Rakuten, Naver, Tencent, Foxconn, TSMC ya da Sysmex size ne ifade ediyor? Birçoğunuz bu şirketlerin isimlerini ilk kez duyuyor belki de. Ama size Apple, Amazon, Facebook, Twitter ya da Google demiş olsaydım, onlarla ilgili en son gelişmeleri sayabilirdiniz belki de.
Yeni bir Silikon Vadisi alternatifi (Bölüm 1) dgtl.ag/2f3ri9Q
Yeni bir Silikon Vadisi alternatifi (Bölüm 2) dgtl.ag/2xFbCyF
İlk satırdaki markalar Asya’nın en büyük teknoloji şirketlerinin isimleri. Hatta, bazıları adını her gün duyduğunuz Batılı teknoloji şirketlerinden kat ve kat daha büyük ve başarılı.
İşte, temel anlamda Batı ve Doğu arasındaki fark bu. Batı, kendini anlatma, tanıtma, dinletme, izletme, pazarlama ve algıyı manipüle etme anlamında uzmanlaşmışken, Doğu kendinden biraz olsun bahsetmeye çekinen, o gün işini mükemmel yapamamışsa rahat uyuyamayan bir zanaatkâr gibi.
İşte, tam da bu nedenle yukarıda ismini saydığım şirketleri tanımıyorsunuz. Tüm dünya medyayı ve gündemi Batı merkezinden başlayarak algılıyor bu çağda. Kendimizi bile onlardan dinliyoruz. Onlar bizi nasıl görüyorlar, merak ediyoruz.
Silikon Vadisi’nin inovasyon anlamında en iyi örnek olarak önümüzde olmasının temel nedeni de bu Batı ve Doğu arasındaki farktan kaynaklanıyor. Silikon Vadisi’ndeki girişimler kendilerini adeta bir hediyeymişçesine paketleyebilme açısından oldukça yetenekliler. Serinin ilk bölümünde bahsettiğim Edward Bernays’in sosyal psikolojiden yararlanarak kurguladığı pazarlama ve ikna yöntemleri başarılarının arkasındaki en güçlü iticilerden biri.
Geçen ayki yazıda, Silikon Vadi’sindeki bu paketleme yeteneğinin ilk kez kullanılmaya başlandığı dönemden bahsetmiş, Vadi’ye yatırımcının girmesiyle değişen kültürün körüklediği .com balonunun patlamasının detaylarını vermiştim.
“Designed in China” gündemde
Pazarlama ve paketleme, elbette, çok önemli ama temel üretim ve yaratıcılık konularında artık tüm dünya yüzünü doğuya, Asya’ya dönmüş durumda. ABD’nin büyük şirketlerindeki yetenekli beyinlerinin çoğunun Asya göçmeni olması zaten Doğu’daki entellektüel kaynağın ne kadar zengin olduğunu da kanıtlıyor.
Çoğumuz, Asya ülkelerini sudan ucuza işçilik satın alabildiğiniz ya da Batı’nın 10’da birine programlama yaptırabildiğiniz yerler olarak kodlamışız beyinlerimize. Oysa, artık yetenekleri sadece bu değil. Asya, dünya üzerinde inovasyonun en hızlı yükseldiği yer haline geldi.
Tüm dünya yakın bir zamana kadar “Made in China”yı bir kalitesizlik damgası olarak anarken, Çin hükümetinin teknolojiye olan inanılmaz odaklanmasıyla şu an “Designed in China” yazılı ürünler konuşulmaya başlandı.
Şu sıralar Asya ülkelerinde, imitasyon kültüründen inovasyon kültürüne doğru bir evrim yaşanıyor.
127 ülkede, 81 indikatörün değerlendirilmesiyle oluşturulan Global İnovasyon İndex’inde* üst sıraları Çin, Güney Kore ve Singapur gibi Asya ülkeleri almaya başladı. Önceki yıllara göre üçer-beşer basamak atlayarak şaşkınlık verici hızlarla yükselmeye devam ediyorlar.
Çin, Ar-Ge yatırımları açısından (ABD’nin) dünyanın en iyi ikinci ülkesi. “Yatırım yapmış olmak her zaman bir gelişim sağlanacağı anlamına gelmez” diye düşünebilirsiniz ama dünya üzerindeki entellektüel sermayenin en iyi göstergelerinden biri olan patent sahipliğinde* ilk üç bu yatırımların boşa gitmediğini gösteriyor; Birinci ABD’nin 300 bin, ikinci Çin’in 233 bin ve üçüncü Japonya’ın 227 bin onaylanmış patenti var.
“Designed in China” yazılı ürünlerin konuşulmaya başlandığına inanmayanlarınız için aynı araştırmanın “En çok endüstriyel tasarımı yaratan ülkeler” tablosunun ilk sırasında açık ama çok açık ara fark ile Çin’in durduğunun altını çizebilirim. Çin 650 bin farklı tasarım üretmiş iken ikinci Almanya 76 bin ve üçüncü Güney Kore 69 bin tasarım sahibi.
Gelecek ayki yazıda Asya’nın yükselişini sağlayan, gizli kalmış stratejilerden ve ülkemizin örnek alması gereken noktalardan bahsedeceğim.
* Global İnovasyon Raporunu incelemek için www.globalinnovationindex.org
** World Intellectual Property http://bit.ly/wip-2017
Yorumlar