Sosyal bir yaratık olan insan, kendi imajının başkaları tarafından nasıl algılandığına önem verir. Verilen önemin şiddeti kişiden kişiye değişir; ancak herkes en azından bir iki kişinin kendisi hakkında olumlu görüşlere sahip olması ihtiyacını hisseder. Olumlu da yanlış bir kelime olabilir, çünkü görecelidir. Kişinin kendisi için arzuladığı resim ve sahip olduğunu düşündüğü değerler ile uyumlu diyelim. Öz sosyal farkındalığın bir boyutundan bahsediyorum. Takmaya çalıştığımız maskeden bahsediyorum. Maskemiz düştüğünde veya tam takamadığımızı hissettiğimizde yaşadığımız kaygı ve endişeden bahsediyorum. Kötü bir şey değil, toplum içinde yaşama gerekliliğinin doğal bir sonucudur bu.
Bu kaygı toplum içinde sergilediğimiz davranışlara yön verir, seçimler yapmamıza, bazen arzularımızı bastırmamıza neden olur. Öte yandan, maskemizin performansından memnun olduğumuz zamanlarda kaygımız azalır, özgüvenimiz yükselir, daha huzurlu oluruz. Bir tatminden bahsediyorum.
Peki, maskenin iş gördüğünden nasıl emin oluruz? Fiziksel dünyada diğer insanların bize karşı davranışlarından ve bizim hakkımızdaki konuşmalarından maskemizin etkinliğini ölçmeye çalışırız.
Dijital mecrada profil puanlama sisteminin önemi
Dijital sosyal medya ortamında ise her şeyin olduğu gibi, maskemizin de etkinliğini ölçen metrikler var ve bu metriklerin sadece var olması bile bunlardan psikolojik olarak etkilenmemiz için yetiyor. İnternet insanlar arasındaki iletişime aracılık eden bir ortam. Yani, insan davranışların kendisini değil kalıntılarını barındırıyor. Gözlemlediğimiz şey kişinin davranışı değil, davranışının geride bıraktığı iz. Bu izler kayıt altında ve istatistikleri çıkartılabiliyor. Klout skoru, takipçi sayısı, re-tweet edilme sıklığı, arkadaş sayısı, etki faktörü, Google sıralaması, like sayısı, lokasyon valilikleri, rozetler ve oyun puanları vb. Bunlar bir profil ile etkileşime giren diğer profillerin davranışlarının izlerine anlam yüklemeye çalışan istatistiklerdir aslında. Dijital sosyal ortamda bu istatistikler profillerin puanlarını diğer insanlara gösterdiği sürece bu puanlar önemli olacaktır. Sosyal statü göstergesi olarak kabul görecek ve takılan maskenin etkinliğine dair metrik görevi görecek. Bu tezi destekleyen akademik çalışmalar da var.
Yeni nesil gençlerin ve sosyal medyayı imaj yönetimi açısından kullanan insanların önemli bir kısmının sosyal medya kullanımındaki temel performans göstergelerinin bunlar olduğunu hiç düşündünüz mü? Bu bize bir şey söylüyor olabilir mi? Bence şöyle söylüyor: Sosyal medyayı pazarlama amacıyla kullanırken markamızın değil hedef kitlemizin profil puanlarına odaklanmamız gerekiyor. Değer üretmek için markamızın değil kitlemizin fan sayısını, like sayısını, re-tweet sayısını, klout skorunu, arkadaş sayısını, Google sıralamasını ve rozetlerini yükseltmeyi amaçlamamız gerekiyor. Markanın değil, müşteri ve potansiyel müşterilerin maskeleriyle meşgul olmamız gerekiyor. Siz ne dersiniz? Bunu yapmayı hiç denediniz mi?
Yorumlar