Download sayısının başarıyla doğru orantıda olmamasını iki önemli faktörle açıklayabiliriz. Bunlardan ilki uygulama indirtme maliyetinin çok yüksek olmasıdır. Çoğu mobil pazarlamacının uygulama mağazası algoritmalarını aşmak için app-install reklamlaına başvurduğu aşikâr. Fakat, kampanya maliyetlerinin çoğu zaman müşteri ömrü değerini aşması bu çözümü ekonomik olarak elverişsiz kılıyor. İkinci olarak, download oranlarının uygulamayı indiren kullanıcılar hakkında yeterli bir veri sunmaması. Uygulamayı indiren kullanıcılardan yaklaşık olarak sadece yüzde 25-40’ı bir hafta içinde uygulamayı tekrar ziyaret ediyor, ancak bir yıl içinde tekrar ziyaret eden kullanıcıları oranı ise yüzde 4 olarak belirleniyor. Aynı zamanda, edinilmiş kullanıcıların da çok az bir kısmı uygulamayı aktif olarak kullanıyor, yani uygulama retention sorunu yaşıyor. Bu gerçekler sayesinde uygulama başarı kriterinin sadece download oranından geçmediği büyük ölçüde kanıtlanıyor.
Retention oranı kullanıcıların uygulamayı indirdikten sonra tekrar ziyaret etme grafiğine bağlı olarak ortaya çıkan bir orandır. En uygun retention hesaplama şekli olarak Flurry’nin de kullandığı “Rolling Retention” ı örnek gösterebiliriz.Bu hesaplama şeklinde uygulamayı indirdikten sonra 28. gün ve ondan sonraki herhangi bir gün uygulamayı ziyaret edenler, elde edilen kullanıcılar olarak ele alınır.
Bu ölçü doğrultusunda 5 anahtar strateji ile kazanmak için çaba sarf ettiğiniz kullanıcıların size bağlı kalmasını sağlayabilirsiniz.
Kullanıcılarınıza kulak verin
Retention oranlarınızı yükseltmek için öncelikle kullanıcılarınızın neden uygulamanızı kullanmayı bıraktıklarını anlamanız gerekiyor. Bunun yolu da kullanıcılarınızdan gelen geri bildirimlere ve diğer sosyal sinyallere gerçekten kulak vermekten geçiyor. Bunu yapabilmek için de müşteri hizmeti ile mobilin birleştirilmesi gerekiyor. In-app mesajlaşmalar ve anketlerle kullanıcılarınızı yakından tanıma ve uygulamanızla ilgili yorumlara ulaşma fırsatı yakalayabilirsiniz. Bu içgörüler bir sonraki güncellemeler için önemli bir şekillendirme sağlarken, kullanıcıların uygulamaya olan bağlılıklarını da artırır.
Kullanıcılarınızla uygun mesajlar ve proaktif etkileşimler ile iletişimde olun
Push notification’lar kullanılarak kullanıcıya mesaj vermek düşünüldüğünün tam tersine çok fazla kullanıldığında uygulamanızın retention oranlarına zarar verebilir ve kullanıcıların uygulamanızı kullanmaktan kaçınmasına ya da silmesine yol açabilir. Ayrıca kullanıcılarla, uygulamayı kullanmak istedikleri anda veya kullanırken iletişime geçmek kullanıcılar tarafından rahatsız edici bulunabilir ve uygulamayı kapatmasına sebep olabilir. Bu sebeple de kullanıcılarınızla iletişime geçmenin en iyi yolu olarak kullanıcının, in-app olayını tamamlamasından, izlemek istediği videoyu izlemesinden veya uygulamada yapmak istediği aktiviteyi bitirmesinden sonra proaktif etkileşimlerle yapabilirsiniz.
Kullanıcılarınız onlara değer verdiğinizi bilsinler
Kullanıcı görüşlerini toplayıp analiz ettikten sonra onların geri bildirimini aldığınızı belirtin ve onlara teşekkür edin, kullanıcılarınıza onlara değer verdiğinizi göstererek retention oranınızı artırabilirsiniz. Kullanıcılarınızın istekleri doğrultusunda yapılmış bir güncellemede bunu kullanıcılarınıza bildirerek, onların görüşlerini sadece dinlediğinizi değil aynı zamanda onlara büyük değer verdiğinizi de göstermiş olursunuz.
Kullanıcılara sizi tekrar ziyaret etmeleri için bir neden verin
Uygulamaların yüzde 70’i ilk haftadan siliniyor ve bunun büyük ölçüde nedeni kötü içerik. Eğer kullanıcılarınızın uygulamanızı günbegün ziyaret etmelerini istiyorsanız, onları uygulamanızı açtıklarında yeni ve orijinal içeriklerle karşılaştırmalısınız. Hangi şekilde olursa olsun, kullanıcının yeni bir içerik ile karşılaşması, uygulamanızı günlük olarak “Acaba bugün yeni bir şey var mı,” sorusu ile meraka teşvik edecek ve uygulamanızı kontrol etmeyi bir rutin haline dönüştürecek.
Uygulama işinin matematiğini kavrayın
Retention pazarlama stratejinizi ölçümlemenin bir yolunu bulun. Temel hedefleriniz neler ve hangi metrikler ile bunların başarısını anlamlandırabilirsiniz? Genel olarak retention, indirilen uygulamayı silmek anlamına gelen uninstall, aylık kullanıcı sayısı, günlük aktif kullanıcı sayısı, kullanıcı sadakati ve yaşam süresi değerleri baz alınır. Bu kriterler sayesinde aktif bir kullanıcının ne kadar “aktif” olduğunu anlayabilirsiniz. ARPU bu soruların cevaplanmasında size en yardımcı olacak mobil pazarlama metriği olup, ortalama olarak her bir aktif kullanıcınızın gelirinize kattığı gelir miktarıdır. ARPU metriği uygulamanızın kategorisi ve gelir modeline göre değer farklılığı gösterebilir. Üyelik ücreti isteyebilecek kadar değer sağlayan ve aylık olarak 50 bin doların üzerinde gelir üreten trend uygulamalar haricinde, ARPU genelde aktif kullanıcı başına aylık 0,04 dolar olarak sabit bir değer alır.
Mobil pazarlamanın yeni ölçütü olan retention oranı, sabit bir tanımı olmayan ve uygulamanızın türüne ve mobil pazarlama stratejinize göre değişen bir içeriktir. Retention oranınızı ölçümleyebilmek için öncelikle sizin için, edinilmiş bir kullanıcının ne anlama geldiğini bilmeniz gerekiyor. Uygulamanızın pazarlama ve reklam bütçeleri için edindiğiniz kullanıcıların ne kadarının aktif kullanıcıya dönüştüğü büyük önem taşımakta. Size yarar sağlamayan kanallardan yarar sağlayanlara geçişinizi yönlendiren bu oranları inceleyip uygulamanızdan edindiğiniz geliri maksimuma çıkarabilirsiniz. Mobil pazarlama ve uygulama geliştirmeyi, müşteri öncelikli bir planlamaya dönüştürdüğünüzde retention oranınızı artırabilir, daha çok gelir sağlayabilir ve maliyetlerinizi, pahalı kullanıcı edinim kampanyalarını minimuma aza indirebilirsiniz.
Yorumlar