yayımcıları Derneği’nin (OYUNDER) yönetim kurulundaki ilk kadın olarak fikirlerim her zaman saygıyla dinlendi, uygulamaya alındı ve birlikte gerçekleştirdik.
Türkiye’de mobil oyuncularının yüzde 51’i kadın ama oyun üreten kadınların oranı yüzde 22. Yani, kadınlar tüketiyor ama üretmiyor. Diğer yandan Türkiye’de çok az kadının ve genç kızın oyun endüstrisinde kariyer düşünmesi bizim için bir diğer sorundu, bu sorunu çözebilmek ve geleceği birlikte tasarlayabilmek için Women in Games Turkiye’yi üç yıl önce kurduk. Amacımız 109 milyar dolarlık oyun endüstrisinde kadınların oyuncu olarak değil yenilikçi ve yaratıcı fikirleriyle yer almasını sağlamak. Bunun nasıl olacağını anlayabilmek için oyun endüstrisinin dinamiklerine bakmak lazım.
Oyun endüstrisi; bilgisayar oyunu senaristliği, oyun kurgusu uzmanlığı, oyun tasarımcılığı, oyun ara yüzü tasarımcılığı ve geliştiriciliği, oyun programlama ve kodlama uzmanlığı, oyun yapımcıları ve oyun yayıncılığı ve alt kategorilerini içeren yaratıcılık temelli çok disiplinli bir çalışma sahasına sahip. Öncelikle bu çeşitliliği fırsat olarak görmemiz lazım. Bunu yaparsak, yani farklı alanlardaki tecrübeleri, lokal değerlerini, entelektüel bilgi birikimini oyuna aktarabilirsek fayda ve fark yaratan eserler ortaya koyabiliriz. Dünyada oyun endüstrisi 109 milyar dolarlık bir sektör. Bunun 46 milyar dolarını mobil oyunlar oluşturuyor ve her geçen gün hızlı bir şekilde büyüyor. Türkiye’de ise oyun pazarı her yıl yaklaşık yüzde 30 oranında büyüyor. Pazarın büyümesine istikrarlı bir şekilde yapılacak olan girişimcilik ve yatırımcılık odaklı çalışmaların artırılması ile de oyun geliştirme endüstrisinin ihracat potansiyelinde artışı sağlanabilir.
Women in Games Türkiye’den kadınlara açık çağrı
Oyun ihracatı bir kültür ihracatıdır. Kültür üretimi yaratıcı endüstrilerin farklı bileşenleriyle birlikte ele alınmalı. Şu dönemde ağırlıkla tüketerek büyüyen bir endüstrimiz var. Türkiye’de oyun sektörünü emekleyen bir bebeğe benzetmek mümkün. Oyun şirketlerinin ortalama yaşı 4. Ancak doğru yönlendirilir ve büyütülürse müthiş bir potansiyelimiz var. Trendleri takip etmek de bu potansiyeli ortaya çıkarmak adına önemli. Örneğin yeni dönem oyun kreasyonları insan mobil etkileşimin değişimiyle farklılaşacak, bunun altını çizelim. Artırılmış gerçekçilik (AR) oyun tüketim alışkanlıklarını değiştirecek. Biz de bu değişimin içinde güncel ve vizyoner projeler gerçekleştirme arzusundayız. Yeni bir ekonomik dil oluşuyor nitelikli iş gücü ortamını yaratmak bizlerin sorumluluğunda.
Böylesine büyük ve güçlü bir sektör olan oyun sektöründe kariyer yapmayı hedefleyen kadınları, kadın girişimcileri, karakterlerini, eserlerini, tecrübesini ve/veya teknik kapasitesini sektör paydaşları ile paylaşmak isteyenleri, dijital sanatı merak eden, ilgi duyan ve bir parçası olmak isteyen öğrencileri Women in Games Turkiye’nin bir parçası olarak öğrenmeye, paylaşmaya, ilham kaynağı olmaya bekliyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar gününe ithafen 3-4 Mart’ta İTÜ Magnet’de Türkiye’nin dört bir yanından gelecek 80 kadına oyun tasarımı, geliştirme, karakter tasarımı gibi eğitimler sektörün öncü şirketlerinin profesyonelleri tarafından verilecek. Oyunun gücüne inanan ve bu dünyanın bir parçası olmak isteyen tüm kadınları bu etkinliğe bekliyoruz.
Simay Dinç, Women in Games Kurucusu
Yorumlar