Matbaanın bulunması ve yaygınlaşmasıyla, bilgi ve fikirler daha geniş kitlelere ulaşma imkânı bulmuşsa da, matbaalar çoğu zaman yönetenlerin kontrolünde kaldı. 18. yüzyıldan itibaren birçok ülkede düzenli sürelerle yayımlanan gazeteler, bilgiye ve habere ulaşma, fikirlerin ve önemli düşünürlerin yazılarının kitlelere ulaşmasında oldukça etkinlik sağladı. Ancak, gazeteler de tarih boyunca iktidarlar tarafından kontrol edilmeye çalışıldı. Kimi zaman doğrudan sansür uygulaması, kimi zaman da ekonomik ve özgürlüklerden yoksun bırakma baskısıyla oto-sansür mekanizmaları devreye girdi. Gazeteler ayrıca topluma verilmesi gereken mesajları ve yanlı bilgileri de taşıyan bir manipülasyon aracına da dönüşebildi.
Teknolojinin gelişmesiyle iletişim olanaklarına radyo ve televizyonlar da katıldı. Ancak, radyo ve televizyon, gazetelerin kaderine ortak olarak, başta manipülasyon olmak üzere, iktidarların sesi niteliğine kavuştu. Gazete ve kitap sınırlı sayıda kitlelere ulaşabilirken, radyo ve televizyon yayınları sınırsız sayıda kitleye en güncel haliyle ulaşabiliyor, dolayısıyla kitleleri etkilemek için fazlasıyla manipülatif iletişim araçları haline gelebiliyordu. Bugün hemen hemen her ülkede, basın, radyo ve televizyon sıkı denetim kurallarına bağlı, izin, ruhsat ve imtiyazlarla yayınlarını sürdürmeye devam ediyor.
90’lı yılların ikinci yarısı halka inen ve 2000’li yılların başında gelişen internet teknolojisi, insanlığa iki taraflı, etkileşimli, düşük maliyetli (çoğu zaman ücretsiz) ve herhangi bir izin, ruhsat ve imtiyaz gerektirmeyen bir kitle iletişim aracı haline geldi. İlk başta, statik ve interaktif olmayan internet siteleri ile anlık mesajlaşma sağlayan Internet Relay Chat (IRC) dönemi yerini, önce dinamik internet site ve forumlarına, daha sonra kolaylıkla kurulup işletilebilen blog ve sonrasında ise sosyal ağlara bıraktı.
Mobil internetin ucuzlaması ve yaygınlaşmasıyla, ses görüntü kaydeden ve bunu anında yayınlayabilen akıllı telefonların büyük sayılara ulaşması, artık herkesi kendi başına bir medya ve yayıncı haline getirdi. İşin en iyi tarafı, internet için ruhsat, imtiyaz, başvuru gibi prosedürlerin hiçbir zaman gerekmiyor olması.
Bilişimdeki gelişmeler bilginin küresel anlamda paylaşılmasına neden oldu
Yüzyıllardır birilerinin tekelinde olan ve kitleleri daha sıkı yönetebilmek için saklanan bilgiye ulaşmak, araştırmak, tartışmak, sorgulamak ve paylaşmak yeni dünyanın alışılagelmiş sıradan faaliyetleri haline geldi. Bilişim alanındaki gelişmelerin, toplumsal alanda önemli ve köklü değişikliklere yol açması, özellikle kitle iletişim alanında yaygınlaşması ve gelişmesi, uluslararası sınırları ortadan kaldırarak, bilginin yakın ve dar bir çevre yerine küresel anlamda paylaşılmasına sebep oldu.
Birçok devlet, bu tür bir sınırsız bilgi paylaşımını tehlikeli gördü. Zira, devlet sırları da dâhil artık hiç bir şey gizli kalamıyor. Çocuk pornografisi, kara para aklama, terör ve ırkçılık gibi tehditlere karşı yasal düzenlemelerin arka planında ise (güya suçla mücadele edebilmek amacıyla) internete ve sosyal medyaya kısıtlamalar getiriliyor.
Türkiye ise yeni internet yasasıyla, vatandaşa bilgiye erişme özgürlüğü değil, iktidarlara interneti kontrol altında tutma, istediği yayını çıkarabilme, istediği siteyi engelleyebilme özgürlüğü veren ülkelerden oldu. Biz ne kadar engelleri bireysel olarak aşabilirsek aşalım, toplumun büyük bir kısmı engellenmiş interneti kullanacak. Bilgi toplumu hayalleri ise sonraki bir 10 yıla kalacak.
Yorumlar